Blog
Gibon Kafatasları, Atalarımızın Sosyal Yaşamlarını Aydınlatıyor
Daha önce bazı erkek ve dişi gibonlar ve siamanglar arasında önem verilmeyen farklılıklar, bize sosyal davranışın primat evrimini nasıl etkilediğine dair ipuçları verebilir.
Gibonlar ve siamanglar Güneydoğu Asya, Hindistan ve Çin’in bazı bölgelerinde yaşayan küçük maymunlardır. Çoğu tür sosyal anlamda tek eşlidir ve çiftler halinde yaşar.
Tüm hayvanlar gibi gibonlar ve siamanglar da farklı çevresel ve sosyal baskılara karşılık olarak doğal ve cinsel seçilim aracılığıyla evrimleşmiştir. Gibonlar ve siamanglar da dahil olmak üzere günümüzde yaşayan maymun türlerini incelemek, onları şekillendiren güçleri anlamamıza yardımcı olabilir. Bu sayede onların uzaktan akrabası olan Homo sapiens’i ve nesli tükenen diğer akrabalarını şekillendiren güçler hakkında daha çok şey öğrenebiliriz.
Bazı hayvanlarda, erkekler arasındaki eş ya da kaynak rekabeti ile ilişkilendirilen fiziksel özelliklerde cinsel farklılıklar gözlemliyoruz. Birçok maymun türünde erkeklerdeki büyük köpek dişleri, saldırganlığın görsel bir işareti olarak kullanılıyor. Benzer şekilde bazı yetişkin erkek goril kafataslarının üstünde bulunan -ve sagital tepe olarak adlandırılan- büyük kemikli çıkıntı ve bu çıkıntıyı çevreleyen şişkin tümsek, erkeğin kavgaları kazanma ve dişileri etkileme yeteneği ile ilişkilendiriliyor.
Şimdiye dek erkekler arasındaki rekabetin gibonlar ve siamanglar arasındaki erkek fiziksel özelliklerini şekillendirmede güçlü bir rol oynadığına dair hiçbir belirtiye rastlanmamıştı. Katharine Balolia’nın International Journal of Primatology adlı dergide yayımlanan yeni çalışması, sekiz türden üçünün kafataslarında ve köpek dişlerinde cinsel farklılıklara sahip olduğunu açığa çıkardı.
Yüzler, Dişler ve Rekabet
Bu sonuçlar, bu üç türün erkeklerindeki yüz boyutlarının ve köpek dişi büyüklüğünün cinsel seçim için önemli hedefler olduğu fikrini destekliyor. Bu özellikler, erkekler arasındaki saldırganlık ve sosyal sinyalleşme ile bağlantılı. Gibon ve siamang erkekleri, birbirleri ile zayıf sosyal bağlar sergiliyor fakat gelişmiş fiziksel özelliklerin neden bazı türlerin erkeklerinde evrimleştiğini ve diğer türlerin erkeklerinde bulunmadığını anlayabilmek, onların davranışlarını incelemekle henüz mümkün olmadı.
Goriller ve orangutanlar, erkekler arasındaki rekabet ile ilişkilendirilen seçimin konusunu teşkil ediyor ve bu sonuçlar, bazı gibon ve siamang türlerinin de benzer bir şeyle yüzleşebileceğini gösteriyor. Bu türlerin erkekleri, yüz iskeletlerinde boyut ve şekil farklılıkları geliştiriyor; ayrıca dişilerle kıyaslandığında daha büyük köpek dişlerine sahipler.
Gibon ve siamang erkekleri üzerindeki seçici baskıların -bazı maymunlarda olduğu gibi- erkekler arasında dişilere erişim amaçlı gelişen yüksek yoğunluklu mücadeleden kaynaklandığı düşünülmüyor. Nispeten büyük vücut boyutlarının ve belirgin yüz özelliklerinin bir erkeğin diğer davetsiz erkekleri uzaklaştırma ya da diğer erkeklerin kendi yavrusunu öldürmelerini önleme becerisini artırdığı fikri ise daha olası görünüyor.
Kemikli Kaşlar
Çalışmanın sonuçları, yüz iskeletindeki cinsel farklılıkların Doğu hoolock gibonlarında sosyal iletişim ile bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Göz çukurları üzerindeki -kaş sırtı olarak da bilinen- kemikli yapı, Doğu hoolock gibonlarının erkeklerinde dişilerine kıyasla yüzde 24 daha büyük. Erkeklerde kafatasının toplam boyutu ise dişilerinkinden yalnızca yüzde 5 daha büyük. Bu bilgiler ele alındığında erkeklerin kaş sırtının orantısız bir şekilde daha büyük olduğu anlaşılıyor.
Beyaz kürk, Doğu hoolock gibonu erkeklerinde özellikle kaş sırtı bölgesini daha belirgin hale getiriyor; dişilerde ise böyle bir durum söz konusu değil. Bu beyaz kürk rengi, ilk bakışta fark edilmeyen kemikli yapıyı vurgulamak amacıyla evrimleşmiş olabilir. Doğu hoolock gibonu erkeklerindeki büyük kaş sırtı, diğer erkeklere sosyal baskınlığı iletmek için kullanılan görsel bir sinyal işlevi görüyor görebilir.
İnsan Bağlantısı
Sekiz gibon ve siamang türünden üçü kafatasları ve köpek dişlerinde cinsel farklılıklar gösterdiğinden bu farklılıklar, sosyal davranışlardaki ince farklılıklar ile bağlantılı olabilir. Bunun nasıl ve neden bu şekilde geliştiğini tam olarak anlayabilmek için daha geniş bir yaşayan primat yelpazesini kapsayan ve yüz boyutlarındaki cinsel farklılıkların erkek ve dişi sosyal davranışlarındaki belirli noktalar ile ne açıdan ilişkili olduğunu irdeleyen daha ayrıntılı araştırmalara ihtiyacımız var.
Kafatasının belirgin bölgelerinin -örneğin saldırganlık ya da baskınlığın görsel işareti gibi- sosyal davranışlar ile güçlü bir bağı varsa bu durum, yalnızca fosilleşmiş iskelet kalıntıları yolu ile bilinen erken insan ataları ve akrabaları ile ilgili bilgiler sağlayabilir.
Gelecekte yapılacak bu tür araştırmalar, insan soy ağacının soyu tükenmiş üyelerinin nasıl sosyalleştiğini daha iyi anlamanın önünü açabilir. Bu soyu tükenmiş üyeler arasında australopithecines (yaklaşık 4 milyon yıl önceden itibaren yaşamış olan maymun benzeri bipedal atalarımız) ile kendi cinsimiz Homo’nun en erken 2.8 milyon yıl önceden itibaren bilinen üyeleri de yer alıyor.
Atalarımızın sosyal yaşamları ile ilgili bu tür derin bilgiler, kendi türümüz Homo sapiens’in ortaya çıktığı bağlam hakkında daha zengin bir evrimsel anlayışa sahip olmamızı sağlayabilir.
The Conversation. 8 Eylül 2021.
Makale: Balolia, K. L. (2021). Craniodental Sexual Dimorphism Among Hylobatids. International Journal of Primatology, 1-22.
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >