Blog
2021 Aralık Ayının En Önemli 10 Arkeoloji Haberi
2021 Aralık Ayının En Önemli 10 Arkeoloji Haberi
www.arkeofili.com
Aralık ayında Türkiye’de ve dünyada yapılmış en ilginç ve önemli arkeolojik keşifleri bu listede derledik.
10- 3.6 Milyon Yıllık Ayak İzleri, Bilinmeyen İnsan Atasına Ait Çıktı
Bilinmeyen bir insan atası, Tanzanya’daki ünlü “Lucy” ile aynı yerde ve aynı zamanda yaşamış ve garip bir şekilde yürümüş.
Antik ayak izleri, Tanzanya’daki ünlü insan atası “Lucy” ile aynı zamanda ve aynı bölgede yaşayan gizemli bir insan akrabasını ortaya koyuyor. Yeni çalışmaya göre, garip bir şekilde bu esrarengiz izler, yürüyüş sırasında bir bacağın diğerinin üzerine geçtiği alışılmadık bir çapraz adım yürüyüşüne sahip. Bilim insanları pek çok inceleme ve karşılaştırmadan sonra, bu ayak izlerinin Australopithecus afarensis tarafından değil, henüz tanımlanamayan bir hominin tarafından yapıldığı sonucuna vardılar.
9- Denisova Mağarası’nda Beş Hominine Ait Fosiller Keşfedildi
Uluslararası bir ekip, güney Sibirya’daki Denisova Mağarası’nın kilit bölgesinden soyu tükenmiş beş yeni insan fosili tespit etti.
Üç Denisovalı ve bir Neandertal içeren kalıntılar, güvenli ve iyi tarihlendirilmiş ~ 200.000 yıllık bir bağlamda bulundu. Taş aletler ve yemek artıkları gibi arkeolojik kalıntılarla çevrili buluntular, bu erken homininlerin Avrasya’ya yayılırken uyum stratejilerine ışık tutuyor. Yeni tanımlanan beş insan kemiğinden dördü, araştırmacıların mitokondriyal genomlarını yeniden yapılandırmasına izin verecek kadar yeterli otantik DNA parçası içeriyordu. Bunlardan üçü Denisovalı mtDNA tipiyle ve biri Neandertal tipiyle uyumlu. 200.000 yıl öncesine tarihlenen yeni Denisovalı kemikleri, genetik olarak dizilimi yapılmış en eski insan fosillerinden bazıları oldu.
8- 41.500 Yıllık Fildişi Kolye, Avrasya’daki En Eski Takı Olabilir
Mamut dişinden yapılmış nokta motifli 41.500 yıllık bir kolye ucu, Avrasya’da modern insanların yapmış olduğu bilinen en eski takı olabilir.
Bilim insanlarından oluşan bir ekibin buluntuyla ilgili yayınladığı makalede, şu anda iki parça halinde olan kolyenin 2010 yılında Polonya’nın Stajnia Mağarası’nda yürütülen arkeolojik kazılar sırasında bulunduğu ve yapılan son radyokarbon tarihleme çalışmalarının buluntuyu yaklaşık 41.500 yıl öncesine tarihlendiği belirtiliyor. Ekip yaptığı açıklamada, “Kolyenin dekorasyonu, birbirini düzensiz bir şekilde takip eden 50’den fazla noktalı desenden ve iki tam delikten oluşuyor.” diyor. Bu noktalı desenlerden her birinin başarılı geçen bir avı ya da Ay’ın veya Güneş’in döngülerini temsil edebileceği düşünülüyor.
7- Denize Birkaç Adım Kala Ölmüş Vezüv Kurbanı Bulundu
Arkeologlar, MS 79’da Vezüv Yanardağı’nın patlamasından sonra Herculaneum’da denize kaçarken ölen bir adamın kalıntılarını keşfettiler.
40’lı yaşlarının ortasında olan adam, yanardağın ölümcül ısı, kül, kaya ve enkaz patlamasından kaçarken Herculaneum sahillerinde ölmüş. Bir zamanlar denizin kıyıyla buluştuğu yerden sadece birkaç adım ötede bulunan antik Romalı, son anlarını değerli eşyalarını içerebilecek küçük bir çantayı tutarak geçirmiş. Araştırmacılar çantanın içeriğini henüz tam olarak belirlemedi, ancak ilk araştırmalar çantada tahta bir kutu ve küçük bir demir veya bronz yüzük olduğunu gösteriyor.
6- Neandertaller, Ormanları Otlaklara Çeviren İlk Homininlerdi
Almanya’da yapılan kazılar, Neandertallerin yaklaşık 125.000 yıl önce ormanlık alanı açık alana dönüştürdüklerini gösteren kanıtlar taşıyor.
Araştırmacılar, yaklaşık 125.000 yıl önce Neandertallerin, iki orta Avrupa gölünü çevreleyen büyük ölçüde ormanlık bir alanı nispeten açık bir manzaraya dönüştürdüğünü söylüyor. Almanya’daki iki antik göl havzasında daha önce ortaya çıkarılan polen, odun kömürü, hayvan fosilleri ve diğer materyallerin analizleri, bu homininlerin çevrelerini yeniden şekillendirdiğine dair bilinen en eski kanıtları sağlıyor. Araştırmacılar, Neandertallerin orada yıl boyunca devam eden günlük aktivitelerinin büyük bir çevresel etkiye sahip olduğundan şüpheleniyorlar. Yaklaşık 2.000 yıllık bir süre içinde meydana gelen bu çabalar, kamp ateşi yakmayı, kasaplık işlemlerini, odun toplamayı, alet yapmayı ve barınak inşa etmeyi içeriyordu.
5- Mısır Firavununun Mumyası 3.500 Yıl Sonra Dijital Olarak Açıldı
I. Amenhotep’in mumyası, bilim insanları tarafından dijital olarak açıldı ve mezar eşyalarından dişlerine kadar tüm detayları ortaya çıktı.
Radyolog Sahar Saleem, Amenhotep’in dar çenesi, küçük burnu ve kıvırcık saçlarıyla fiziksel olarak babasına benzediğini söylüyor. Yaklaşık 3.500 yıl önce yaşamış biri için şaşırtıcı bir şekilde, dikkat çekici derecede iyi dişleri vardı. 3B bilgisayarlı tomografi (BT) tarama teknolojisini kullanarak elde edilen sonuçlar benzersiz ve büyüleyici. Bulgular, firavunun görünüşü ve birlikte gömüldüğü mücevherlerin cömertliği hakkında ayrıntılı bilgi veriyor. Amenhotep öldüğünde yaklaşık 35 yaşındaydı. Yaklaşık 169 cm boyundaydı, sünnetliydi ve güzel dişleri vardı. Sargılarının içinde 30 tılsım ve altın boncuklu benzersiz bir altın kuşak takıyordu.
4- Vikinglere Ait En Büyük Uzun Evlerden Biri Bulundu
Bilim insanları, radar kullanarak bir Demir Çağı yerleşimi bulmayı ve Viking kültüründeki yeri hakkında daha fazla bilgi edinmeyi başardılar.
Arkeologlar, üç yıl önce Norveç’te bir Viking gemisinin ortaya çıkarıldığı yerden çok uzakta olmayan bir yerde, İskandinavya’da şimdiye kadar keşfedilen en büyük Viking uzun evlerinden birini buldular. Gömülü yapı yaklaşık 60 metre uzunluğunda ve 15 metre genişliğinde. Uzun evler, MÖ 1200’den 600’e kadar uzanan Viking yerleşimlerinde yaygın olarak bulunan büyük ortak yapılardı. Araştırmacılar, büyük uzun evin varlığının Viking döneminde Gjellestad’ın ne kadar zengin ve önemli olduğunu gösterebileceğine inanıyor.
3- Antik DNA, Bilinen En Eski Aile Soy Ağacını Ortaya Koydu
Britanya’daki Neolitik dönem mezarı, bir erkek ve dört kadının soyundan gelen beş neslin kalıntılarını barındırıyor.
Britanya’daki en iyi korunmuş Neolitik mezarlardan birindeki antik DNA’nın analizi, oraya gömülen insanların çoğunun tek bir geniş ailenin beş sürekli neslinden olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmacılar, Hazleton North tümülüsünde gömülü 35 kişinin kemiklerinden ve dişlerinden elde edilen DNA’yı analiz ederek, 27’sinin yakın biyolojik akraba olduğunu tespit etti. Grup, yaklaşık 5.700 yıl önce (MÖ 3700-3600 civarında) çiftçiliğin Britanya’ya gelmesinden yaklaşık 100 yıl sonra yaşamıştı. Sonuçlar, Neolitik çağda akrabalık ve gömme uygulamalarına yeni bakış açıları sağlıyor. Araştırma ekibi, mezara gömülenlerin çoğunun, aynı adamdan çocukları olan dört kadının soyundan geldiğini gösteriyor.
2- Çin’de Bir Kase İçinde 2.400 Yıllık Çay Kalıntısı Bulundu
Çin’deki Zhou Krallığı’nın antik başkentindeki Savaşan Devletler dönemine ait bir mezardan bir kasede kömürleşmiş çay kalıntıları bulundu.
Çay ekiminin ilk bahsinin, muhtemelen Savaşan Devletler döneminde (MÖ 475-221) yazılmış, geleneksel tarım olaylarını kaydeden eski bir Çin almanak olan Xiaxiaozheng’de geçtiğine inanılıyor. Ancak çayın fiziksel kanıtı, çayın kökenini, gelişimini, işlevini ve kültürünü doğrulamak için çok önemli. Yakın zaman önce ise, Shandong eyaleti, Zoucheng kentindeki Zhou Krallığının antik başkent bölgesinde Xigang’daki 1 Nolu mezardan çıkarılan bir kasede 2.400 yıllık kömürleşmiş çay kalıntıları bulundu. Kalıntıya yapılan analizler, numunenin çay olarak tanımlanabilen bol miktarda kalsiyum fitolit içerdiğini ve FTIR spektrumlarının modern çay kalıntısınınkine benzer olduğunu gösterdi. Yaklaşık 2.400 yıl önce Savaşan Devletler’in ilk aşaması olan Zoucheng’de çay kalıntılarının tanımlanması, çayın kökenini yaklaşık 300 yıl daha geriye götürdü.
1- Antik Roma’da Çarmıha Germenin Fiziksel Kanıtı Bulundu
Fenstanton’da topuk kemiğinde çiviyle bulunan 1.900 yıllık iskelet, Roma dünyasında çarmıha germenin en iyi fiziksel kanıtı olabilir.
Cambridgeshire’da bir konut geliştirme alanında bulunan yaklaşık 1.900 yıllık iskelet, ilk başta özellikle dikkat çekici görünmüyordu. Ölüm anında 25 ila 35 yaşları arasında olan adam, Fenstanton’da yeni keşfedilen bir Roma yerleşiminin çevresindeki beş mezarlıktan birinde, ahşap bir yapıya, muhtemelen bir sedyeye sahip bir mezara kolları göğsünde olacak şekilde gömülmüştü. Ancak kalıntıları Bedford’daki bir laboratuvara kaldırıldığında, korkunç bir keşif yapıldı. Uzmanların Roma dünyasında bir çarmıha gerilmenin en iyi fiziksel kanıtı olduğunu söylediği kanıt, topuk kemiğinde bir çivi çakılı olduğu görüldüğünde anlaşıldı.
BONUS
Niğde Kalesi'ni Gezen Bir Kişi, Defineci Çukuruna Düştü
Kalenin avlusunda, defineci tünelinin neden olduğu göçük görülebiliyor.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >