2012 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne giren Çatalhöyük kazıları 22. yılını tamamladı. Sonuçları ve buluntularıyla Anadolu Neolitik tarihine büyük katkılar sağlayan kazıları yürüten Prof. Ian Hodder, önümüzdeki yıl arkeolojik kazıları sonlandıracağını ve 2 yıl da araştırma yürütüp Çatalhöyük kazı başkanlığı görevini bırakacağını söyledi.
Hodder Çatalhöyük’te yaşayan toplumla ilgili önemli sonuçlar elde ettiklerini, barış ve eşit şartlarda yaşayan halkların savaş ve kavga etmeksizin yaşadıklarını mezarlardan çıkan buluntularda görmenin mümkün olduğunu belirtti. Mızrak, balta gibi kesici aletlerle yaralanan ve ölen insan iskeletlerine ulaşılmamış olmasının bu tezi güçlendirdiğini anlatan Hodder, Prof. Mehmet Özdoğan’ın Avrupa kültürünün temeli Çatalhöyük’tür tezine katılıyor musunuz sorusuna ‘’Özdoğan haklı. Nüfus Çatalhöyük’te büyüyor. Dolayısıyla evlerin yoğunluğu da artıyor. 8000 kişi artık yaşayamaz duruma geliyor ve salgın hastalıklar baş gösteriyor. MÖ. 6500 yıllarından sonra çevreye bir yayılma başlıyor. Binlerce yılı alıyor bu yayılma. Alman genlerinde Orta Anadolu gen yapısının özelliklerini görüyoruz. “
Çatalhöyük kazılarında Göbeklitepe’deki gibi bir tapınak bulgusuna rastlamadıklarını belirten Prof. Hodder, “Jeoradar yöntemi ile tarama yaptık. Sadece ev yapıları bulduk. Çatalhöyük’te tapınakların evler olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bir tapınak alanı olması çok düşük ihtimal. “
Kazılar arasında çıkarılan önemli bulgular arasında 9000 yıllık bir duvar resmi, bir obsidyen ayna, yer altının yapı planları, el izleri, nadir görülen dekoratif amaçlı kullanılan çakıl taşından yapılmış hançerler, çamurdan ya da taştan yapılan insan ya da hayvan figürleri dünyanın ilk kendirden dokunmuş kumaş parçalarından biri, alçılanmış kafatası, 2 insan 2 de boğa başı kazınmış demlik, yaşam döngüsünü temsil eden kafası olmayan kadın heykelciği bulunuyor.-radikal-arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >