Blog
Antik kentteki Osmanlı camisi ibadete açılıyor
Antik kentteki Osmanlı camisi ibadete açılıyor
Dünyanın en büyük mermer kentleri arasında gösterilen, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi‘nde yer alan 3 bin yıllık Stratonikeia antik kentindeki Osmanlı dönemine ait Şaban Ağa Camisi, Ramazan Bayramı‘nda ibadete açılıyor.
Helenistik, Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait eserlerin bir arada olduğu Stratonikeia Antik Kenti’nde, bir yandan kazı çalışmaları yürütülürken bir yandan da Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma tarihi yapılar da ihya ediliyor.
Bu eserler arasında Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de geçen ve 15. yüzyıldan kaldığı tahmin edilen cami, Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığının desteğiyle bir yıl içerisinde restore edildi.
Kentin girişinde ziyaretçileri karşılayan tarihi hamamın yanında bulunan cami aslına uygun olarak restore edildi. Cami girişinde ve içerisindeki tabanda bulunan sütunlar ve bazı yapıların üzeri camla kapatıldı.
Stratonikeia Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentteki farklı dönem eserlerini ortaya çıkardıklarını, Şaban Ağa Camisi’nin de kitabesine göre 1876’da yeniden inşa edildiğini, birçok tamirat geçirmesine rağmen bugüne kadar özgünlüğünü koruduğunu kaydetti.
Şaban Ağa Camisi’nin, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde bahsettiği “Tabakhane Camisi”nin yerine inşa edildiğini anlatan Söğüt, camide sekiz ahşap sütunla desteklenmiş ahşap tavanlı bir revak bulunduğunu vurguladı.
Söğüt, dörtgen bir planı olan caminin dört duvara yerleştirilen 16 pencere ile aydınlatıldığını belirtti.
“Eski yapıları cam içerisinde korumaya aldık”
Caminin yaklaşık 150 yıl önce Şaban Ağa tarafından yaptırıldığına değinen Söğüt, şunları söyledi:
“Burada örnek bir çalışma gerçekleştirildi. Caminin harem kısmını komple temizledik. Harem kısmının içerisinde ilk caminin minberini, mihrabını, kapısını ve penceresini tüm seviyelerde ortaya çıkardık. Sonraki süreçte Kanuni Sultan Süleyman ve Evliya Çelebi’nin buraya geldiğinde namaz kıldığı zemini hatta kitabında tarif ettiği yerleri birebir tespit ettik. Daha sonra 1912 yılında ve Cumhuriyet Dönemi’ndeki süreçlerini belirledik.
Restorasyon çalışmaları yapılırken caminin içerisinde eski cami evrelerini cam zemin yapıp alttan aydınlatarak gelenlere göstermek istedik. Eski ahşap direklerin altındaki konik başlıklı sütunları da çıkararak, cam içerisinde korumaya aldık. Böylelikle Osmanlı Dönemi’nde yaşayan ecdadın nasıl korumacı olduğunu ve bu eserleri nasıl koruduklarını, onların koruması sayesinde bu eserlerin günümüze kadar nasıl ulaştığını doğrudan göstermeye çalıştık.”
Söğüt, çalışmalar yürütülürken Evliya Çelebi’nin geldiğinde caminin altından geçen kanalı ve üzerinde oturduğu yerleri de cam altına alarak ziyaretçilere gösterdiklerini ifade etti.
Yürütülen çalışma ile hem antik kente gelen ziyaretçilerin istediklerinde namazlarını kılabilecekleri bir yer hem de gezebilecekleri bir alana dönüştürdüklerini vurgulayan Söğüt, “Bizim buradaki esas düşüncemiz göz bebeklerimiz Sultan Ahmet ve Selimiye’de olduğu gibi insanların hem camileri gezmelerini hem de ibadetlerini yapmasını sağlamaktı. Ramazan Bayramı’nda camide yıllar sonra ezan okunmaya başlanacak. Bayramda insanlar bu tarihi yapıda ibadet edebilecek.” diye konuştu.
Caminin girişinde bulunan sadaka taşı ve sandukanın da korumaya alındığı bilgisini veren Söğüt, “Osmanlı Dönemine ait bir köy camisinde hangi güzellikler, hangi mimari detaylar varsa, yazılar da dahil olmak üzere hepsini birebir yerine yerleştirdik ve koruyoruz. Ziyaretçiler buraya geldiğinde birebir bunların hepsini görebilecekler.” dedi.
Söğüt, Stratonikeia Antik Kenti’nde gün ışığına kavuşan yapıların 3D teknolojisiyle ziyaretçileri “Zamanda yolculuğa” çıkardığını, Şaban Ağa Camisi’ni de olduğu haliyle hem gravür çizimleri hem de 3D ile ayağa kaldırdıklarını, ziyaretçilerin geldiklerinde bu alanları 3D ile görebileceğini sözlerine ekledi.
(AA)
Kaynak: Arkeokültür
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >