Blog
Andlarda Yaşayan Etkileyici İnka Öncesi Toplumda Hiyerarşi Yoktu
Andlarda Yaşayan Etkileyici İnka Öncesi Toplumda Hiyerarşi Yoktu
Arkeologların bulguları, Andların yükseklerinde yaşayan İnka öncesi topluma ışık tutuyor. Bugün yaygın olduğu şekliyle sosyal hiyerarşi yapısının olmadığı bu toplum, merkezileşmemiş sosyal ağlar ve güç paylaşımı üzerine kurulmuştu
Museo Arqueológico de Cachi in Argentina’da sergilenmek üzere Borgatta kazı alanından alınmış kaplar. C: Museo Arqueológico de Cachi
Birkaç bin insana kadar genişlemiş, Borgatta olarak bilinen yerleşim, bugünkü Arjantin toprakları üzerinde 10. yüzyılda kuruldu. 1400’lü yılların ortalarında İnkalar bölgenin hakimiyetini ele geçirdiğinde ise terk edildi.
Cambridge Üniversitesi’nden arkeolog Elizabeth DeMarrais ve ekibi, bir süredir arkeolojik kalıntılar üzerinde çalışıyor. Kazı alanının genişliği sebebiyle, DeMarrais yoksul halk kadar, liderler ve elitlere dair de kanıt bulmayı bekliyordu. Ne var ki, açığa çıkan arkeolojik buluntular arasında sosyal farklılaşmaya dair olanlar önemsiz miktardaydı.
DeMarrais, Research Horizons’a şöyle aktarıyor: “Hayvan kemiği kalıntılarından çıkarabileceğimiz yeme alışkanlıklarından, konut yerlerinden ya da maddi birikim düzeyinden hareketle sosyo-ekonomik farklılıkları göreceğimizi düşünmüştük.”
Hiç lüks eşya yığını bulunmadığı için Borgotta’nın bir zamanlar varlıklı seçkinlere ev sahipliği yaptığını gösterecek bir kanıt yok. Dahası, kazı alanında bulunan nesneler, yerleşimdeki evlerde farklı tiplerde üretim olduğunu gösteriyor. Şaşırtıcı bir şekilde, demircilik ya da silah üretimi gibi belli bir üretim tipinde uzmanlaşmış evlere rastlanmadı.
DeMarrais, “Havaili şeflerin tüyden yapılma pelerinlerini ya da Tunç Devri savaşçılarının kılıçlarını düşünün.” diyor. “Zenginliğin ve gücün simgesi bu nesneler, üretimi kontrol eden ve genellikle ticaret yapan seçkinler için belli bir üretim tipinde ustalaşmış insanlar tarafından üretildi. Bu tür bir nesneleştirme hiyerarşik toplumların tipik bir özelliğidir.”
“Borgatta’da ise uzmanlaşılmamış, ‘çoklu-zanaat’ kanıtlarını yerleşim boyunca buluyoruz. Sepet, pişirme kabı, değirmen, tahta çanak gibi çeşitli nesneleri üretmek için gerekli kemik ve taş aletleri her hane kendine özgü bir stilde kullanıyor.”
Her hanenin kendi eşyasını üretmesi bizim yaşadığımızdan çok daha farklı bir toplum oluşturmuş gibi duruyor. Bu yerleşimdeki toplum, sosyal hiyerarşi üzerine değil, bireysel ilişkiler üzerine inşa edilmiş gibi duruyor.
“Tüm nesnelerin toplumu temsil eden bir liderde birikmesi yerine, kişisel bağlantılar kurmak amacıyla nesneler hediye olarak veriliyordu.” diyor DeMarrais. Toplumun bir “heterarşi”(eşitlikçi düzen) olduğunu, merkezileşmemiş ağlardan ve güç paylaşımından oluştuğunu söylüyor.
“Heterarşi, 1940’larda insan beyninin yapısını anlamak üzere geliştirilmiş bir tanımdı. Beyin düzenli ama hiyerarşik olmayan bir sistem olarak tanımlanmıştı. Bu kavram, toplumda farklı bireylerin din, ticaret, politika gibi anahtar faaliyetlerde öncelik kazanmış olsa da güç ilişkilerinde hiyerarşik yönetimi engelleyen tarzda bir akışkanlığın olduğu yapıyı ifade eder. Bunu bir konfederasyon biçimi olarak düşünebiliriz.”
IB Times. 1 Kasım 2017.
Kaynak: Arkeofili
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >