Blog
3400 Yıllık Egtved Kızı, Muhtemelen Seyyah Değildi
3400 Yıllık Egtved Kızı, Muhtemelen Seyyah Değildi...
Bronz Çağ’da yaşamış iki kadın (biri muhtemelen genç bir rahibe), önceki araştırmaların aksine, Avrupa içinde uzaklara seyahat etmemişti. Yeni bir araştırmayla, bu kadınların, günümüz Danimarka’sından hiç ayrılmamış gerçek bir ev kuşu oldukları anlaşıldı.
Önceki iki çalışmada araştırmacılar, kadınlara ait kalıntılardaki izotopları analiz etmişler ve böylece kadınların nerede yaşadıkları ile ilgili parçaları bir araya getirebilmişlerdi. Ancak şimdi yeni araştırmalarla, bu analizlere modern tarım kireçlerinin bulaştığı anlaşılıyor.
Çalışmanın eş araştırmacısı izotop jeokimyacısı Rasmus Andreasen, “İşte bu nedenle, tarih öncesi insanları izlemek için stronsiyum (izotopları) kullanıldığında bu, büyük bir özenle ve arazinin nasıl kullanıldığı iyice anlaşılarak yapılmalı. Başka türlü yanlış bir sonuca ulaşabilirsiniz.” diyor.
Fakat yine de, bu konudaki özgün çalışmayı yapan araştırmacılar çalışmalarının arkasında durmaya devam ediyor.
Danimarka Milli Müzesi’nde arkeometri profesörü olan Karin Frei ile Kopenhag Üniversitesi’nde Jeoloji ve Jeokimya profesörü Robert Frei, “Aarhus’ta yapılan çalışmada, genel olarak yorumumuzu değiştirecek bir şey yok: Bronz Çağı’ndan bu iki kadın uzaklardan gelmişti.”
“Üstelik DNA ve stronsiyum izotop araştırmalarına dayanan yeni tarihli diğer Avrupa çalışmaları da, Bronz Çağı’nda, Avrupa’da insanların yüksek derecede bir hareketliliğe sahip olduğuna işaret ediyor.” diyor.
“Müthiş iki gezgin” miydiler?
Her iki Bronz Çağı kadını da, arkeologlarca iyi tanınıyor: (Muhtemelen rahibe olan) Egtved Kızı’na ait kalıntılar ve Skrydstrup Kadını’nın kalıntıları sırasıyla 1921 ve 1935 yıllarında, Danimarka’da bulundu. Daha yakın bir zamanda, 2015 ve 2017 yıllarındaki yayınlanan sonuçlarda, Freiler meslektaşları ile bu iki kadının da birinci sınıf gezgin olduklarını bulmuştu.
Freiler ve ekibinin Egtved Kızı hakkında buldukları şey, Egtved Kızı’nın ilk yıllarını muhtemelen Danimarka dışında, büyük olasılıkla güney Almanya’da geçirmiş olduğu ve 18 yaşındayken Danimarka’da bugün Egtved olarak bilinen köyde ölmeden önce hayatının son iki yılında, Danimarka ve (muhtemelen doğum yeri olan) başka bir ülke arasında gidip geldiği idi.
Bu arada, Skrydstrup Kadını da muhtemelen Danimarka’ya 13 yaşlarındayken gelmişti ve 4 yıl sonra öldüğünde, Skrydstrup’taki bir höyüğe gömülmüştü.
Daha derin kazılar
Ancak akla yatmayan bir şeyler vardı. Bu yüzden Andreasan ile çalışmanın eş araştırmacısı olan Aarhus Üniversitesi’nden yerbilimci Doç. Erik Thomsen kazıları derinleştirmeye karar verdi.
Andreasan, “Bu sonuçların dayandığı stronsiyum dağılım haritalarının, temel jeolojiyle benzerlik göstermemesini garip bulduk. Doğal stronsiyum değişikliklerinin gizli olma nedenin günümüzde yapılan çiftçilik faaliyeti olup olmadığını test etmeye başladık.” diye açıklıyor.
Bir kişi yerel bir suyu içtiğinde veya yerel yemekler yediğinde, bu maddelerdeki o her bir bölgeye özgü olan izotopları tüketir. Bu izotoplar daha sonra o kişinin dişlerinin, kemiklerinin ve saçlarının bir parçası olur. Böylece bu izotopları test ederek araştırmacılar, eski insanların nerede doğduğunu ve yaşadığını anlayabilir.
Ancak araştırmacıların her bir bölgenin izotoplarını antik insanlarda bulunan izotoplarla eşleştirmeden önce, bölge izotoplarının doğru bir haritasına ihtiyacı olur. Böylece yeni çalışmanın araştırmacıları, çevredeki stronsiyum izotoplarına baktılar ve Andreasan’ın söylediğine göre, çiftçilerin toprağı iyileştirmek için kullandığı stronsiyum bakımından zengin tarımsal kireçlenmenin, temelin altında yatan stronsiyum imzasını etkilediğini ve ancak “tarih öncesi seviyeleri etkilemediğini” anladılar.
Araştırmacılar, Egtved Kızı ve Skrydstrup Kadını’nda bulunan izotoplardaki tarımsal kireçlemeden etkilenmeyen izotop değerlerine başvurduklarında, önceki çalışmalardan çok farklı sonuçlar elde ettiler. Araştırmacılar çalışmalarında en mantıklı olan şeyin “bu kişilerin kökenlerinin mezar alanlarına yakın yerlerde olması ve daha önce öne sürüldüğü gibi uzaklara ve yurtdışına gitmemiş olması” olduğunu söylüyor. Araştırmacıların buldukları üzere, bu kadınlar gerçekte muhtemelen gömülme noktalarının 10 kilometrelik sınırları içinde kalmıştı.
Bunun yanında, araştırmacılar bu durumun sadece Danimarka’ya özgü bir durum olmadığını da belirtiyor. Andreasan, “Çiftçilik yapılan alanlarda, tarih öncesi insanların kökenlerini ve hareketlerini izlemek için stronsiyum izotopları kullanırken çok dikkatli olunmalı.” diyor.
Ancak, bu argüman Freileri pek de etkilemedi. Karin Frei, bu yorumların “çok basite indirgenmiş” olduklarını söylüyor ve Robert Frei de yakın zamanda yayımlanacak olan, Avrupa’nın dört bir yanından gelen 1.200 toprak örneği üzerinde yaptığı araştırmasının tarımsal ve tarımsal olmayan arazilerden alınan topraklardaki stronsiyum izotop bileşimi arasında istatistiksel bir fark olmadığını gösterdiğini söylüyor.
Live Science. Laura Geggel. 18 Mart 2019.
Makale: Thomsen, E., & Andreasen, R. (2019). Agricultural lime disturbs natural strontium isotope variations: Implications for provenance and migration studies. Science advances, 5(3), eaav8083.
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >