Bergama (Permagon) Antik Kenti, Helen, Roma ve Bizans dönemlerinin en etkileyici anıtsal eserlerinin yanı sıra İskenderiye’nin rakibi bir kütüphane, tıp biliminin gelişimi ve parşömenin icadı gibi Anadolu insanının tarihsel serüvenini gözler önüne seriliyor.
Özellikle antik çağdan kalma birçok tarihi güzelliğiyle anılan ve Ege bölgesi’nde bulunan kralların kenti Bergama (Pergamon), ziyaretçilerini Anadolu’nun uygarlık tarihine bir yolculuğa çıkartıyor. İzmir’in şirin bir ilçesi olan ve geçmişi M.Ö. 7 ve 6’ncı yüzyıla dayanan Bergama, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapması ve Ortaçağın önemli stratejik konumda bulunan şehirlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Bergama, bu özellikleri nedeniyle 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeyi başaran antik kentlerden biri.
Bergama antik şehri çevresi Helenistik, Krallık dönemini, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemine ev sahipliği yaptığı için bu devletlerin izini taşıyan çok sayıda tarihi kalıntıyı da barındırıyor. Pergamon’un en önemli yapılarının yer aldığı Akropol, Bakırçayı’nın suladığı ovaya egemen bir tepenin üzerinde bulunuyor. Büyük bir kale görünümündeki Akropol’de antik Yunanistan’da yarı tanrılardan biri olduğuna inanılan Heroon’un adına inşa edilmiş yapılar bulunuyor.
KİTAPLAR KLEOPATRA’YA ARMAĞAN EDİLMİŞ
Akropol’un içine inşa edilen Athena Tapınağı’nın kuzeyinde dört salonlu bir kütüphane bulunuyor. Burası Helenistik dönemin en büyük kitaplıklarından biri olarak kayıtlara geçmiş. Ancak Romalı asker ve devlet adamı Marcus Antonius, MÖ 41’de kitapların tümünü Mısır Kraliçesi Kleopatra’ya armağan etmiş.
Akropol’ün en yüksek yerinde Pergamon krallarının sarayları yükseliyor. Ancak bu sarayların yalnızca zemini ve temelleri günümüze kadar ulaşabilmiş. Akropol’ün bir başka önemli tapınağı ise 25 basamakla çıkılan ve günümüzde sadece sütunları kalan Dionysos Tapınağı’dır. Yukarı Akropol’ün orta kısmında yer alan Asklepios Tapınağı’nın da yalnızca temelleri günümüze ulaşmış. Hekimlik tanrısı Asklepios adına yapılan tapınak, dinsel özelliklerinin dışında tıp alanında araştırma ve deneylerin gerçekleştirildiği bir okul olarak hizmet vermiş.
Dünyanın en büyük sunaklarından biri olduğu belirtilen Zeus Sunağı, Bergamalıların büyük zaferini sembolize ediyor. Heykelcilik sanatının ilk ve en güzel örnekleri, Bergamalılar tarafından bu büyük sunağın üzerine yapılmış. Ancak bölgede sunağın sadece temelleri kalmış.
M.S. 2. yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianos tarafından Mısır tanrısı Serapis’e adanarak yapılan bazilikaya Serapis Tapınağı da deniyor. Bazilika kırmızı renkli tuğlalardan inşa edildiği için halk arasında Kızıl Avlu olarak biliniyor.
Dev Roma Tiyatrosu, amfiyatroları, stadyumları ve tümülüsleriyle tam bir açık hava müzesi olan Bergama’yı her yıl bir milyon insan ziyaret ediyor. Bu bölgede çıkartılan eserler ise Bergama Müzesi’nde meraklıları için sergileniyor. (25.03.2015 TRT Türk)
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >