Blog
Girsu’daki son kazılarda Sümerlerin uygarlığı kurtaran yenilikçi teknolojisi ortaya çıkarıldı
Torun, buluntuyla ilgili en şaşırtıcı şeyin şu ana kadar arkeologların bu tür teknolojilerin MS 18. yüzyıla kadar ortaya çıkmadığını düşünmeleri olduğunu söyledi.
www.arkeonews.com
Irak’ın güneyindeki modern Nasıriye kentinin yakınında yer alan antik Girsu kentinde, British Museum’un yakın zamanda yaptığı kazılarda, Sümerlerin 4000 yıl önce “medeniyet kurtaran” bir su kanalı icat ettiği ortaya çıktı.
Girsu’da yakın zamanda yapılan bir kazıda, 1920’lerde alışılmadık şekilli bir tapınak olarak yorumlanan “gizemli bir yapı” ortaya çıkarıldı. Ancak müzenin Girsu Projesi üyeleri, medeniyetin yarattığı gizemli yapının gerçek işlevini keşfetti.
Ekip, antik hayat kurtaran cihazı, tarım için uzak yerlere su dağıtmak için kullanılanbir “kanal” olarak tanımlıyor.
Hayati öneme sahip kanalların kuruması nedeniyle tehdit altındaki bir yaşam tarzı, İncil’deki tufan hikayesinin ilk versiyonlarını ilk anlatan Sümerleri bu “kuraklığa karşı makine”yi icat etmeye yöneltmiş gibi görünüyor.
Irak’taki British Museum ekibiyle birlikte çalışan mimar ve koruma uzmanı Ebru Torun şunları söyledi: “Bu kesinlikle türünün tek örneği. Tarihte aslında günümüze kadar bunun başka bir örneği yok” dedi.
Torun, buluntuyla ilgili en şaşırtıcı şeyin şu ana kadar arkeologların bu tür teknolojilerin MS 18. yüzyıla kadar ortaya çıkmadığını düşünmeleri olduğunu söyledi.
Arkeolog ve projenin Irak’taki lideri Dr. Sébastien Rey, Telegraph’ta yayınlanan bir makalesinde, insanların “kanalların birer birer kuruduğunu, çamurla dolduğunu” gördüğünü açıkladı . “Bu sadece bir köprü değil, kuraklığa karşı, çöküşe karşı bir makinedir” diye ekledi. Rey, ayrıca, yazılı taş tabletlerin tümünün “su krizinden ve kendilerini kurtarmak için son bir umutsuz girişimden” söz ettiğini ekledi Rey.
Medeniyetleri su etrafında dönüyordu ve suyu Dicle ve Fırat nehirlerinden tarlaları sulayan kanallara yönlendiren ve kentsel yaşamı sürdürmek için gerekli gıdayı sağlayan gelişmiş sulamaya dayanıyordu . Bu, tanrılar tarafından sürdürülen bir düzenin parçasıydı ve onlar da kurbanlar ve içkilerle ayakta tutuluyordu; ancak tanrılar Girsu’yu terk ettiğinde Sümerler kendi kurtuluşlarını gerçekleştirmek zorunda kaldılar.
Kanal, yaklaşık 130 fit uzunluğunda, 33 fit genişliğinde ve dışa doğru bükülen iki karşıt eğri halinde düzenlenmiş 33 fit yüksekliğinde duvarları olan iki simetrik kerpiç yapıdan oluşuyor.
British Museum’un Girsu Projesinde bilim insanlarından oluşan bir ekip, Nasr köyünün çevresinde drone uçurdu ve “hayat kurtaran makinenin” 19 kilometrelik (12 mil) uzunluğunda bir kanal üzerinde bulunduğunu keşfetti. Cihaz bir su kütlesinin üzerinde yer aldığı için “dünyanın bilinen en eski köprüsü” olarak adlandırıldı.
Türkiye’nin Edessa antik kentinde , yani günümüz Urfa’sında yer alan ve Kervan Köprüsü olarak da bilinen Cisr el-Hacar Hacire, bugüne kadar dünyanın en eski köprüsü olarak kabul ediliyordu. MÖ 850 civarında inşa edilmiştir.
Son araştırmalar, 30 metre genişliğindeki bir kanalı 13 metre genişliğindeki bir geçide kanalize eden yapının, “Venturi” etkisi olarak bilinen ve son zamanlara kadar bilim insanları tarafından teorileştirilemeyecek bir özellik yarattığını ortaya çıkardı. Sıvıların dar bir “boğaz”dan geçerken hızlarının artmasını ifade eden bu kavram, “Venturi kanalları” olarak bilinen yapılarla hayata geçirilebilir.
Yapının, Girsu’da yaşayan son kuşakların, evlerini yaşanmaz hale gelmekten kurtarmak için son girişim olarak inşa edildiği sanılıyor.
British Museum
By Oğuz Büyükyıldırım
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >