Kültürel değerlerin korunmasında ve geleceğe taşınmasında müzelerin önemli bir rolü olduğunu söyleyen Hitit Üniversitesi, Karadeniz Arkeolojisini Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Esra Keskin, bir basın açıklaması yaparak Müzeler Haftası’nı kutladı.
Ülkemizde 187’si Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı, 183’ü özel müze olmak üzere toplam 370 müze bulunduğunu kaydeden Keskin, “Sayıları gün geçtikçe artan müzelerimiz, artık sadece eserlerin sergilendiği ve depolandığı mekânlar olmaktan çıkmış, halkın eğitimi için ulusal ve uluslararası konferansların, seminerlerin düzenlendiği, çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetlerin gerçekleştirildiği, sergilerin açıldığı, bilimsel yayınların yapıldığı, ülkemizin tanıtımına katkıda bulunan eğitim ve kültür kurumları hâline gelmiştir. Son yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığımız sayesinde dünyanın en büyük mozaik müzesi olan Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi, Kırşehir Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi, Eskişehir Eti Arkeoloji Müzesi, Aydın Müzesi, Tokat Arkeoloji ve Etnografya Müzesi gibi yeni müzeler çağdaş müzecilik anlayışına göre tasarlanmış ve ziyarete açılmıştır.” dedi.
‘ÇORUM BÜYÜK BİR AÇIKHAVA MÜZESİ’
Çorum’un da Unesco ve Dünya Mirası içinde yer alan Hitit Uygarlığına ev sahipliği yapmış büyük bir Açıkhava Müzesi olduğunu söyleyen Keskin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Kadim Medeniyetler Çorum’dan Sorulmalıdır’ sözünün bu durumu çok güzel anlattığını ifade etti. Büyük kültürel değerlere sahip istisnai illerden biri olan Çorum’un üniversitesine de ‘Hitit’ adını vererek onunla bütünleştiğini söyledi. Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan’ın kültürel değerlere büyük önem verdiğini söyleyen Keskin, “Sayın Rektörümüz bu alandaki tüm çalışmaları desteklemekte olup, gerek Çorum ili gerekse Karadeniz Bölgesinde yapılan çalışmalara Karadeniz Arkeolojisini Uygulama ve Araştırma Merkezi aktif olarak katılıyoruz.” şeklinde konuştu.
Ünlü tarihçi Heredot’un ‘gök kubbenin altındaki en güzel coğrafya yeryüzünün en güzel iklimine sahip’ olarak tanımladığı ve tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ülkemizde kadim medeniyetlerden günümüze ulaşan izlerinin korunması ve sergilenmesine yönelik ilk çalışmalar 1846 yılında başlamıştır. Ahmet Fethi Paşa tarafından o güne kadar silah deposu (Harbiye Ambarı) olarak kullanılan Aya İrini’de bu eserler toplanmıştır. Daha sonra dönemin Maarif Nazırı Saffet Paşa tarafından 1869 yılında Müze-i Hûmayun (İmparatorluk Müzesi) kurulmuştur. 1881 yılında İlk Türk Müze Müdürü olan ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin de kurucusuolan Osman Hamdi Bey, Türk Müzeciliğine büyük katkılar sağlamış büyük bir şahsiyettir. Müdür Keskin, Bu uğurda hayatını bile feda etmekten kaçınmayan bu değerli devlet adamını gençlerimiz tanımalı ve araştırmalıdır. 1889 yılında Alman İmparatoru II. Wilhelm İstanbul’a geldiğinde Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret eder ve gezisi sırasında İskender lahdine hayran olur. Padişah Abdülhamid’e “Lahdi bana verin, Berlin’e götüreyim. Siz bu eseri burada muhafaza edemezsiniz, biz onu daha iyi koruruz” der. Bunun üzerine Hamdi Bey Lahdin önüne yatarak “Lahdi ancak benim cesedimi çiğneyerek, götürebilirsiniz” der. Bunun üzerine Padişah, Lahdi II. Wilhelm’e vermez.
‘HİTİT ESERLERİ YERİNDE SERGİLENMELİ’
20. yüzyılın başlarında, İstanbul dışında Anadolu’daki bazı şehirlerde de müze kurma çalışmaları başlatılmıştır. 1902’de Konya’da, 1904’de Bursa’da yeni müzeler kurulmuştur. Cumhuriyet döneminde Müzeler, Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde bulunan ve sonradan adı Âsâr-Atika ve Müzeler Müdürlüğü olan Hars Müdürlüğü’ne bağlanmış, daha sonra 1944’te Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü kurulmuştur. 1924 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla, Topkapı Sarayı’nın mevcut koleksiyonu ile müze olarak ziyarete açılması kararı alınmıştır. Atatürk’ün Ankara’da bir Hitit Müzesi’nin açılmasını istemesi üzerine 1923 yılında Kurşun Han ve Mahmut Paşa Bedesteni Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onarılarak Ankara Arkeoloji Müzesi olarak açılmış ve 1967 yılında yeniden düzenlenerek müzedeki eserlerin çeşitliliği de göz önünde bulundurularak adı Anadolu Medeniyetleri Müzesi olarak değiştirilmiştir. Bugün Çorum ilinden götürülen Hitit Medeniyetine ait çok sayıda eser Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde sergilenmektedir. Hatti ve Hitit Dönemi kale surlarını kaplayan bu ortastlar (üzeri kabartmalı büyük taş bloklar) üzerindeki kabartmalar döneminin önemli olaylarını tasvir eden, anlatımlardır. Geçmişte bu eserlerin korunması ve sergilemesi amacıyla böyle büyük müzelere götürülmesi yerinde bir karardı. Ancak şimdi Çorum ili, Boğazkale ve Alacahöyük olmak üzere üç büyük müzesi bulunmaktadır. Ayrıca Boğazkale ve Alacahöyük ören yerleri olarak tescil edilmiştir. Hitit eserlerin en azından kalıbının alınarak yerinde sergilenmesi Mısır medeniyeti ile çağdaş olan Hitit uygarlığının ihtişamını gözler önüne serecektir.” dedi.
Kaynak: http://arkeolojihaber.net/2015/05/22/hitit-eserleri-yerinde-sergilenmeli/
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >