Blog
Arene Candide’nin 28.000 Yıllık Genç Prensi
Çocuğun yanında bulunan nesnelerin nadirliği, zenginliği ve prestiji, onun topluluğunda önemli bir role sahip olabileceğini veya mezar eşyalarının ölümünün özel koşullarıyla bağlantılı olabileceğini düşündürüyor.
Begüm Bozoğlu - www.arkeofil.com
28.000 yıl önce gömülen bu genç erkek birey, Üst Paleolitik dönemin en önemli keşiflerinden biri olarak nitelendiriliyor.
“Genç Prens”in iskeleti, zengin mezar eşyalarıyla birlikte İtalya’daki Arene Candide Mağarası’nda keşfedildi (C: mudifinale.com)
“Arene Candide’nin Genç Prensi”, Üst Paleolitik dönemin en önemli buluntularından biri tanımlanıyor. İtalya’nın Arene Candide Mağarası’nda keşfedilen bu mezar, şiddetli bir yüz travması sonucu ölen 15 veya 16 yaşındaki bir erkek çocuğa ait.
İtalya’nın Caprazoppa burnundaki Arene Candide Mağarası’nda keşfedilen mezarda, deniz kabuğundan süslemeler, mamut dişinden kolyeler, uzun bir ithal taş bıçak ve “komuta asaları” olarak tanımlanan nadir nesneler dahil olmak üzere, ritüelistik ve sanatsal açıdan oldukça ilgi çekici mezar eşyaları da yer alıyordu.
Çocuğun yanında bulunan nesnelerin nadirliği, zenginliği ve prestiji, onun topluluğunda önemli bir role sahip olabileceğini veya mezar eşyalarının ölümünün özel koşullarıyla bağlantılı olabileceğini düşündürüyor.
Mezarın keşfi
1 Mayıs 1942’de, Caprazoppa burnunda bulunan Arene Candide (Beyaz Kum) Mağarası’nda kazı çalışmaları yürüten arkeologlar, mağaranın zemin seviyesinin 7 metre altında, 15-16 yaşlarındaki bir erkek çocuğunun Gravettian dönemine ait mezarını ortaya çıkardılar. Bulunduğu mağaradan dolayı, ona “Arene Candide’nin Genç Prensi” adını verdiler.
Mezardaki genç bireyin illüstrasyonu. (C: mudifinale.com)
Yaklaşık 28.000 yıl önce şiddetli bir yüz travması sonucu ölen bu çocuk, o döneme göre alışılmadık derecede değerli mezar eşyalarıyla gömülmüştü.
Mezarın detayları ve gencin özellikleri
İskelet, başı sola dönük olarak sırtüstü pozisyonda yatıyordu. Boyu muhtemelen 170 cm’den fazlaydı ki bu, o yaşta biri için alışılmadık bir durumdu. Başının üzerinde, organik malzeme bozulduktan sonra düşen bir başlığın kalıntıları olabilecek çok sayıda küçük delikli deniz kabuğu vardı.
Boyun kemiklerinin etrafında, aynı türden küçük deniz kabuklarından oluşan ve genellikle dişil bereketle ilişkilendirilen daha büyük boyuttaki cypreae kabuklarıyla sonlanan bir kolyenin kalıntıları bulunuyordu.
Baş ucunda bulunan küçük delikli deniz kabuklarından başlık yeniden oluşturularak iskeletin başına yerleştirildi. (C: Wikimedia Commons)
Sağ kolu kalçasının üzerinde duruyor ve el kemikleri hâlâ uzun bir çakmaktaşı bıçağı tutuyordu. Sadece 1 cm kalınlığındaki bu bıçak, herhangi bir kullanım izi göstermiyordu ve muhtemelen mezar hediyesi olarak özellikle yapılmıştı.
Vücudun yanında uzanan sol kolunun bileği etrafında, mamut dişinden bir kolye ucu olan delikli deniz kabuğundan bir bileziğin kalıntıları görülüyordu. Bu kolye ucu, güney Almanya’da bulunan, Paleolitik döneme ait ünlü “Petersfels Venüsü” figürinlerine benzeyen stilize bir kadın figürünü temsil ediyor.
Dizlerinin yanında, her iki tarafta, muhtemelen ayakkabılara veya bir giysiye ait olan iki adet kemik kolye ucu vardı. Gömü sırasında, muhtemelen bedenin üzerine ince bir tabaka halinde kırmızı aşıboyası sürülmüştü. Çürümeden sonra, bu boya tabakası kemiklere nüfuz ederek iskelete kırmızı bir ton vermişti.
Göğüs çevresinde, genç çocuğun muhtemelen cenaze töreni sırasında omzuna taktığı, geyik boynuzlarından yapılmış, küçük lineer dekoratif oymalara sahip dört adet delikli nesne vardı. Bu aletler son derece nadir ve işlevleri bilinmiyor; ancak, sıklıkla avlanma için ok ve mızrak uçlarını düzeltme etkinliğiyle ilişkilendiriliyorlar. Avrupa’da sadece yirmi adet bulunan bu tuhaf şekilli nesneler, sembolik olarak güç simgesi olan kraliyet asalarına benzetildiği için “komuta asaları” olarak adlandırılıyor.
Komuta asası olarak adlandırılan delikli nesnenin işlevi bilinmiyor. (C: mudifinale.com)
Mezardaki alışılmadık zenginlikteki mezar eşyaları ve nesne türleri, gencin yüksek bir sosyal statüye sahip olduğunu düşündürüyor. Bu keşif, aynı dönemde Rusya’nın Sunghir bölgesinde bulunan iskeletlerle ilişkilendirilebilir ve Gravettian dönemi için kültürel bir birlikteliği vurguluyor.
Museo Diffuso del Finale.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >