Blog

May30

Çin’in Bronz Çağında Köpekler Diri Diri Gömülmüş

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Bronz ÇağıKöpekKurbanRitüelShangSipanmo



Çin’in Bronz Çağında Köpekler Diri Diri Gömülmüş

Çin, Shang Hanedanı tarafından yönetilirken birçok köpek için hayat hem kısa hem de acımasızdı. Yapılan araştırma, Çin’de Bronz Çağ boyunca yeni doğmuş köpeklerin kurban edildiğini ve bazılarının canlı canlı gömüldüğünü ortaya çıkardı.

Bronz Çağ’a ait olan bir köpek, boynundaki çıngırak ile gömülmüştü. Bu köpek, Çin- Anyag’ta yer alan Sipanmo kazı alanında bulundu. C: Roderick Campbell

Shang Hanedanı, Çin’in Sarı Nehir Vadisi’ni MÖ 1600 ila 1046 yılları arasında yönetmişti. Shang Hanedanı, Çin’in ikinci hanedanıydı ve MÖ yaklaşık 2070 yılında kurulduğu düşünülüyor. Söz konusu hanedan, hem hayvanları hem de insanları kurban ediyordu. Ya bedenleri huzurlu bir biçimde kalmaları için mezarlara yerleştiriyor ya da onlardan arta kalanları çukurlara diziyorlardı. Özellikle köpekleri cansız insan bedenlerinin tam altında yer alan boşluklara koyuyorlardı. Böylelikle, köpekler sonsuza kadar koruma görevini üstlenecekti.

New York Üniversitesi’nde arkeolog olan Roderick Campbell’a göre, ebediyete uzanan bu yolculukta yeni doğan köpeklerden ilginç bir biçimde bekçilik yapması beklenilmişti.

Campbell şöyle diyor: ”Yavru köpekler… Korkunç bir durum. İnsanlar neden bu sevimli yavru köpekleri öldürmek istemiş olabilir ki? Öte yandan, ölen köpek sizin köpeğiniz değilse ve hem köpeklere hem de sevimliliğe yönelik değer yargılarının farklı olduğu bir toplumda yaşıyorsanız böylesi bir eylem, bir tür ucuz yatırım olarak da düşünülebilir. Onu tek başınıza yetiştirmek zorunda da değilsiniz.”

Kurban edilen köpek yavruları

Campbell ve Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nden iş arkadaşı Zhipeng Li, köpeklerin kurban edildiği ve Shang Hanedanı’na ait olan birçok bölgeden veri topladı. Daha sonra yaptıkları tüm araştırmaları Asya Arkeoloji Araştırmaları dergisinde yayınladı. Campbell, Çin’den izin alıp kazı işlemlerini başlatmanın yabancı bilim insanları için  zor bir süreç olduğunu söylüyor. Dolayısıyla, farklı araştırmacıların eski çalışmaları verilerin büyük bir kısmını oluşturuyor.

Arkeolojik kanıtların da işaret ettiği gibi, Çin’de köpekler ritüellerin bir parçası olarak görülüyordu. Neolitik bir yerleşim yeri olan Jiahu’da 9.000 yıl öncesine ait köpek mezarları yer alıyor.

Campbell, antik Çin uygarlığında  domuzların da sıklıkla kurban edildiğini söylüyor. Batı Avrasya ile gelişen ticaret bağları, Çin’in merkezinde yer alan ovalarında farklı hayvanların görülmesine neden oldu. Böylelikle, Bronz Çağ kapanırken koyunlar, keçiler ve büyükbaş hayvanlar da kurban etme sürecinin bir parçası haline geldi. Shang Hanedanı dönemi ile ilgili önemli bilgiler sunan fal yazıtlarındaki kayıtlara göre, köpekler Gök Tanrı’ya kurban edilmeye devam edildi. Gök Tanrı’ya yönelik gerçekleştirilen böylesi ritüeller, köpek ve domuzların en fazla kurban edildiği bir dönemde ortaya çıkmış olabilir.

Antik şehir Zhengzhou’da yer alan bulguların sayesinde arkeologlar, hem düzgün bir biçimde kazılmış sekiz ayrı çukuru hem de iple bağlanmış 92 adet köpeğe ait kalıntıyı keşfetti. Söz konusu köpeklerin bazıları ise öldürülmeden doğrudan gömülmüştü.

Erligang kültürünün nüfuz ettiği dönem incelendiğinde köpeklerin insan mezarına tam da bu sıralarda gömüldüğü anlaşılıyor. Dahası, söz konusu kültür, günümüz Henan şehrini MÖ yaklaşık 1500 yılında oluşturmaya başlamıştı. Campbell’e göre, insanların kurban edildiği yerlere benzer alanlara köpekler de gömülmüştü. Mezarların altı, kaya çıkıntılarının arası ve oyuklar örnek teşkil ediyor. İlkin araştırmacılar, bu kalıntıların evcil hayvanlara ait olduğunu ve ebediyete kadar sahipleriyle birlikte olabilsinler diye söz konusu hayvanların insanlarla gömüldüğünü düşünmüştü. Ne var ki kemik analizlerinin sonunda ölen hayvanların  %73’nün bir yaşının altında, %37’sinin ise altı aylıktan biraz büyük olduğu anlaşıldı. Campbell’e göre, eğer bu köpekler evcil olsaydı tüm yaş gruplarına ait köpek kalıntılarının bulunması gerekirdi.

İnsanları sembolize eden köpekler

İnsanları kurban etmektense köpekleri bu amaç için seçmiş olabilirler. Shang Hanedanı’ndaki soylular, hem sevgililerini hem de kölelerini ölüme terk ediyorlardı. Dahası, bedenleri güçlü ve zengin insanların mezarlarına gömerek bu işlemi gerçekleştiriyorlardı. Campbell, kurban edilen çoğu kişinin savaş esiri olduğunu düşünüyor. Elde edilen kemikler, kişilerin öldürülmeden önce yıllarca işkenceye maruz kaldığını, kötü muamele gördüğünü ve öldürme işleminin başka bir yerde gerçekleştirildiğini kanıtlıyor.

Bu noktada alternatif bir seçenek olarak görülen köpeklerin durumu, insanlarla karşılaştırıldığında, çok daha vahimdi. Domuz ve büyükbaş hayvanlar gibi yavru köpekler de basit bir çiftlik hayvanı olarak kalmaktansa insanlık tarihi boyunca hep farklı rollere sahip olmuştu.

Campbell şöyle diyor: ”İnsanlar için önemli olan bir şey, diğer varlıklar için önemli olmayabilir. Dolayısıyla, hayvanlar tam da bu sınır çizgisinde bulunuyor.”

Hayvanların insanların yerine kurban edilmesi, Shang Hanedanı’nda görülen diğer yönelimleri andırıyor. Örneğin, öte dünyaya gittiği düşünülen insanlar gerçek eşyalarla gömülmüyordu. Onun yerine, sahte bronz ya da seramik kullanılarak yapılan minyatür nesneler tercih ediliyordu. Bugün bile geleneksel Çin cenaze törenlerinde kağıt ve sahte para yakma ritüelleri gözlemlenebilir. Sembolik düzlemde bakıldığında böylesi ritüeller, adak adamanın yerine geçiyor. Dolayısıyla, yavru köpekler de koruyucu insanları ya da köpekleri sembolize ediyor olabilir.

Kısırlaştırma işlemlerinden önce yavru köpekleri temin etmek de ayrıca kolaydı. Campbell ve Li, sadece 500 yetişkin köpeğin bile ihtiyaç duyulan yavru köpek sayısını karşıladığını, yavru köpeklerin de Shang Hanedanı’nın kurban etme töreni için kullanıldığını düşünüyor. Campbell’e göre, köpekler kurban etme ritüelinin kendisi için özellikle yetiştirilmiş olabilir. Öte yandan, bu köpekler ihtiyaç duyuldukça rastgele seçilmiş de olabilir.

Campbell, “Bronz Çağ’a hakim olan ekonomik perspektif, böylesi çarelere başvurulduğunu gösteriyor.” diyor.

Ne var ki Shang Hanedanı’nda gerçekleştirilen uygulamalar ile ilgili çok fazla soru var. Sıradan halkın benzer bir kurban etme geleneğini gerçekleştirip gerçekleştirmediği ya da söz konusu gelenek uygulandıysa da bu sürecin nasıl ilerlediğine yönelik sorular, diğer pek çok sorunun odağını oluşturuyor.

”Shang Hanedan’ına yönelik gerçekleştirilen çalışmalar, yüz yıllık bir sürece ve bu yıllarda yaşamış krallara odaklanıyor. Dolayısıyla, bu türden araştırmalar topluma ilişkin doğru olmayan bir bakış açısı sunabilir. Halkı da inceleyen çalışmaların artmasını dört gözle bekliyorum” diyor Campbell.


Live Science. 07 Mayıs 2019.

Arkeofili

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için