Blog
Ermenistan’da 3.000 Yıllık Fırında Çuvallarca Un Bulundu
Science in Poland’a göre, eski unun kalıntıları, birkaç fırın da dahil olmak üzere, kirle kaplı kalıntıların her yerine serpilmişti.
www.arkeofili.com
Ermenistan’daki arkeologlar, hala buğday unu yığınları içeren 3.000 yıllık bir fırının kalıntılarını ortaya çıkardılar.
Arkeologlar bu yapının içinde çuvallarca un buldu. C: Patrick Okrajek
Ermenistan’da 3.000 yıllık bir binanın kalıntılarında bulunan gizemli beyaz, toz halindeki bir madde yığınının eski un kalıntıları olduğu anlaşıldı.
Arkeolog ekibi, geçtiğimiz sonbaharda Batı Ermenistan’daki Metsamor kasabasındaki bir arkeolojik alanda çalışırken ilginç bir keşif yaptı. Unun tespit edilmesi ve birkaç fırının kazılması üzerine ekip, antik yapının bir zamanlar büyük bir fırın olarak hizmet verdiğini fark etti.
Science in Poland’a göre, eski unun kalıntıları, birkaç fırın da dahil olmak üzere, kirle kaplı kalıntıların her yerine serpilmişti.
Kazıya öncülük eden Varşova Üniversitesi’nde arkeoloji profesörü olan Krzysztof Jakubiak, “İlk bakışta kül gibi görünüyordu. Organik bir şey olduğunu biliyorduk ve yaklaşık dört ila beş çuval miktarında malzeme topladık.” diyor.
Kimyasal analiz yapan ekip, maddenin ekmek pişirmek için kullanılan buğday unu olduğunu belirledi. Araştırmacılar, ahşap kirişli bir saz çatıyı destekleyen iki sıra 18 ahşap sütun içeren 25’e 25 metrelik binanın içinde bir kerede yaklaşık 3,2 metrik ton unun depolanmış olacağını tahmin ediyor. Fırının erken Demir Çağı’nda MÖ 11. ve 9. yüzyıllar arasında faaliyet gösterdiği tahmin ediliyor.
Bu yapı, bir zamanlar tam ölçekli bir fırın olarak hizmet vermişti. C: Patrick Okrajek
Jakubiak, “Bu yapı, Metsamor’da türünün bilinen en eski yapılarından biri. Yapının çatısı bir yangın sırasında çöktüğü için her şeyi korudu ve şans eseri un kurtuldu. Bu şaşırtıcı çünkü normal şartlar altında her şeyin tamamen yanması ve gitmesi gerekir.” diyor.
Jakubiak, yapının fırın olmadan önce muhtemelen törenler veya toplantılar için kullanıldığını ve daha sonra depoya dönüştürüldüğünü söylüyor.
Yazılı bir dilleri olmadığı için Metsamor’un eski sakinleri hakkında pek bir şey bilinmese de, araştırmacılar müstahkem şehrin MÖ 8. yüzyılda Kral I. Argişti tarafından fethedildikten sonra Urartu’nun bir parçası olduğunu biliyorlar. Bundan önce, 100 hektarlık bir alanı kaplıyordu ve bir zamanlar yedi kutsal alana sahip tapınak kompleksleriyle çevriliydi.
Metsamor’daki önceki kazılar, 100 mezar içeren bir mezarlığa sahip surlarla çevrili bir yerleşimi ortaya çıkardı. Mezarların çoğu, muhtemelen yağma nedeniyle boş olmasına rağmen, bir mezarda birkaç altın takı ve yaklaşık 100 boncuk vardı.
Live Science. 22 Mayıs 2023.
Science in Poland. 12 Mayıs 2023.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >