Blog

Tem20

2.000 Yıllık Kıbrıs Gemi Batığının Gizemi Nasıl Çözüldü?

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AkdenizBatikDendrokronolojiGirneHelenistikKıbrıs



2.000 Yıllık Kıbrıs Gemi Batığının Gizemi Nasıl Çözüldü?

Arkeologlar Hellenistik dönem gemisini yüzeye çıkardıklarında, geminin şarap ve badem yükü taşıdığını fark ettiler.

 

Zeynep Şoray - www.arkeofili.com

 

Girne batığında bulunan yemişler, kereste ve diğer eşyaların yeni analizi, bu geminin ne zaman yapıldığını ve battığını gösteriyor.

 

 

Dalgıç gemiyi 1965 yılında Kuzey Kıbrıs açıklarında buldu. C: Girne Gemi Kazısı

Kıbrıs açıklarında sünger arayan bir dalgıç 1965 yılında Akdeniz’in dibinde bir gemi kalıntısı keşfetti. Arkeologlar Hellenistik dönem gemisini yüzeye çıkardıklarında, geminin şarap ve badem yükü taşıdığını fark ettiler.

Şimdi, aradan 60 yıl geçtikten sonra, bu bademler araştırmacıların gemi enkazının zaman çizelgesini bir araya getirmelerine yardımcı oldu. Yayımlanan bir çalışmaya göre, besleyici yemişlerin analizi ve geminin kerestelerinden alınan ahşap örnekleri, geminin MÖ 286 ile 272 yılları arasında battığını gösteriyor.

Araştırmacılar 14 metrelik Girne batığını yıllardır inceliyor. Dört kişilik bir tayfası olduğunu, kurşun kaplamalı ahşaptan inşa edildiğini ve kare yelkenli bir direği olduğunu biliyorlar.

Georgia Üniversitesi’nden antropolog Brita Lorentzen, “Bir gemi batığının içeriği bize özellikle hangi ürünlerin takas edildiğini, insanların deniz yoluyla nerede ve nasıl seyahat ettiğini, hangi insan gruplarının birbirleriyle temas halinde olduğunu ve bu erken dönem sosyal ve ekonomik ağlardan nasıl etkilendiklerini söyleyebilir” diyor.

Ancak araştırmacılar enkazdan pek çok bilgi toplayabilmiş olsalar da, batığın yaşı bir sır olarak kaldı.

Araştırmacılar daha önce gemide bulunan sikke ve çanak çömlek gibi bazı eşyaları analiz ederek gemiyi tarihlendirmeye çalışmışlardı. Bu analizler, araştırmacıların yaptığı açıklamaya göre, geminin MÖ 300’lerin sonlarında battığını gösteriyordu. Daha sonra, geminin aslında MÖ 294 ila 290 yılları arasında battığını tahmin ettiler, ancak yine de emin değillerdi.

 

 

Gemi Kıbrıs’taki Girne Kalesi’nde bir müzede sergileniyor. C: Girne Gemi Kazısı

Daha kesin kanıtlar isteyen araştırmacılar, ağaç halkalarını incelemeyi içeren bir tarihleme tekniği olan radyokarbon tarihleme ve dendrokronolojiye yöneldi.

Ama önce büyük bir engelin üstesinden gelmeleri gerekiyordu. Gemi enkazı 1960’larda sudan çıkarıldığında, konservatörler çürümesini yavaşlatmak için ahşaba polietilen glikol adı verilen petrol bazlı bir bileşik uygulamışlardı.

Lorentzen, “Polietilen glikol eklemek gemi ahşaplarının kurumasını, büzülmesini ve su dışında toza dönüşmesini önlüyor. Ama aynı zamanda petrol ve uzun süre önce ölmüş organik kalıntılardan gelen çok miktarda karbon da içeriyor.” diyor. Bu nedenle, polietilen glikol sürülen herhangi bir numune radyokarbon tarihleme çalışmalarının sonuçlarını çarpıtıyor.

Araştırmacılar polietilen glikol’ü ahşaptan çıkarmak için yeni bir yöntem geliştirdiler ve bunu Roma döneminden kalma ve dendrokronoloji kullanılarak tarihlendirilmiş ahşap örnekleri üzerinde test ettiler. Geliştirdikleri teknik işe yarayınca Girne batığından bir örnek üzerinde denediler; ayrıca bir müzede duran enkaza ait işlenmemiş bir kereste parçasının izini sürdüler.

Yapılan analizler, geminin ahşaplarının MÖ 4. yüzyılın sonlarında yetişen ağaçlardan geldiğini gösterdi. Ağaçlar muhtemelen MÖ 355 ila 291 yılları arasında kesilmişti.

Aynı zamanda gemiyle beraber batan bazı taze yeşil bademleri ve bir koyun ya da keçiye ait bir kemik parçasını da incelediler. İstatistiksel modelleme kullanarak geminin muhtemelen MÖ 286 ile 272 yılları arasında battığını tespit edebildiler.

Bu arada, araştırmacıların eski ahşabı analiz ederken kullandıkları bilimsel standartta bir tutarsızlık da buldular ve düzelttiler, bu nedenle makalelerinin diğer eski gemi enkazlarının incelenmesi için daha geniş etkileri var.

Başkaları başarısız olurken araştırmacılar geminin tarihlendirilmesinde neden başarılı oldular? Araştırmada yer almayan Kanada’daki Manitoba Üniversitesi’nden klasikçi Mark Lawall, “Radyokarbon tarihleme ve dendrokronoloji alanları on yıllar boyunca büyüdü, gelişti ve sonuçlarını rafine etti” diyor.

“Bilim çok çalışarak zaman içinde gelişir. Zaman alır ve zamana ihtiyacı vardır.”


Smithsonian Magazine. 2 Temmuz 2024.

Makale: Manning, S. W., Lorentzen, B., Bridge, M., Dee, M. W., Southon, J., & Wenger, M. (2024).

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için