Blog

May13

Dünyanın İlk Çiftçilerinin Genetik Kökenleri Netleşiyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik DNAAvcı ToplayıcıBereketli HilalGöçNeolitikTarım



Dünyanın İlk Çiftçilerinin Genetik Kökenleri Netleşiyor

Neolitik dönemdeki ilk tarımcıların genetik kökenleri uzun zamandır Yakın Doğu’da yatıyor gibiydi.

www.arkeofili.com

İk çiftçiler düşünüldüğü gibi tek bir gruptan değil, çalkantılı bir dönemde iki avcı-toplayıcı grubun karışımından kaynaklanıyor.


Çiftçiliğin, günümüz Orta Doğu’sunun bazı kısımlarını kapsayan Güneybatı Asya’daki tek bir popülasyondan kaynaklandığı ve Türkiye, Yunanistan ve nihayetinde Batı Avrupa’daki bölgelere doğru yol aldığı düşünülüyor. Bilim insanları uzun zamandır bu popülasyonların bu bölgelerde nasıl ortaya çıkıp yayıldığını tartışıyorlar, ancak şimdi uluslararası bir araştırmacı ekibi, tartışmayı çözebilecek yeni bir genetik bilgiler elde etti. Bulguları, dünyanın ilk çiftçilerinin daha önce düşünüldüğü gibi tek bir gruptan değil, insan yerleşimlerinin neredeyse yok olduğu çalkantılı bir dönemde iki avcı-toplayıcı grubun karışımından ortaya çıktığını gösteriyor.

Neolitik dönemdeki ilk tarımcıların genetik kökenleri uzun zamandır Yakın Doğu’da yatıyor gibiydi. Yeni bir araştırma, ilk çiftçilerin aslında Yakın Doğu’dan, Güneydoğu Avrupa’ya yayılmış Buz Devri avcı-toplayıcı gruplarının bir karışımını temsil ettiğini gösteriyor.

Tarımın ve yerleşik yaşam tarzının ilk belirtileri, yaklaşık 11.000 yıl önce insanların yerleşmeye ve hayvanları ve bitkileri evcilleştirmeye başladığı Yakın Doğu’da bir bölge olan ‘Bereketli Hilal’de bulunuyor.

Tarımın ve yerleşikliğin kökeni sorusu 100 yılı aşkın bir süredir araştırmacıları meşgul ediyor: Tarım, Yakın Doğu’dan kültürel yayılma yoluyla mı yoksa göç yoluyla mı yayıldı? Tarih öncesi iskeletlerin şimdiye kadarki genetik analizleri, Avrupa’nın ilk çiftçilerinin Anadolu’daki avcı-toplayıcı popülasyonlardan geldiği fikrini destekledi.

Durum böyle olsa da, bu yeni çalışma, Neolitik genetik kökenlerin açıkça tek bir bölgeye atfedilmeyeceğini gösteriyor. Buz Devri’nin sonunda beklenmedik ve karmaşık nüfus dinamikleri meydana geldi ve tarımı ve yerleşik bir yaşam tarzını, yani ilk Neolitik çiftçileri ortaya çıkartan popülasyonların atalarının genetik yapısına yol açtı.

İlk çiftçiler 14.000 yıl önce başlayan bir karışma sürecinden ortaya çıktı

Önceki analizler, ilk Neolitik insanların o zamandan beri diğer insan gruplarından genetik olarak farklı olduğunu ileri sürmüştü. Kökenleri hakkında çok az şey biliniyordu. Bern Üniversitesi ve SIB Ekoloji ve Evrim Enstitüsü’nden çalışmanın ilk yazarlarından biri olan Nina Marchi şöyle diyor:

“Şimdi, Anadolu ve Avrupa’nın ilk çiftçilerinin, Avrupa ve Yakın Doğu’dan gelen avcı-toplayıcılar arasına karışmış bir nüfustan çıktığını görüyoruz.”

Yazarlara göre, karışma süreci yaklaşık 14.000 yıl önce başladı ve bunu birkaç bin yıl süren aşırı genetik farklılaşma dönemi izledi.

Tarih öncesi iskeletlerden nüfus tarihini modellemek için yeni bir yaklaşım

Bu araştırma, iki tekniğin birleştirilmesiyle mümkün oldu: tarih öncesi iskeletlerden yüksek kaliteli antik genomların üretimi ve elde edilen veriler üzerinde demografik modelleme. Araştırma ekibi bu amaçla “demogenomik modelleme” terimini ortaya attı.

Araştırmanın kıdemli yazarlarından Laurent Excoffier, “En son istatistiksel genomik yöntemlerin son 30.000 yılın ayrıntılı demografik süreçlerini yüksek çözünürlükte yeniden oluşturabilmesi için mümkün olan en iyi kalitede genom verilerine sahip olmak gerekir.” diyor.

Nina Marchi ekliyor: “Sadece farklı antik genomların benzerliklerini karşılaştırmak, onların nasıl evrimleştiğini anlamak için yeterli değil. İncelenen popülasyonların gerçek tarihlerini mümkün olduğunca doğru bir şekilde yeniden oluşturmamız gerekiyordu. Bu ancak karmaşık popülasyon genetik istatistikleri ile mümkündü.” diyor.

Bu tür eski problemleri çözmek için disiplinlerarası çalışma gerekir

Mainz Üniversitesi’nden Joachim Burger ve ikinci kıdemli yazar, disiplinlerarasılığın gerekliliğini vurguluyor:

“Böyle bir çalışmaya uygun iskeletleri toplamak ve analiz etmek on yıla yakın sürdü. Bu ancak modellerimizi tarihsel olarak demirlememize yardımcı olan çok sayıda arkeolog ve antropologla işbirliği yaparak mümkün oldu.”

Tarihsel bağlamsallaştırma, Johannes Gutenberg Üniversitesi’nde Burger ile birlikte çalışan Maxime Brami tarafından koordine edildi. Genç tarihöncesi araştırmacı, araştırmanın bazı bulgularına şaşırdı: “Avrupa’nın ilk çiftçileri, Yakın Doğu’dan Balkanlar’a kadar uzanan avcı-toplayıcı toplulukların soyundan geliyor. Bu, arkeolojik olarak öngörülebilir değildi.”

Genel bir insan popülasyonu evrimi modeline doğru

Fribourg Üniversitesi’nden Daniel Wegmann ve SIB’deki grup liderinin açıkladığı gibi, fosillerden (iskeletlerden) elde edilen genetik veriler ciddi şekilde zarar görmüştür ve buna göre biyoinformatik kullanılarak işlenmelidir: “Avrupalıların tarihöncesini yüksek çözünürlüklü olarak yeniden inşa etmek, ancak antik fosil genomlarını analiz etmek için özel olarak geliştirdiğimiz yöntemler sayesinde mümkün oldu.”

Joachim Burger ekliyor: “Bu yaklaşımlarla, yalnızca dünyanın ilk Neolitik popülasyonlarının kökenlerini aydınlatmadık, aynı zamanda Güneybatı Asya ve Avrupa’daki insan popülasyonlarının evriminin genel bir modelini oluşturduk.”

Laurent Excoffier, “Elbette uzaysal ve zamansal boşluklar devam ediyor ve bu, bu alandaki insanların evrimi üzerine yapılan çalışmaların sona erdiği anlamına gelmiyor.” diyor.

Bu nedenle, ekibin araştırma planı önceden belirlendi; insan evriminin giderek daha ayrıntılı bir resmini sağlamak için demografik modellerini Neolitik ve Tunç Çağlarının sonraki evrelerinden genomlarla desteklemek istiyorlar.


University of Bern. 12 Mayıs 2022.

Makale: Marchi, Winkelbach, Schulz, Brami et al. (2022).​

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için