Blog
Bataklık Cesetleri, Bin Yıllık Bir Geleneğin Parçasıydı
İnsanlar tarih öncesi dönemden erken modern zamanlara kadar bataklıklara gömüldü.
Buket Çağlayan - www.arkeofili.com
Avrupa’daki sulak alanlarda keşfedilen ve “bataklık cesetleri” adı verilen yüzlerce insan kalıntısı, aslında bin yıllık geleneğin parçasıydı.
Dublin yakınlarındaki bir turba bataklığında bulunan Demir Çağı cesedine ait bir el.
İnsanlar tarih öncesi dönemden erken modern zamanlara kadar bataklıklara gömüldü. Araştırma ekibi ayrıca, bir ölüm nedeni belirlendiğinde, çoğu insanın şiddetli bir şekilde öldüğünü de keşfetti.
Birleşik Krallık’tan Lindow Adamı , Danimarka’dan Tollund Adamı ve Hollanda’dan Yde Kızı gibi bataklık cesetleri çok iyi korunmuş olmalarıyla tanınıyorlar. Son yemekleri ve hatta ölüm nedenleri gibi ayrıntıları yeniden oluşturulabilen bu kişiler, uzak geçmişteki yaşamın anlık bir görüntüsünü sunuyor; çoğu öldürüldü ve genellikle insan kurbanı olarak yorumlanıyor. Ancak, bu iyi korunmuş örnekler, bulunanların yalnızca bir kısmı.
Wageningen Üniversitesi’nden Doktor Roy van Beek, “Kelimenin tam anlamıyla binlerce insan bataklıklarda öldü, ancak yüzyıllar sonra turba kesimi sırasında yeniden bulundu. İyi korunmuş örnekler, bu çok daha büyük hikayenin yalnızca küçük bir bölümünü anlatıyor.” diyor.
Bu nedenle araştırmacılar, Avrupa’da keşfedilen çok sayıda bataklık cesedinin ayrıntılı ve büyük ölçekli bir incelemesini yapmak üzere yola çıktı. Antiquity dergisinde yayımlanan araştırmaları, kıtadaki 266 bölgeden 1.000’den fazla kişiyi analiz ederek, bataklık cesetlerinin daha eksiksiz bir hikayesini ortaya koydu.
1936’da Estonya, Rabivere’de bulunan genç bir kadının bataklık mumyası. 17-18. yüzyılda öldü ve Doğu Avrupa’dan bilinen birkaç bataklık cesedinden biri. Estonian National Museum
Bu araştırmada incelenen bataklık cesetleri üç ana kategoriye ayrılabilir: “bataklık mumyaları”, yumuşak dokuya, saça ve deriye sahip dikkat çekici cesetler; “bataklık iskeletleri”, geriye sadece kemikleri kalan bütün cesetler; ve bataklık mumyalarının veya iskeletlerinin kısmi kalıntıları.
Çeşitli derecelerde korunmuş vücutlar, çoğunlukla farklı koruma koşullarının bir sonucudur: Bazı bataklıklar kemiği korumada diğerlerinden daha iyiyken, diğerleri insan dokusunu korumada daha iyidir. Sonuç olarak dağılım, tarihsel insan davranışına ilişkin pek fazla bilgi sağlamıyor ve tek bir kategoriye odaklanmak eksik bir hikaye oluşturuyor.
Doktor van Beek, “Yeni çalışma, geçmiş arkeolojik araştırmaların küçük bir grup bataklık mumyası üzerindeki yoğun vurgusunun görüşlerimizi çarpıttığını gösteriyor. Üç kategorinin tümü değerli bilgiler veriyor ve bunları birleştirerek yepyeni bir tablo ortaya çıkıyor.” diyor.
Her üç tür kategorideki bataklık bedenleri incelendiğinde, bunların bin yıllık, köklü bir geleneğin parçası olduğu ortaya çıkıyor. Bu fenomen, MÖ 5.000 civarında Neolitik dönemde güney İskandinavya’da başlıyor ve yavaş yavaş Kuzey Avrupa’ya yayılıyor. İrlanda, Birleşik Krallık ve Almanya’dan bilinen en genç buluntular, geleneğin Orta Çağ’a ve erken modern zamanlara kadar sürdüğünü gösteriyor.
Bataklıklarda bulunan insan kalıntılarının dağılımı.
Yeni çalışma ayrıca birçok bataklık cesedinin şiddet kanıtı taşıdığını gösteriyor. Bir ölüm nedeninin belirlenebildiği cesetlerde, çoğunluğun korkunç bir sonla karşılaştığı ve muhtemelen kasıtlı olarak bataklıklara bırakıldığı görülüyor. Bu şiddet genellikle ritüel kurbanlar, idam edilen suçlular veya şiddet kurbanları olarak yorumlanıyor.
Bununla birlikte, son birkaç yüzyılda yazılı kaynaklar, intiharların yanı sıra bataklıklarda önemli sayıda kaza sonucu ölüm olduğunu gösteriyor. Doktor van Beek, “Bu, tüm bulgular için tek bir açıklama aramamamız gerektiğini gösteriyor. Kaza sonucu ölümler ve intiharlar da daha önceki dönemlerde daha yaygın olmuş olabilir.” diyor.
Ekip ayrıca bataklık cesetleri için yoğun noktalar olduğunu da keşfetti: birkaç insan kalıntısının keşfedildiği bataklıklar. Bu keşifler genellikle, savaşçıların toplu olarak gömülmesi gibi gibi tek bir eylemi yansıtıyor.
Diğer bataklıklar defalarca kullanıldı ve insan kalıntılarına, hayvan kemiklerinden bronz silahlara veya süs eşyalarına kadar, ritüel adak olarak yorumlanan çok çeşitli başka nesneler eşlik etti. Bu tür bataklıklar, yerel toplulukların inanç sisteminde merkezi bir yer almış olması gereken kült yerleri olarak yorumlanıyor.
Önemli sayıda silah ve insan kalıntılarının bulunduğu “savaş ganimet siteleri” de dikkate değer bir diğer grubu oluşturuyor.
Doktor van Beek, “Sonuç olarak, ortaya çıkan büyüleyici yeni hikaye, şiddet, din ve trajik kayıplar gibi ana insan temaları hakkında çok sayıda hikaye anlatan, bin yıllık, çeşitli ve karmaşık bir olgu.” diyor.
Antiquity. 12 Ocak 2023.
Makale: Van Beek, R., Quik, C., Bergerbrant, S., Huisman, F., & Kama, P. (2023).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >