Blog
İzmir Aliağa’da Termik Santral Antik Kente Zarar Verebilir Raporu Çıktı
İzmir Aliağa’da Termik Santral Antik Kente Zarar Verebilir Raporu Çıktı
İzmir’in Aliağa ilçesindeki termik santralin genişletilmesi için hazırlanan plan, arkeolojik alan için tehlikeli bulundu.
İzmir’in Aliağa ilçesinde faaliyet gösteren termik santralin genişletilmesi için hazırlanan plana, ‘ÇED olumlu’ raporu verilmesi üzerine başlatılan hukuk mücadelesinde, mahkemenin belirlediği bilirkişi heyetinden bölge halkını sevindiren rapor çıktı. ÇED incelemesini, ‘santralin teknik kriterleri sağlaması ve tarımsal arazi kullanımı’ konusunda yeterli bulan bilirkişi, Kyme antik kenti açısından eksik buldu.
Geçtiğimiz aylarda, termik santral ve rüzgar türbini yapılmak istenen İzmir, Ilıca Burnu’nda iş makineleri, 1. derece arkeolojik sit alanında hafriyat çalışmalarına başlamıştı. Termik santrallerin oluşturacağı hava kirliliğinin arkeolojik kalıntılarda bozulmalara yol açabileceği belirtiliyordu.
Bilirkişi heyeti, ÇED incelemesini, ‘santralin teknik kriterleri sağlaması ve tarımsal arazi kullanımı’ konusunda yeterli buldu. Ancak, Kyme antik kentinin geniş alana yayılmış nekropollerinin bulunduğu parsellerin bütüncül olarak değerlendirilmemesini, turizm potansiyellerinin nasıl etkileneceğinin yer almamasını, planlama açısından eksik buldu.
Bilirkişi raporunda şöyle denildi:
“Dava konusu enerji santrali için verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararı’ çevre mevzuatı, tesisin yasada öngörülen teknik kriterleri sağlaması, tarımsal arazi kullanımı ile tarımsal çevre bakımından uygun ve yeterli olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak arkeoloji ve sanat tarihi açısından yapılan değerlendirmede, gerek raporun hazırlandığı dönemde, gerekse sonrasında yapılan sondaj ve kurtarma kazılarında Kyme antik kentinin geniş alanlara yayılmış durumdaki nekropollerinin bulunduğu parseller bütüncül olarak değerlendirilmediği sonucuna varılmıştır. Ayrıca sadece Kyme antik kentinin değil, bölgedeki diğer arkeolojik alanların da buna bağlı turizm potansiyellerinin de faaliyetten nasıl etkileneceğinin ÇED raporunda irdelenmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle ÇED raporunun arkeoloji ve sanat tarihi açısından yeterli, uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.”
Bilirkişi raporuyla ilgili konuşan Avukat Enis Dinçeroğlu, raporun bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Enis Dinçeroğlu şunları söyledi: “Sonuç olarak, dava konusu enerji santralinin inşa edilmesi, işletilmesiyle ilgili ÇED raporu, çevresel etki ve tarımsal kullanım açısından uygun bulundu. Ancak arkeoloji, sanat tarihi ve planlama ilkeleri bakımından uygun ve yeterli bulunmadı. Raporun netice itibariyle bir bütün halinde çıkması, değerlendirilmesi gerekir. Rapor bizleri memnun etti. İzmir’in kuzeyinden gelen rüzgarlar, İzmir’i tehdit etmemeli. Rüzgarlar, kirlilik yerine bol oksijen taşımalı. Kentimizin o güzel ve meşhur serinlik veren meltem rüzgarı, insanlara zehir solutmamalı.”
DHA
Arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >