Blog

Haz20

Benin’deki Kraliyet Mezarının Duvarlarında İnsan Kanı Bulundu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AbomeyBeninDahomeyGhezoKanKurbanPaleoproteomikProtein



Benin’deki Kraliyet Mezarının Duvarlarında İnsan Kanı Bulundu

Efsaneye göre, yaklaşık 200 yıl önce, şimdiki Benin’de bir kraliyet sarayı kompleksi içinde inşa edilen törensel mezara insan kanının dahil edildiği söyleniyordu.

 

www.arkeofili.com

 

Benin’deki törensel bir mezarın duvarını inceleyen araştırmacılar, duvarda yalnızca insan kanına ait olabilecek proteinler buldu.

 

 

Modern Benin, hayvan kurban etme ritüellerinin yer aldığı orijinal Afrika vudu dininin merkezi.

Efsaneye göre, yaklaşık 200 yıl önce, şimdiki Benin’de bir kraliyet sarayı kompleksi içinde inşa edilen törensel mezara insan kanının dahil edildiği söyleniyordu. Şimdi ise mezarın duvarlarında bulunan proteinler üzerinde yapılan bir araştırma, efsanenin doğru olduğuna dair kanıtlar ortaya koyuyor.

Yeni bir araştırmaya göre, bir zamanlar Batı Afrika krallığı Dahomey’in başkenti olan Abomey’deki mezar, yalnızca insan kanından gelmiş olabilecek proteinler içeriyor ve bu da bölgenin tüyler ürpertici tarihini doğruluyor.

Bu, arkeolojik bağlamlarda geride bırakılan eser proteinlerin incelenmesi anlamına gelen “paleoproteomik” yoluyla böyle bir keşfin yapıldığı ilk çalışmalardan biri.

Fransa Alternatif Enerjiler ve Atom Enerjisi Komisyonu’nda antik proteinler konusunda uzman olan biyokimyacı Jean Armengaud, “Bu keşif, tarihsel ritüel ve uygulamalara dair somut kanıtlar sunması açısından önemli” diyor.

Armengaud, Proteomics dergisinde yayımlanan yeni çalışmanın kıdemli yazarı. Armengaud ve meslektaşları, Fransa ve Beninli arkeologların 2018-2022 yılları arasında mezarda yaptığı kazılar sırasında mezardan alınan örnekleri inceledi.

Yerel inanışa göre, 19. yüzyılda Dahomey Kralı Ghezo tarafından kardeşi Kral Adandozan onuruna inşa edilen Abomey saray kompleksi içindeki mezarda 41 kurbanın kanını içeren alçı kullanılmıştı. Yazarlar çalışmada 41’in kutsal bir sayı olarak kabul edildiğini yazdı.

 

 

Abomey’deki kraliyet sarayları kompleksindeki, 19. yüzyılda Dahomey Kralı Ghezo tarafından yaptırılan mezarın duvarı. C: Philippe Charlier

Dahomey kralı

1818’den 1858’e kadar hüküm süren Ghezo, bölgenin güçlü Yoruba eyaletine veya Oyo İmparatorluğu’na karşı birçok askeri sefere liderlik etmesiyle ünlü ve bu sayede Dahomey krallığının yıllık köle haracına son verdi.

Ghezo güçlü bir hükümdar olarak görülüyordu ve söylendiğine göre saltanatını güvence altına almak için düşmanlarının ölümlerini sergiliyordu. Tarihsel kayıtlara göre, kulübesine giden yol, mağlup olmuş düşmanların kafatasları ve çene kemikleriyle kaplıydı ve tahtlarından biri, dört düşman liderinin kafatasları üzerinde duruyordu.

Yakındaki Benin Körfezi’ne ithafen şimdi Benin olarak anılan Dahomey, Karayipler bölgesinde geliştirilen orijinal Afrika Vodun veya Vudu dininin merkeziydi. Geleneksel Vodun’da genellikle hayvan kanının kurban edilmesi yer alıyor.

 

 

Dahomey Kralı Ghezo’nun, saltanatını ölümün sembolizmiyle pekiştiren güçlü ve savaşçı bir hükümdar olduğu söyleniyordu.

Ayırt edici proteinler

Araştırmacılar, bir araya getirilmiş iki yuvarlak kulübeden oluşan mezarın duvar örneklerinde bulunan proteinlere tandem kütle spektrometrisi adı verilen bir teknik uyguladılar. Yöntem, iyonları parçalara ayırarak kimyasal yapılarını ortaya çıkarıyor.

Çalışma, binlerce mikroorganizmanın yanı sıra hem insan hem de tavuk kanının varlığını tanımlayan proteinlerden oluşan bir veri tabanında 10.000’den fazla eşleşme sağladı.

Armengaud, “Proteinler DNA’ya göre daha kararlı moleküller olduğundan paleoproteomik, antik çağda bu proteinleri üreten organizmalar hakkında kapsamlı bilgi sağlayabilir.” diyor.

Sonuçlar, insan kanının duvardaki maddelerden biri olduğunu açıkça gösteriyor; şimdiye kadar doğrulanmayan tarihsel kayıtlara uygun olarak, insan kurbanlarından elde edilen kanın sıva yapmak için “kırmızı yağ” ve kutsal suyla karıştırıldığı iddia ediliyor.

Bu durumda Armengaud, paleoproteomik çalışmanın, yapıyı inşa eden insanlar gibi bireylerden gelen genetik materyali, onların nasıl dahil olduğunu belirlemeden tespit edebilen antik DNA ile yapılan paleogenomik bir çalışmaya tercih edilebilir olduğunu söylüyor.

Ancak paleoproteomik ve paleogenomik aynı zamanda birbirini tamamlayabilir. Armengaud, Abomey mezarından alınan örneklerin DNA dizilişinin kurban edilen kurbanların sayısını ve kökenlerini tanımlayabileceğini ve böylece daha ayrıntılı bir tarihsel bağlam sağlayabileceğini umuyor.


Live Science. 19 Haziran 2024.

Makale: Charlier, P., Bourdin, V., N’Dah, D., Kielbasa, M., Pible, O., & Armengaud, J. (2024).

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için