Blog

Haz4

Eski İnsanların Paleo-diyeti Yoktu, Hayatta Kalmak için Yiyorlardı

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  DiyetHomo SapiensPaleodiyetPaleolitikPrimatYiyecekAvcı Toplayıcı



Eski İnsanların Paleo-diyeti Yoktu, Hayatta Kalmak için Yiyorlardı

Atalarımızın besinlerini anımsattığını ve Paleolitik Çağ’da yediğimiz diyetleri yeniden yarattığını iddia eden paleo-diyet gibi diyetleri duymuşsunuzdur.

 

Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com

 

Modern dünyamızda “Paleo-diyet” uygulamak, tam olarak eski atalarımızın yediklerini yediğimiz anlamına gelmiyor.

 

 

Günümüzde Paleodiyet kavramı oldukça popüler.

Atalarımızın besinlerini anımsattığını ve Paleolitik Çağ’da yediğimiz diyetleri yeniden yarattığını iddia eden paleo-diyet gibi diyetleri duymuşsunuzdur. Bu tanım, insan tüketimi için en sağlıklı gıdaları belirleyerek, doğal olarak yememiz gereken şekilde yemeye yapılan bir referans.

Ancak uzmanlara göre bu diyetler pek çok olası senaryoyu beraberinde getiriyor. Birincisi, eski insanlar sağlıklı gıda mağazalarından alışveriş yapmıyorlardı veya gastrointestinal (mide ve bağırsakla ilgili) sistemlerine en uygun gıdaları seçmiyorlardı. Bunun yerine toplayabileceklerini ve avlayabileceklerini yiyorlardı.

Eski insanlar, dünyanın neresini ev olarak adlandırdıklarına ve hayatta kalma konusunda ne kadar ustalaştıklarına bağlı olarak daha fazla seçeneğe sahiplerdi. Ancak konu hâlâ uzun ömürlülükten ziyade günlük hayatta kalmayla ilgiliydi. Kesin olarak bilmek zor olsa da, eski insanlar muhtemelen bugün insanların başına bela olan hastalıkların çoğuna yakalanacak kadar uzun yaşamamışlardı.

Erken Homo Sapiens Diyeti

Arkansas Üniversitesi’nden antropolog Peter Ungar, “Gezegenin yaşamı barındıran kısmı olan biyosferi dev bir büfe olarak düşünmeyi seviyorum. Bütün hayvanlar kendilerine sunulanlar arasından seçim yapıyor.” diyor.

Ungar’a göre, erken dönem insan beslenmesi hakkında bilmediğimiz ve bilemeyeceğimiz pek çok şey var. Ungar, kazı alanlarında bulunan hayvan kemikleri ve avlanmak için kullanılan silahlara ilişkin arkeolojik kanıtlara dayanarak et yediklerini biliyoruz ancak miktarını bilmiyoruz diyor. Yenilen et miktarının, etin mevcudiyetine bağlı olarak zaman içinde değişeceğini varsayabileceğimizi ekliyor. Ama muhtemelen çok fazla değildi.

Doğa, erken insanların dünya çapında ne zaman (mevsim) ve nerede (konum) bulunduğuna bağlı olarak yiyecekler sunar. Alaska’daki eski kabileler, Doğu Afrika veya Avrupa’dakilerden çok farklı besleniyorlardı.

Muhtemelen meyve, yeşillik, et, balık veya yabani tahıllar gibi çeşitli yiyecekleri yiyorduk. Bu öğelerin tümü yenildi ve kalori açısından en yoğun yiyecekler ilk önce seçildi.

Yemekler İnsani Bir Olgu

Ayrıca atalarımızın ne sıklıkta yemek yediklerini veya insanların yemek yemek için bir araya toplandığı belirli zamanlar olduğunu bilmenin de bir yolu yok. Ungar, bildiğimiz tek şeyin yemeklerin bizi benzersiz bir şekilde insan yapan bir şey olduğu olduğunu söylüyor.

“Yemek yiyen az sayıda türden biriyiz. Diğer primatlar yemek yemezler, gün boyunca yiyecek ararlar ve atıştırırlar. Etoburlar bir avın etrafında toplanabilirler ama bunun nedeni avı paylaşmaları.”

Ayrıca yemeklerin ne zaman başlamış olabileceği de belli değil. Bazı uzmanlar yemek için bir araya gelmemize neden olan şeyin ilk olarak ateş olduğunu öne sürüyor ancak bunu kesin olarak bilmenin bir yolu yok.

Başka bir teori ise bunun insanların daha büyük gruplar halinde bir araya gelmesiyle bağlantılı olduğunu öne sürüyor. Ungar, “Yine de bunlar sadece teori ve şu ya da bu şekilde çok fazla kanıt yok” diyor.

Primatlardan Ne Öğrenebiliriz?

Tübingen Üniversitesi’nden bilişsel arkeolog Claudio Tennie, soy ağacımıza, yaklaşık 6-8 milyon yıl önceki maymunlarla ortak atamıza bakarak da ilk insanların ne yemiş olabileceğini keşfedebileceğimizi söylüyor. Bunlar bize diyet soyumuz hakkında bir fikir verebilir.

Eğer mevcutsa tüm kuyruksuz maymunların meyve yiyebileceğini ve yiyeceğini biliyoruz. Kalori açısından yoğun ve lezzetli, ancak mevcut meyvelerin muhtemelen marketten satın aldığımız meyveyle aynı olmadığını da belirtmekte fayda var. Tennie, “Meyveler ehlileştirildi, bu da çoğunlukla kuyruksuz maymunların yiyebileceğinden çok daha tatlı olduğu anlamına geliyor.” diyor.

Kuyruksuz maymunlar da fırsat olduğunda et yerler. Hatta bazıları diğerlerinden daha fazla yer. Bu mutlaka avlanmaları gerektiği anlamına gelmez çünkü aynı zamanda leşçilik de yapabilirler. Tennie, bir gün insan olacak primatların neyin yenilebilir ve neyin zehirli olduğuna dair bilgiyi bir nesilden diğerine aktardıklarının da doğru olduğunu söylüyor.

Ek olarak, dağ gorillerinde olduğu gibi meyve bulunmadığında maymunlar yaprak yerler, ancak yine de fırsat bulurlarsa meyveyi tercih ederler. Maymunlar ayrıca yemek yemek yerine gün boyu otlarlar; muhtemelen biz de böyle başlamış olmalıydık.

Eski insanlar bir yemek günlüğü tutmadılar ve belirli bir diyetle yaşamadılar. Zehirli olmayan ve karşı koyma olasılıkları daha düşük olan şeyleri yediler. Diyetleri uzun ömürlülüğe değil, hayatta kalmaya yönelikti. Önemli olan mayo sezonu için zayıflamak yerine yarına kadar hayatta kalmaktı.


Discover Magazine. 30 Mayıs 2024.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için