Blog

Haz25


Cezayirli Hasan Paşa Kışlası’nın Yıkımı Üzerine

Yazan:  Tarih: 24 Haziran 2016
 
 

23 Haziran günü, Cezayirli Hasan Paşa kışlasının bir anda yok olduğunu fark ettik. Şimdiden durumun fizibilite ve aslına uygun olmama gibi gerekçeler ile gerçekleştiği söylentileri kulislerde dolaşmaya başladı. Yapının bundan önce 1883 ve 1963’lerde 4-5 kez onarım, tadilat ve yenilemesinin yapıldığı, fakat geçen zaman içerisinde yıpranan Kışla ve içerisinde yer alan Caminin, 8 milyon 642 bin TL’lik bir bütçe ile yenileneceği bilinmekte.

Ancak kışla restorasyonun başından beri tartışılan kışlanın AVM olabilme durumu ve Cumhurbaşkanı’nın son yaptığı Topçu kışlası ve Taksim Meydanı açıklamaları ardından, olayın başka bir pencereden ele alınmasının bir zorunluluk olduğu ortaya çıkmış oldu.

İstanbul’un tarihi dokusu Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca bazen ekonomik, bazen ideolojik ve çoğaltılabilir nedenler ile zarar görmüştür.(Özellikle söz konusu mevzu, İstanbul’un tarihi dokusunun zarar görmesi olduğu için Henri Prost’un ismini de burada anmak gerekir.) Ancak zarar görmüş olan şehir, geçen zaman ve kültürün kendini yenileyebilme gücü ekseninde kendini baştan yaratmıştır. Tarihin doğal ilerleyişi böyledir. Daha anlaşılır ve net bir şekilde belirtmek gerekirse, tarih baştan yazılamaz; kendini süreç içerisinde var eder.

Bugünün şartları ve normları, bizlere şehirlerin kültürel dokularının, bundan farz-ı misal 50 yıl önce gördüğü zararların yine benzer yöntemler ile düzeltilemeyeceğini göstermiştir. Bir eseri yıkıp baştan yapmak ya da yaklaşık 100 sene önce yıkılmış bir binayı tekrar inşa etmek şehrin kültürel dokusuyla ya da tarih bilinci ile alakalı değildir. Tarihsel ve kültürel bilinç şehrin dokusunu olduğu gibi korumak anlamına gelmektedir. Daha doğrusu onu sistemli bir şekilde korumak anlamına gelmektedir. Türkiye’de bu olgular her seferinde es geçmiş olsalar da ülke tarihinin en büyük halk ayaklanması bu bilinç üzerinden alevlenmiştir.

Bizler biliyoruz ki tarihin bir parçasından bazı anlar seçerek muhtelif yerlerde bunu tekrar canlandırma sevdası ya hadsiz bir aymazlık yada rantsal ve buna entegre ideolojik bir çıkar gözetme durumudur. Topçu kışlası, Emek Sineması, çok yeni bir örnek olarak Hazzopulo pasajı ve çoğaltılabilir örnekler ile yapılmış veya yapılmaya çalışılmış tüm bu tip restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmaları bize bu durumu net bir şekilde göstermiştir. Nitekim Cezayirli Hasan Paşa kışlası restorasyonunun en başından beri tartışılan AVM mevzusu bu değerlendirmeye oldukça temelli bir destek oluşturmaktadır.

Bu yüzden, Cumhurbaşkanın son yaptığı Topçu Kışlası ve Taksim Meydanı açıklamaları ardından yapılan, Cezayirli Hasan Paşa kışlasının yeniden inşa (rekonstrüksiyon) hamlesi “zamanlama olarak manidar” ve olasılıkla sonrasında başka yerlerde (Gezi parkı) yapılacak hamleler için ideolojik bir taban mahiyetindedir.

Sözün özü, tüm bu sebeplerle Cezayirli Hasan Paşa Kışlası’nın bugünkü akıbeti hakkında yarın, restorasyon çalışmalarını yürüten kişiler ve kurumlarca yapılacak herhangi bir açıklama ya da ortaya konulacak herhangi bir rapor, kışlanın yıkılmasının kültürel ve tarihsel açıdan açıklaması olamaz.

Arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için