Birleşik Arap Emirlikleri’nde inci dalgıçlığının kökenlerinin 19. yüzyıla dayandığı yaygın şekilde kabul edilen bir düşünceydi. Ancak, Dalma Adası’nda çalışmalarını sürdüren arkeologlar, bölgede inci dalgıçlığının binlerce yıl öncesine uzandığını ortaya koydular.
Abu Dabi Emirliği kıyılarının 42 km açıklarında ve Doha’dan 116 km uzaklıkta yer alan adadaki kazılarda, Dalma’nın ilk sakinlerine ait olduğu düşünülen bir evin kalıntıları keşfedildi.
7,000 yıllık bölgede 1993’te kazılara başlayan arkeologlar, şu anda burada yaşamış insanlar hakkında ipuçları veren, içerisinde büyük miktarda istiridye kabuklarının da bulunduğu bir çöp katmanını inceliyorlar.
“Böylece insanların, adanın etrafında yer alan inci yataklarının sığ kıyılarını binlerce yıl önce keşfettiklerini görüyoruz.” diyor Abu Dabi Turizm ve Kültür Dairesi, Tarihsel Çevre Bakanlığı, Kıyı Mirası ve Paleontoloji Bölümü Başkanı Dr. Mark Beech. “Petrolden önce, inci istridyeleri insanlara zenginlik sağlıyordu ve görülüyor ki bu zenginlik tarih öncesine dayanıyor.” Beech’in ekibinde kıyı mirası arkeoloğu Dr. Anjana Reedy ve Hollanda’da, Uluslararası Miras Faaliyetleri Merkezi’nde araştırma üyesi olan Dr. Nurcan Yalman da bulunuyor.
“7.000 yıl öncesinde çekilmiş bir fotoğraf hayal edin; insanlar evin dışındaki bir köşede, muhtemelen çatının gölgesi altında oturuyor ve istridyelerin kabuklarını tek tek açıp inci arıyorlardı. Bu insanlar, muhtemelen onlara ait bu çöpleri bu derece özenle kazmamızı çok komik buluyorlardır. Ancak, şüphe yok ki bunlar muhteşem kanıtlar.” diyor Dr. Beech.
Adalıların yiyecek olarak genellikle neleri tercih ettiklerinin de görüldüğü çöp yığınında, ton balığı, deniz kestanesi, yunus balığı, dugon, kaplumbağa, keçi ve kuzu kalıntılarına rastlandı. Çöp yığınında keşfedilen ve boyu 1 metreyi bulan Orfoz kemikleri sayesinde bugünkü balıkçılıkla çeşitli karşılaştırmalar da yapılabildi.
Bilim insanları, karbon tarihleme yöntemi ile döneme ait iki hurma çekirdeği üzerinden çöp katmanını tarihlendirmeyi başardılar. Bu çekirdeklerin biri M.Ö. 4,600 yılına tarihlendirilirken, diğeri M.Ö. 5,100 yılına tarihlendirildi. Bu tarihlendirmeler, kazı alanında bulunan, Ubiad Periyodu’nda Irak’ta yapılmış, yani 7,500 yıl önce bölgeden 700 km uzakta yapılmış çömlek kırıklarıyla da bir kez daha doğrulandı. “Bu çömleklerin buraya nasıl geldiği ise hala bir soru işareti” dedi Dr. Beech.
Arkeologlar aynı zamanda bu Ubaid çömleklerinin yerel olarak kopya edilmiş versiyonlarının kalıntılarına da ulaştılar. Bu çanaklar alçıdan yapılmış ve Ubaid eserlerine benzemeleri için bölgede bulunan kantaşları (hematit) ile donatılmıştı. Dr. Beech, bu kopya eserlerden yola çıkarak, buradaki yerlilerin Ubaid kimliğinin bir parçası olmak istediklerini öne sürüyor.
Dr. Yalman, Dalma’da yapılan işin gerçekten çok önemli olduğunu; çünkü, dünyanın bu kısımlarının tanınmadığını ve özellikle bölgenin tarih öncesi dönemlerine ait çok fazla şey bilinmediğini belirtiyor. Körfez’in Neolitik insanlarına ait daha fazla detay öğrenerek, bu dönemdeki yaşama ve insanların etkileşimlerine dair daha kapsamlı bir anlayışa ulaşacağımızı belirten Yalman, bunun çok heyecanlı bir süreç olduğunu da sözlerine ekliyor.
Marawah Adası’ndaki kazılarda ortaya çıkarılan aynı döneme ait taş evlerin aksine, Dalma’daki evin yapımında, tıpkı geleneksel areesh evlerinde olduğu gibi palmiye yaprakları kullanılmış ve bu yuvarlak şekilli evlerin çapı 7-8 metre arasında değişiyor.
Bilim insanları, bu çöp katmanında aynı zamanda taş matkaplar ve küçük bir karındanbacaklı olan Engina mendicaria’nın çizgili kabuklarına da ulaştılar. Bu kabukların tepelerinin kesilerek kasten modifiye edildikleri görülüyor ve bu da ekibi, bu binanın boncuk üretimi için kullanıldığını düşünmeye sevk ediyor.
Kazı alanında geçen yıl Ekim ayında yapılan jeofizik araştırmalara göre, yeraltında daha fazla yapının gömülü olduğu düşünülüyor. Dr Beech “7,000 yıl öncesine kadar giden bütün bir köyün, sadece bir adet evinin içinde duruyoruz” diyor. Dr. Beech, kalıntıların bir gün Dalma’da bir müzede ya da yeni bir tesiste halkın erişimine açılmasını ümit ediyor. “Bu çok önemli bir kazı alanı. Ancak, bulguların halka gösterilmesi ve tanıtılması, aynı zamanda detaylı açıklamaların yapılması gerekiyor.”-The National UAE, -Vesela Todorova-Arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >