Blog

Tem5

Bir Kadının Yanında Bulunan 9.000 Yıllık Öküzler Evcil Miydi?

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  HaplogrupMezolitikMitokondriyal DNANükleer DNASığırYaban Öküzü



Yaklaşık 9.000 yıllık öküz kalıntıları bir kadının yanında bulundu. Peki bu öküzler henüz evcilleştirilmemişse neden onunla birlikteydi?

 

Yazar: Yaren Kırdök 

Yaklaşık 9.000 yıllık öküz kalıntıları bir kadının yanında bulundu. Peki bu öküzler henüz evcilleştirilmemişse neden onunla birlikteydi?

 

İspanya’nın Galiçya bölgesindeki bir mağarada bulunan yaban öküzü kemiklerinden bazıları. C: UDC

 

Modern sığırın nesli tükenmiş ve devasa boyutlardaki ataları olan üç yaban öküzünün kemikleri, yaklaşık 9.000 yıl boyunca Kuzeybatı İspanya’da yer alan bir mağaranın dibinde kaderine terk edilmişti. Paleontologlardan oluşan bir ekip, 1990’larda bir insan iskeletinin yakınlarında keşfedilen bu Mezolitik Çağ kalıntılarından genetik numuneler aldı. Ekip, bu yaban öküzlerinin tamamıyla yabani mi yoksa insanlar tarafından evcilleştirilmiş mi olduğunu DNA sayesinde çözebileceklerini umuyor.

Araştırmacılar; çalışmalarında kullanacakları mitokondriyal DNA’yı elde edebilmek için İspanya’nın en kuzeybatıdaki bölgesi Galiçya’da yer alan dokuz farklı alanda yaban öküzü kemikleri aradılar. Chan do Lindeiro Mağarası’nda, Elba ismi verilen bir kadının kalıntılarının yakınlarında yer alan ve yaklaşık 9.000 yıl önceye tarihlenen üç yaban öküzü, özellikle ilgi çekiciydi. Bu, yeni bir ikilem açığa çıkardı: Galiçya’daki yaban öküzleri evcilleşmiş miydi yoksa yabani miydi? Evcilleştirilmemişse, nasıl oldu da bu türe ait üç birey bir insanla aynı noktada buluştu? Ekibin ulaştığı sonuçlar, PLOS One adlı dergide yayımlandı.

A Coruña Üniversitesi’nde araştırmacı olan, çalışmanın ortak yazarı Aurora Grandal “Kronolojik benzerlikleri ve kemiklerin zemin çökmesi nedeniyle kaymış -15 ila 20 metrelik derinliğe sahip- bir tabana düşerek birbirlerine karışmalarını göz önüne aldığımızda, kadının ve yaban öküzlerinin bir zamanlar bir arada bulunmuş oldukları sonucuna varıyoruz.” diyor. “Vardığımız bu sonuç, tartışmaya açık çünkü evcilleştirmenin o zaman diliminde henüz var olmadığı kabul ediliyor.”

 

İspanya’daki bir mağarada kemikleri bir arada bulunan üç yaban öküzüyle Elba ismi verilen bir kadının illüstrasyonu. C: José Antonio Peñas (SINC)

 

Yaban öküzü (Bos primigenius) bireylerinden alınan 18 kemik numunesinden 11 tanesi genetik olarak dizilendi. Araştırmacılar, hayvanların genetik yapılarına ve bu hayvanlar ile Avrupa’daki diğer yaban öküzleri ve modern öküzler arasındaki ilişkiye göz attılar.

Her iki türün de haplogrup bazında farklı türleri bulunuyor; haplogrup kavramı, bir popülasyonu diğerinden ayırt etmeyi sağlayan belirli bir kromozomdaki büyük DNA parçalarını ifade ediyor. Bu haplogruplardan bazıları, gözle görülebilir bir biçimde farklı: Zebu, ya da diğer ismiyle indikatör sığırın çenesi, Jersey sığırından daha belirgin ve aynı zamanda zebu, muz şeklinde boynuzlara ve büyük bir kambura sahip. (Daha önceleri farklı bir araştırma ekibi, yaban öküzünün ilk evcilleştirildiği yer olduğu düşünülen Orta Doğu’daki modern sığırların indikatör sığırlarla bu kadar çok genetik bilgi paylaşmalarının nedenini araştırmıştı.)

Chan do Lindeiro Mağarası’ndaki yaban öküzleri de aynı haplogruptaydı fakat diğerlerine kıyasla şaşırtıcı miktarda genetik çeşitliliğe sahipti. “Elba kadınının aktif rol oynadığı bir senaryoda bu durum, yaban öküzlerinin farklı kökenlere sahip olduklarını gösteriyor olabilir; ya da herhangi bir özellik, yaban öküzlerindeki çok yüksek genetik değişkenliği tetiklemiş olabilir.” diyor Grandal.

 

Fotoğrafta, yaban öküzünün modern akrabalarından olan iki zebu görülüyor. C: Getty

 

A Coruña Üniversitesi’nden çalışmanın ortak yazarı Paleontolog Amalia Vidal, “Yaban öküzlerinin anneden yavruya neredeyse eksiksiz bir şekilde aktarılan mitokondriyal DNA’larını inceleyerek, farklı soyların hangi coğrafi bölgelerde baskın olduğunu ya da hayvancılığın başlamasından sonra iklim koşullarındaki değişikliklere ve hatta insanlara bağlı olarak hareketlerinin nasıl olduğunu belirleyebiliriz.” diyor.

Ekip, mağaradaki yaban öküzlerinin Orta Avrupa’dakilerden ziyade İngiliz yaban öküzleri ile daha yakından ilişkili olduğunu keşfetti. İngiliz yaban öküzlerine ait numuneler, şimdiye dek mitokondriyal DNA dizilimi yapılan açık ara en eski örnekler olan İspanyol yaban öküzü numunelerinden daha yeni.

Ekibin bir sonraki adımı, yaban öküzlerinin o bölgedeki modern sığırlarla olan ilişkisini anlamak amacıyla nükleer DNA’ya bakmak olacak. Nükleer DNA, mitokondri yerine hücre çekirdeğinden elde edilir ve yalnızca anne soyundaki atalar hakkında değil, tüm genetik atalar hakkında bilgi içerir.

Yaban öküzleri bir kadın ile birlikte bulunduğu için, kadının yaban öküzlerine bir şekilde çobanlık yapmış olması mümkün. Nükleer DNA bu bilinmezliğin açıklığa kavuşmasına yardımcı olabilir; daha önceleri bazı modern sığırların genetik kodlarında, yaban öküzlerinin bazı atalarından kalma nükleer DNA parçalarının yer aldığı keşfedilmişti.

 

Makale: Gurke, M., Vidal-Gorosquieta, A., Pajimans, J. L., Wȩcek, K., Barlow, A., González-Fortes, G., … & Hofreiter, M. (2021). Insight into the introduction of domestic cattle and the process of Neolithization to the Spanish region Galicia by genetic evidence. Plos one, 16(4), e0249537.

 

www.arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için