Blog
Avrupa’nın İlk Anıt İnşaatçılarının Konutları Bulundu
Avrupa’daki en eski megalitlerin Atlantik kıyılarında ortaya çıktığı uzun zamandır biliniyordu, ancak onları inşa edenlerin yaşam alanları bilinmiyordu.
Buket Çağlayan - www.arkeofili.com
Fransa’daki arkeologlar, Avrupa’nın ilk anıtsal taş yapılarından bazılarının inşaatçılarına ait ilk yerleşim alanlarından birini buldular.
Le Peu’nun ve çevresinin arkeolojik verilerden yararlanılarak yapılmış üç boyutlu rekonstrüksiyonu. C: Archeovision Production 2018.
Günümüzde Fransa olan bölgedeki insanlar, Neolitik dönemde tümülüsler ve dolmenler gibi birçok etkileyici megalitik anıt inşa ettiler. Bu insanların mezarları zamana meydan okurken, arkeologlar bir asırdan fazla bir süredir onların evlerini arıyorlar.
Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’nden Dr. Vincent Ard, “Avrupa’daki en eski megalitlerin Atlantik kıyılarında ortaya çıktığı uzun zamandır biliniyordu, ancak onları inşa edenlerin yaşam alanları bilinmiyordu.” diyor.
Şimdi ise Dr. Ard ve meslektaşları, Avrupa’nın ilk megalitik inşaatçılarından bazılarının belgelenmiş ilk yerleşim bölgesini keşfetti. Le Peu yerleşimi, 2011 yılında bir hava araştırması sırasında keşfedildi ve o zamandan beri kapsamlı bir çalışmanın odak noktası oldu. Antiquity dergisinde yayımlanan bu çalışmanın sonuçları, MÖ 5. bin yılda inşa edilmiş birkaç ahşap yapıyı çevreleyen bir çit ortaya çıkardı.
Bulgular, onları bölgenin en eski ahşap yapıları ve Neolitik anıt inşaatçılarıyla çağdaş ilk yerleşim yeri yapıyor. Her biri yaklaşık 13 metre uzunluğunda en az üç ev, çitle çevrili küçük bir yükseltinin tepesine yakın bir noktada kümelenmiş halde bulundu.
Le Peu’nun ve çevresinin arkeolojik verilerden yararlanılarak yapılmış üç boyutlu rekonstrüksiyonu. C: Archeovision Production 2018.
Tepe noktasından, yakındaki Tusson megalitik mezarlığı görülebiliyordu. Bu durum, Le Peu sakinlerinin sitenin beş uzun tümülüsünü inşa etmiş olma olasılığını artırıyor. Arkeologlar bunu doğrulamak için radyokarbon tarihleme kullandılar ve sonuçlar, bu anıtların Le Peu ile çağdaş olduğunu gösterdi. Bu da iki konum arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor.
Le Peu halkı ölüler için anıtlar inşa etmiş olsa da, aynı zamanda yaşayanları korumak için de zaman ve çaba harcamışlardı. Bölgeden çıkarılan paleosolün analizine göre, konumun bir bataklıkla çevrili bir burnun üzerinde olduğu anlaşıldı. Bu doğal savunma, sitenin etrafında uzanan bir hendek çit duvarı ile güçlendirilmişti.
Giriş, onu koruyan iki büyük yapıyla özellikle güçlendirilmişti. Bunlar, savunma hendeğinin bir kısmının doldurulmasını gerektiren daha sonraki eklemeler gibi görünüyor.
Dr. Ard, “Yerleşim, muhtemelen savunmaya yönelik benzersiz anıtsal mimarilerin varlığını ortaya koyuyor. Bu durum, Neolitik dönemde sosyal gerilimlerde bir artış olduğunu gösteriyor.” diyor.
Bununla birlikte, Le Peu’daki tüm yapılar MÖ 4.400 civarında yanmış gibi göründüğü için, bu etkileyici savunmalar yetersiz kalmış olabilir. Ancak, bu tür bir yıkım, yerleşimin günümüze kadar korunmasına yardımcı oldu.
Bu nedenle Dr. Ard ve ekibi , Le Peu’da devam eden çalışmanın geçmişle tek bağlantısı yalnızca ölülere adanan anıtları olan insanların yaşamlarına ışık tutmaya devam edeceğinden umutlu. Bulgular daha şimdiden yerleşim yerlerinin tarihöncesi Atlantik toplumunda daha önce hiç görülmemiş anıtsal bir ölçeğe sahip olduğunu gösteriyor.
University of Cambridge. 22 Şubat 2023.
Makale: Ard, V., Onfray, M., Aoustin, D., Bouchet, É, Bruniaux, G., Dandurand, G., . . . Vitté, H. (2023).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >