Çin’de bulunan bir insan iskeleti, arkeolojik kayıtlardaki cüceliğin tanımlanması ve Neolitik dönemdeki sakatlık ve farklılık hakkında yeni bilgiler sağlıyor.
Söz konusu iskelet, bir kazı sırasında doğu Çin’deki Sarı Nehir yanında Guanjia bölgesinde bulundu. Mezarlıktaki kemiklerin radyokarbon tarihlemesi, insanların MÖ 3300-2900 yılları arasında Yangshao döneminde yaşadıklarını gösterdi.
Guanjia’deki mezarlar, çok az sayıda eseri bulunan basit çukurlardan oluşuyordu. M53 adı verilen mezardaki iskelet, tek bir fark dışında bu geleneğe uyuyor: Elleri, bölgedeki diğer mezarlardan farklı olarak arkasına yerleştirilmişti. Bu genç yetişkinin boyutu da farklıydı: küçük bir kafatası ve kısa uzuv kemikleri, onun bir cüce olduğuna işaret ediyordu.
Arkeologlar araştırmalarında, M53 mezarındaki bireyin iskelet durumu ve sahip olabileceği sosyal sonuçları değerlendiriyor.
Tıbbi terim iskelet displazisi (cücelik), yetişkinlerde ortalamadan daha kısa boyuta neden olan bir dizi genetik ve tıbbi durumu ifade ediyor. Akondroplazi, insanda en yaygın cücelik türüdür, çoğu durumda baş ve gövdeye kıyasla, daha kısa kollar ve bacaklar üreten bir genetik mutasyondan kaynaklanır. Diğer bir tür, tipik olarak metabolik veya hormonal dengesizliklerden dolayı tüm vücudun ortalamanın altında olduğu orantılı cüceliktir. Orantılı kısa boy vakaları, hem yaşayan popülasyonlarda hem de arkeolojik olanlarda oldukça nadirdir.
M53 vakasını analiz eden Halcrow ve arkadaşları, dişlerin bu kişinin yetişkin olduğunu göstermesine rağmen, uzuv kemiklerinin tamamen büyüdüğünü, ancak hala kaynaşmadıklarını, endokrinle ilişkili büyüme bozukluğu olan kişilerin tipik bir özelliği olduğunu buldular.
Pelvisin zayıf bir şekilde korunması sağlam bir cinsiyet tahmini yapılmasını engelledi ve kafatası da tanımlanamadı. Bununla birlikte, kişinin kol kemikleri Neolitik dönemde Çin’deki erkeklerin veya kadınların ortalamasından önemli ölçüde daha kısaydı.
Ayırıcı bir tanı koyan araştırmacılar, yetersiz beslenme, akondroplazi ve kastrasyon dahil olmak üzere M53’ün büyüme bozukluğunun nedenlerini elediler.
Bunun yerine araştırmacılar, pediatrik başlangıçlı hipopitüitarizm ve hipotiroidizmin, M53’ün tiroid bezindeki veya çocuklukta başlayan hipofiz bezindeki bir eksikliğe bağlı olarak orantılı kısa boyun en olası iki nedeni olduğunu öne sürüyorlar.
Aslında hipotiroidizmin, Çin’de iyot eksikliği olan bölgelerde yaşayan insanlarda, bugün ABD’de olduğundan daha yaygın olduğu biliniyor. ABD’nin bazı kısımları endemik iyot eksikliğine maruz kalırken, 1920’lerde tuzun iyotlanması bu sorunu büyük ölçüde hafifletti; Çin’de iyotlaştırma 15 yıl önce başladı.
Biyoarkeolog Michael Rivera, bu çalışmanın literatüre önemli bir katkı sağladığını söylüyor çünkü Antik Çin bağlamındaki iyot eksikliği ve anormal iskelet büyümesi arasındaki muhtemel bağlantılar, antik sağlık konusunda çalışanlar için değerli görüşler sunabilir. Ancak, geçmişte insanların engellilik deneyimlerini ve olası marjinalleşmeyi anlamada, biyolojik arkeolojik çalışmanın önemine dikkat çekerek sosyal sonuçları da ilginç buluyor.
Halcrow ve meslektaşları, M53’ün iskelet displazisinin yaşamları üzerindeki potansiyel etkilerini düşünüyor. Hipotiroidizm zihinsel bozulmaya, kalp fonksiyon bozukluğuna ve depresyonun yanı sıra ölüme de neden olabilir. Hipopitüitarizm ayrıca zihinsel bozulmaya, felce ve solunum sorunlarına neden olabilir. Araştırmacılar, M53’ün yaşamı boyunca ihtiyaç duyduğu bakım seviyesine dikkat çekiyor.
“Söyleyebileceğimiz, bu bireyin muhtemelen diğer topluluk üyelerinden destek alması gerektiği durumlarda, ekstra bakıma ihtiyacı olacağı. Muhtemelen hem fiziksel hem de zihinsel yetersizliğin bir sonucu. Ayrıca bunların yaşamın erken evrelerinde ya da doğumda ortaya çıktıklarını göz önünde bulundurulduğunda.”
MÖ 4. ila 2. yüzyıllar arasından kalma tarihi bilgiler, cüceliğe Konfüçyüsçülük’te olumsuz bakılmadığını, ancak Taoizm’in temel metnini yazan filozof Zhuangzi’ye göre cüce insanların topluma yabancı olduğunu gösteriyor.
M53 bireyi, gömülürken biraz farklı şekilde muamele görmüştü, elleri arkasına yerleştirilmişti. Ancak Neolitik Çin’deki insanların bu kişiyi nasıl görmüş olabileceği açık değil.
Araştırmanın baş yazarı Siân Halcrow, “Geçmişte sakatlık ve farklılığın bulunduğunu tanımamızın bizim için önemli olduğunu düşünüyorum, ancak bunların sosyal ya da kültürel olarak olumsuz çağrışımları olması gerekmezdi.” diyor.
“Eskiçağ’dan tarihi metinler, aslında bazı durumlarda saygı görmüş olabileceklerini gösteriyor.”
Forbes. Kristina Killgrove. 13 Aralık 2019.
Siân Halcrow, Melanie Miller, Anne Marie Snoddy. 2019. International Journal of Paleopathology
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >