Blog
3 bin 500 yıllık midye kabukları bulundu, bazı midyeler hala kapalı
“Midyelerin Tunç Çağları’nda ve ondan önce tarih öncesi dönemlerde tüketildiğini biliyorduk".
www.arkeonews.com
Arkeologlar, Tepecik Höyüğü’nde ortaya çıkarılan kamusal alanın deposundaki küplerin içinde bazıları kapalı 3 bin 500 yıllık midye kabukları Buldu.
Tepecik Höyüğü, Aydın ilinin Çine ilçesinde yer almaktadır. Höyükteki tabakalar, Kalkolitik Çağ’dan Roma Dönemi’ne kadar bölgede kesintisiz bir yerleşim olduğunu göstermektedir.
Höyükte Geç Tunç Çağı’na ait güçlü bir savunma sistemi ortaya çıkarılmıştır.
Tepecik Höyüğü’nde 2004 yılında başlatılan kazı çalışmaları, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevinç Günel başkanlığında yürütülüyor.
Batı Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Tepecik’te bugüne kadar saray benzeri bir yapı ve tahıl kapları, 3 kule, dönemin hükümdarlarının resmi ziyaretlerde hediye olarak kullandıkları eşyaların bulunduğu bir oda ve bir fırın ortaya çıkarılmıştır.
Çalışmalar sırasında o dönemde alet yapımında kullanılan obsidyen de dahil olmak üzere birçok kalıntı da bulundu.
Prof. Dr. Sevinç Günel, “2024 yılı kazı sezonunda 3 bin 500 yıl öncesine, Geç Tunç Çağı’na ait kültür katmanlarını ortaya çıkardık. Ayrıca dönemin hükümdarlarından birine ait bir kamusal alan yapısı da bulduk” dedi.
“Şu anda bir kamu binasında, bu şehrin hükümdarına ait binanın deposunda çalışıyoruz.”
Günel, kısmen açıkta kalan noktada bulunan küpün içinde bir kısmı kapalı, yoğun bir şekilde bir araya getirilmiş midye kabukları bulduklarını söyleyerek, “Midyelerin Tunç Çağları’nda ve ondan önce tarih öncesi dönemlerde tüketildiğini biliyorduk. Tüketim malzemesi yani gıda ve beslenme geleneği içerisinde yerini alır. Bu bakımdan bunların toplu halde bulunması hem bilgilerimizi destekledi hem de daha net bilgiler edinmemizi sağladı” diye konuştu.
Tepecik Höyüğü’nün Tunç Çağı’ndaki adı henüz bilinmemektedir. Yerleşimin o dönemdeki adını bulmak için Hiti kaynakları araştırılmaktadır.
Kapak Fotoğrafı: Enes Uzun/AA
By Oğuz Büyükyıldırım
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >