Blog
Antik Yunan’da Muhtemelen Bakire Kurban Ediliyordu
Antik Yunan’da Muhtemelen Bakire Kurban Ediliyordu...
Antik zamanlarda Girit adası sakinleri, kendilerini depremlerle tehdit ettiklerini düşündükleri tanrıları hoş tutmak için insanlar kurban ediyorlardı.
Kydonia’da kurban edilen genç kızın kafatası. C: Maria Andreadaki-Vlazaki
Bölgedeki kazıları yürüten arkeolog Maria Vlazaki-Andreadaki, Selanik Arkeoloji Müzesi’nde yaptığı bir sunumda, Girit’te bir tepede yer alan antik Kydonia sarayında gerçekleşen kurban ritüellerine dair kanıtlar bulduklarını açıkladı.
Vlazaki-Andreadaki, Girit Teknik Üniversitesi’nin yaptığı hesaplamalara göre Richter ölçeğinde 6.5 ila 7.5 arasında bir depremi işaret eden “büyük felaketin”, antik Kydonialıların tanrıları hoş tutmak için insan kurban etmeye teşvik ettiğini söylüyor.
Vlazaki-Andreadaki ve meslektaşları çeşitli hayvan kafataslarının yanında kılıçla müthiş bir hassasiyetle “kesilen” genç bir kızın kafatasını da buldular.
Vlazaki-Andreadaki, “Şok edici bir görüntüydü.” diyor.
Vlazaki-Andreadaki ve meslektaşları olayların zaman çizelgesini de çıkarmışlardı. Önce deprem olmuş, onu da büyük bir yangın izlemişti. Şeytanları ve yeraltı tanrılarını kızdırmamak isteyen Kydonialılar da sarayda 43 koyun ve keçi, 4 domuz, bir öküz ve bir kadın kurban etmişlerdi. Sonra artçı deprem gelmiş ve ilk depremin es geçtiği her şeyi yıkmıştı. Fakat o depremin arkasından yangın çıkmamıştı.
“Bu son sismik olay toplu bir yıkıma yol açarak mahvolmuş binanın hepsini mühürlemiş ve orada zamanı durdurmuştu. Bizlerse yılların yapamadığını yapıp o bölgeyi bozduk.” diyor Vlazaki-Andreadaki.
Arkeologlar onlarca yıl önce bu döneme dair çocuk kurbanları ve yamyamlığa dair delilleri öne sürmüştü. O zamandan beri de insan kurbanı arkeologlar arasında tartışmalı bir konu olmuş, birçokları böyle iddialarla Antik Yunanları aşağılamak istememişti. Ama Kydonia’daki kanıtlar, kurbanın kalıntılarının parçalara ayrıldığını ve kimse yemeye çalışmasın diye de parçalarının üstünün taşlarla kapatıldığını işaret ediyor.
“Girit Uygarlığı’nda insanların kurban edildiğini kulak ardı edemeyiz artık.” diyor Kültür ve Spor Bakanlığı’nda Genel Sekreterlik görevini de üstlenen Vlazaki-Andreadaki.
Kydonia’daki insan kurbanın bulunduğu bölgede çıkarılan çeşitli eserler. C: Maria Andreadaki-Vlazaki
Yunan mitolojisinde insan kurbanı
Vlazaki-Andreadaki, “Genç kadının kemiklerini bulup incelememiz, kafatasına yeniden yerleştirmemiz ve damarlarında keskin bir aletle parçalandığını görmemiz ve bütün bunların ritüel eylemlerine uygunluğu pek de şaşırtıcı olmamalı.”
Şaşırtıcı olmamalı denmesinin sebebi de Yunan mitolojisinin insan kurbanıyla, özellikle de genç bakirelerin kurbanıyla ilgili hikayelerle dolu olması. Kıtlık ve doğal afet dönemleri, savaş başlangıçları öncesi Antik Yunanlar böyle uygulamalara başvuruyordu. Hikayelere bakınca kurbanların kaderlerine gönüllü bir şekilde boyun eğdikleri, mutlu olmasalar bile bir görev duygusuyla kabul ettikleri anlaşılıyor.
Truva Savaşına doğru Kral Agamemnon, farkında olmadan Artemis’in kutsal geyiklerinden birini öldürmüş ve tanrıçayı öfkelendirmişti. Artemis de buna karşılık rüzgarları rehin almış ve Agamemnon’un gemilerini suda hareketsiz bırakarak kızı Iphigenia’yı kurban etmesini istemişti. Theseus ve Minotaur hikayesinde de Girit Kralı Minos oğlunun ölümünü telafi ettirmek için Atinalılardan yedi genç kadın ve erkek göndermesini istemiş ve onları yiyeceği labirentine sokmuştu. Seçilenler de Ancient History Enchyclopedia’ya göre genellikle güzel ve bakire olurlardı.
“Bakirelerin günah keçisi olarak seçilmeleri miti muhtemelen Miken dönemine kadar gidiyor. Seçilen bu bakireler tanrılara karşı derin bir itaat ve bağlılık göstergesi olarak sunuluyor. Vahşilik ve vicdansızlıkla yapılan bir kıyım olarak değil, bir tür huşu ve saflık göstergesi, tanrılarla anlaşma göstergesi olarak ele alınmalı bu ritüeller.”
Newsweek. 21 Aralık 2017.-www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >