Blog
Genetik Dizilimi Yapılan En Eski Modern İnsanın Yüzünü Görün
Kadının genetiği hakkında çok şey öğrenilmiş olmasına rağmen, neye benzediği hakkında çok az şey biliniyor. Ancak yayınlanan yeni bir makale, kadının olası görünümüne dair yeni bilgiler sunuyor.
Zeynep Şoray - www.arkeofili.com
Araştırmacılar, genetik dizilimi yapılmış olan en eski anatomik olarak modern insan olduğuna inanılan 45.000 yıllık bir bireyin yüzünü canlandırdı.
Zlaty kun isimli kadınının rekonstrüksiyonu, 45.000 yıl önce nasıl görünmüş olabileceğine dair bir fikir veriyor. C: Cicero Moraes
Arkeologlar 1950 yılında Çekya’da bir mağara sisteminin derinliklerine gömülü, iskeletinden ayrılmış bir kafatası keşfettiler. Kafatası ikiye bölünmüş olduğu için araştırmacılar iskelet kalıntılarının iki ayrı bireye ait olduğu sonucuna vardılar. Ancak, onlarca yıl sonra yapılan genom dizilimi sayesinde bilim insanları kafatasının aslında tek bir kişiye ait olduğu sonucuna vardı: 45.000 yıl önce yaşamış bir kadın.
Araştırmacılar, mağara sisteminin üzerindeki bir tepeye atıfta bulunarak bu kadına “Zlaty kun” ya da Çekçe “altın at” adını verdiler. DNA’sının daha ileri analizleri, genomunun kabaca yüzde 3 Neandertal soyu taşıdığını, muhtemelen Neandertallerle çiftleşen erken modern insan popülasyonunun bir parçası olduğunu ve genomunun şimdiye kadar dizilenen en eski modern insan genomu olduğunu ortaya koydu.
Kadının genetiği hakkında çok şey öğrenilmiş olmasına rağmen, neye benzediği hakkında çok az şey biliniyor. Ancak yayınlanan yeni bir makale, kadının olası görünümüne dair yeni bilgiler sunuyor.
Kadının yüzünü oluşturmak için araştırmacılar, kafatasının çevrimiçi bir veritabanının parçası olan mevcut birkaç bilgisayarlı tomografi (BT) taramasından toplanan verileri kullandılar. Ancak, 70 yıldan daha uzun bir süre önce kalıntılarını ortaya çıkaran arkeologlar gibi, yüzünün sol tarafının büyük bir kısmı da dahil olmak üzere kafatasının parçalarının eksik olduğunu keşfettiler.
Brezilya’dan grafik uzmanı Cicero Moraes, “Kafatasıyla ilgili ilginç bir bilgi, ölümünden sonra bir hayvan tarafından kemirilmiş olması. Bu hayvan bir kurt ya da sırtlan olabilir, her ikisi de o dönemde faunada mevcuttu.” diyor.
Moraes ve ekibi, eksik kısımları yerine koymak için kafatasının rekonstrüksiyonunu oluşturan araştırmacılar tarafından 2018 yılında derlenen istatistiksel verileri kullandı. Dijital yüzü oluştururken günümüz kadın ve erkeklerine ait iki bilgisayarlı tomografi taramasından da yararlandılar.
Moraes, “En çok dikkatimizi çeken şey yüz yapısının, özellikle de alt çenenin sağlamlığıydı. Arkeologlar kafatasını bulduklarında, onu analiz eden ilk uzmanlar bunun bir erkek olduğunu düşündüler ve bunun nedenini anlamak çok kolay. Kafatası, mevcut popülasyonların erkek cinsiyetiyle çok uyumlu özelliklere sahip olmasının yanı sıra, ‘sağlam’ bir çeneyi de içeriyordu.” diyor.
“Zlaty kun’un çene yapısının Neandertallerle daha uyumlu olma eğiliminde olduğunu görüyoruz.”
Araştırmacıların dikkatini çeken tek özellik güçlü bir çene hattı değildi. Ayrıca kadının endokraniyal hacminin, yani beynin oturduğu boşluğun, veri tabanındaki modern bireylerden daha büyük olduğunu buldular. Ancak Moraes, bu faktörü “Zlaty kun ile Neandertaller arasında modern insanlardan daha büyük bir yapısal yakınlık olmasına” bağlıyor.
Yüz rekonstrüksiyonunun siyah beyaz bir versiyonu. C: Cicero Moraes
Moraes, “Temel yüzü elde ettikten sonra, gri tonlamada renklendirme yapmadan, gözler kapalı ve saçsız daha objektif ve bilimsel görüntüler oluşturduk. Daha sonra pigmentli deri, açık gözler, kürk ve saç içeren spekülatif bir versiyon oluşturduk. İkincisinin amacı toplum için daha anlaşılır bir yüz sağlamaktı.” diyor.
Sonuç, koyu renk, kıvırcık saçlı ve kahverengi gözlü bir kadının gerçeğe yakın bir görüntüsü oldu.
Moraes, “Yüzün görsel yapısını oluşturabilecek unsurları sadece spekülatif düzeyde aradık, çünkü cildin, saçın ve gözlerin renginin ne olacağına dair hiçbir veri sağlanmadı.” diyor.
Zlaty kun adlı bireyi kapsamlı bir şekilde inceleyen ancak çalışmaya dahil olmayan bir arkeolog olan Cosimo Posth, bu kadınla ilgili pek çok şeyin gizemini koruduğunu söylüyor.
Almanya’daki Tübingen Üniversitesi’nde arkeoloji profesörü olan Posth, “Zlaty kun üzerinde çalıştığım genetik veriler bize yüz özellikleri hakkında pek bir şey söyleyemiyor. Bence morfolojik veriler, başının ve yüzünün şeklinin nasıl olabileceğine dair makul bir fikir verebilir, ancak yumuşak dokularının doğru bir temsilini sağlayamaz.” diyor.
Live Science. 1 Ağustos 2023.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >