Blog

Tem13

İskoçya’daki Fosiller, En Erken Semenderleri Gösteriyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AmfibiİskoçyaJuraSemenderSkye



İskoçya’daki Fosiller, En Erken Semenderleri Gösteriyor

İskoçya’da bulunan numune çok sayıda yeni veri ekliyor ve aynı zamanda yeni bir türü temsil ediyor.

www.arkeofili.com

Yeni bir araştırmaya göre, İskoçya’da keşfedilen fosiller dünyanın en eski semenderlerinden bazılarını temsil ediyor.


Semenderler bir amfibi türüdür.

Araştırma ekibi, Skye Adası’ndaki Orta Jura kayalarında bulunanMarmorerpetonadlı bir hayvan türünün 166 milyon yıllık fosillerini analiz etti.

Araştırmacılar, bunun birkaç temel semender özelliğine sahip olduğunu, ancak modern semender grubunun bir parçası olmadığını buldular. Numunenin Avrupa’da bulunan en eski semender fosili olduğuna inanılıyor.

Marmorerpeton ilk olarak 30 yıl önce tanımlandı, ancak yalnızca birkaç izole fosil omur ve kısmi çene kemiği bulundu, bu da onu biraz gizemli kılıyor. İskoçya’da bulunan numune çok sayıda yeni veri ekliyor ve aynı zamanda yeni bir türü temsil ediyor:Marmorerpeton wakei. (semender evrimi konusunda önde gelen bir otorite olan rahmetli Profesör David Wake’in adını taşıyor.)

Araştırmanın başyazarı Dr. Marc Jones, “Fosil kesinlikle bir semender ama bugün yaşayan hiçbir şeye benzemiyor. Hiçbir canlı hayvanda bulunmayan anatomik özelliklerin kombinasyonlarını koruyan fosil kayıtlarının önemini vurguluyor.” diyor.

Semenderler, bir amfibi türüdür. Kurbağalardan farklı olarak kuyrukları vardır ve boyut ve şekil bakımından daha değişkendirler. Kuzey yarımkürede çeşitli tatlı su ve ormanlık habitatlarda bulunan 700’den fazla semender türü var. Uzuvları ve organları yeniden büyütme yetenekleriyle ünlüler.

İskoçya’da bulunan bu yeni fosil semenderin kurbağaya benzer geniş, sığ bir kafası, ancak güçlü çeneleri ve gözlerinin arkasında belirgin çıkıntıları var. Kafatası çatı kemikleri, onu modern semenderlerden ayırıyor ve bir timsahınki gibi donatıldığını gösteriyor. Marmorerpeton wakei’nin uzuv kemikleri ve kuyruğu, bu semenderin suda yaşadığını, belki de geniş çenesini kullanarak avını emdiğini, Kuzey Amerika’nın modern su semenderinde görülen yaşam tarzına benzer şekilde, sucul olduğunu gösteriyor.

Marmorerpeton wakei’nin görünümü hakkında yorum yapan Dr. Jones, “Gözün arkasındaki büyük kemik çıkıntılar biraz beklenmedikti ama biraz daha genç kayalardan gelen fosil semenderlerde daha küçük çıkıntılar var. Amaçları bilinmiyor.” diyor.

Skye semenderinin bir çizimi.

Modern semenderler, gelişimi, yenilenmeyi ve toksinleri anlamak için kapsamlı bir şekilde incelendi. Bununla birlikte, erken evrimleri hakkında hala çok az şey biliniyor. Çalışma, sonraki analizleri bilgilendiren modern semender anatomisinin ayrıntılı bir araştırmasını içeriyordu.

Fosil semenderlerle ilgili önceki birçok çalışma, ağırlıklı olarak Kazakistan’da bulunan ve Karaurus cinsine ait olan Geç Jura dönemine ait fosillere dayanıyordu. Marmorerpeton gibi bundan önceye dayanan yeni fosiller bulundukça, erken semenderlerin nasıl evrimleştiğine dair daha eksiksiz bir anlayış sağlarlar.

Marmorerpeton’u ilk kez 1988’de tanımlayan kıdemli yazar Profesör Susan Evans, “Modern amfibi gruplarının kökeni ve erken tarihi hala gizemini koruyor ve bunun gibi yeni fosiller, amfibi evriminin daha iyi anlaşılmasının anahtarı.” diyor.

“Teoride, Skye semenderi, modern semenderlerin atalarının neye benzediği konusunda bize bir ipucu vermeli. Ancak, son derece uzmanlaşmış bir soy olabilirler.”

Kıdemli ortak yazar Profesör Roger Benson, “Skye’daki fosil alanı, Orta Jura faunası ve ekosistemleri hakkındaki anlayışımız için bir hazine olduğunu kanıtlıyor ve memeliler, sürüngenler ve amfibiler de dahil olmak üzere birçok hayvan soyunun fosil kayıtlarındaki boşlukları doldurmaya yardımcı oluyor.” diyor.

Dr. Jones, “Çin’in Jura ve Kretase döneminden birkaç fosil semender biliniyor. Bunların modern grupların ilk üyelerini temsil ettiği düşünülüyordu, ancak yeni analizlerimiz, bazı özellikleri önceden düşünülenden daha yaygın olarak bulunduğundan, belirli grupların parçası olmayabileceklerini gösteriyor.” diyor.


University College London. 12 Temmuz 2022.

Makale: Jones, M. E. H., Benson, R., Skutschas, P., Hill, L., Panciroli, E., Schmitt, A., … & Evans, S. E. (2022).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için