Blog
Kretase Dönemi'nin Sonunda Pterosaurların Çeşitliliği: Uçan Devlerin Son Sortileri

Bu bulgular, pterosaur çeşitliliğinin Kretase'nin sonuna kadar sürdüğünü ve kitlesel yok oluşun bu grubun aniden ortadan kalkmasına neden olduğunu göstermektedir.
www.arkeolojikhaber.com.
Uçan sürüngenlerin evrimsel tarihine dair önemli perspektifler sunan Pterosaurlar ile ilgili bilgilerinizi tazelemeye ne dersiniz. Kretase dönemi ekolojisi, pterosaur çeşitliliği ve kitlesel yok oluşla ilgili bilimsel arka planı algılayabilmek açısından Kuzey Afrika’da bulunan fosiller ve Pterosaurların yok oluş hikâyesi özel önem arz ediyor.
2018 yılının Mart ayında Nicholas R Longrich, David M Martill ve Brian Andres imzaları ile yayınlanan "Kuzey Afrika'daki Geç Maastrihtiyen pterozorları ve Kretase-Paleojen sınırında Pterosauria'nın kitlesel yok oluşu" (Late Maastrichtian pterosaurs from North Africa and mass extinction of Pterosauria at the Cretaceous-Paleogene boundary) başlıklı makalede konuyla ilgili önemli saptamalar yer alıyordu.
Bu makale, Kuzey Afrika'nın Fas bölgesindeki fosfat yataklarında bulunan geç Maastrichtiyen dönemine ait pterosaur fosillerini inceleyerek, Pterosauria takımının Kretase-Paleojen sınırındaki kitlesel yok oluşa kadar çeşitliliklerini koruduklarını öne sürmektedir. Araştırmacılar, nytosaur, azhdarchid ve pteranodontian gibi farklı pterosaur gruplarının varlığını belgeleyerek, bu uçan sürüngenlerin yok oluş öncesinde bile ekolojik olarak çeşitli ve yaygın olduklarını göstermektedirler. ?
Bu bulgular, pterosaur çeşitliliğinin Kretase'nin sonuna kadar sürdüğünü ve kitlesel yok oluşun bu grubun aniden ortadan kalkmasına neden olduğunu göstermektedir. Bu da, pterosaur evrimi ve yok oluşu hakkında önceki varsayımları yeniden değerlendirmemize olanak tanımaktadır.?
Bu çalışma, paleontoloji alanında önemli bir katkı sağlayarak,
Gökyüzünün Son Uçan Devleri
Dinozorlarla birlikte yok oldukları düşünülen pterosaur’ların aslında Kretase-Paleojen (K-Pg) devrinin sonlarına kadar hayatta kaldıklarını ve bu dönem boyunca şaşırtıcı bir çeşitliliğe sahip olmaları hayli ilginç.
Fas’ın phosphat yataklarında keşfedilen fosiller, paleontologların uzun süredir üzerinde tartıştığı “yavaş yok oluş mu, ani çöküş mü?” sorusuna çarpıcı bir yanıttı.
Araştırmaya göre, pterosaur’lar Kretase'nin son anlarına dek gökyüzünde hüküm sürmüş olabilir — ve bu, evrimsel tarihin en dramatik toplu yok oluşlarından birine yepyeni bir boyut kazandırıyor.
Makalede, Kuzey Afrika'nın geç Maastrichtiyen (yaklaşık 70-66 milyon yıl önce) dönemine ait fosfat yataklarından çıkarılan pterosaur fosilleri analiz edildi. Araştırmacılar, farklı gruplardan gelen çok sayıda bireyi temsil eden kalıntılar buldu:
Azhdarchidler: Boyları 10 metreye kadar ulaşabilen devasa yırtıcılar.
Nyctosauridler: Olağanüstü uzun kanatlara sahip, açık deniz avcılığına adapte olmuş türler.
Pteranodontidler: Dişsiz, uzun gagalı ve aerodinamik yapılarıyla tanınan uçucular.
Bu çeşitlilik, geç Kretase boyunca pterosaurların yalnızca varlıklarını sürdürmekle kalmayıp aynı zamanda ekolojik olarak da son derece faal olduklarını gösteriyor.
Pterosaurlar
Pterosaurlar, yaklaşık 210 ila 66 milyon yıl önce yaşamış, uçabilen ilk omurgalılar arasında yer alır. Dinozorlarla yakın akraba olmalarına rağmen farklı bir sürüngen dalına aittirler. İlk formlarının boyu bir serçe kadarken, geç dönem temsilcileri olan azhdarchidler küçük bir uçak büyüklüğüne ulaşabiliyordu.
Bazı türler balıklarla beslenirken, bazıları çöpçüydü; diğerleri ise küçük dinozorları ve omurgalıları avlayabiliyordu. Kanat açıklıkları, kuşlarınkinden farklı olarak kol kemiklerinden uzanan bir deri zarına dayanıyordu ve bu da onları bugünkü uçan hayvanlardan oldukça farklı kılıyordu.
Kretase’nin Son Günlerinde Gökyüzünün Efendileriydiler
Geç Kretase dönemi, dünyada büyük iklimsel dalgalanmaların yaşandığı ve deniz seviyesinin dramatik biçimde yükseldiği bir zaman dilimiydi. Bu dönemde hem denizel hem de karasal ekosistemlerde büyük çeşitlilik vardı. Pterosaurlar, bu dönemde kuşlarla birlikte gökyüzünü paylaşıyorlardı, ancak daha büyük boyutları ve farklı avlanma biçimleriyle kendilerine özgü nişlerde yaşam sürüyorlardı.
Bu dönemin sonunda, yaklaşık 66 milyon yıl önce, büyük olasılıkla bir göktaşının neden olduğu çevresel felaketler zinciri dünya çapında bir yok oluşa yol açtı. Bu olay, dinozorlar dahil olmak üzere tüm kara omurgalılarının yaklaşık %75’ini sildi.
Önceki hipotezlere göre, pterosaurlar Kretase'nin sonlarına doğru biyolojik rekabette kuşlara karşı kaybediyor ve çeşitlilikleri azalıyordu. Ancak bu çalışmada ortaya konan yeni bulgular, pterosaurların bu dönemde hala oldukça çeşitli ve yaygın olduklarını gösteriyor.
Yani pterosaurların soyunun tükenmesi bir “yavaş erime” değil, gökten düşen ölümcül bir taşın neden olduğu ani bir sona işaret ediyor. Bu, kitlesel yok oluşların mekanizmaları üzerine yapılan tüm modelleri yeniden düşünmemiz gerektiğini gösteriyor.
Araştırmacılar, yeni fosilleri CT tarama teknolojisi ve morfometrik analizlerle detaylı şekilde inceledi. Fosillerin yaşı stratigrafik analizle doğrulandı ve bireylerin tür düzeyinde sınıflandırılması için karşılaştırmalı anatomi kullanıldı.
Ayrıca fosillerin bulunduğu jeolojik tabakaların kesin yaşı, radyometrik tarihleme yöntemleriyle desteklendi. Bu da bu türlerin gerçekten yok oluş sınırına kadar yaşadığını güçlü biçimde destekliyor.
Fas’taki fosfat yatakları, bugüne kadar çok sayıda denizel ve kara canlısının fosillerini ortaya çıkarmış önemli bir paleontolojik alan. Bu bölge, Kretase sonu ile Paleojen başı arasındaki geçiş dönemine dair çok değerli biyolojik ve çevresel veriler sunuyor.
Pterosaurların burada bulunması, o dönemde bu türlerin farklı kıtalarda da yaygın olduğuna işaret ediyor. Bu durum, yok oluşun global etkilerini anlamak açısından kritik bir kanıt oluşturuyor.
Araştırmanın başyazarı Dr. Nicholas Longrich, şu sözlerle çalışmayı özetliyordu: “Bu fosiller, pterosaurların yok oluşa kadar çeşitlilik içinde yaşadığını kanıtlıyor. Bu, onların sadece hayatta kalmadığını, aynı zamanda evrimsel olarak aktif olduklarını gösteriyor.”
Oxford Üniversitesi’nden paleoekolog Dr. Julia Schneider ise şöyle diyordu: “Bu tür veriler, yok oluş modellerimizi yeniden yazmamızı gerektiriyor. Özellikle de iklim değişimi gibi ani çevresel krizlerin etkilerini anlamak açısından.”
Bu çalışma, kitlesel yok oluşların tek bir “yavaş sönüş” modeliyle açıklanamayacağını ve bazı grupların çok uzun süre direnç gösterebildiğini kanıtlıyor. Modern iklim krizi bağlamında da bu tür çalışmalar, ekosistemlerin çöküş dinamiklerini anlamamız için hayati önem taşıyor.
Ayrıca, bu pterosaur örneklerinin daha detaylı CT taramaları ve mikroskobik analizleri, türler arası ilişkiler ve evrimsel geçişleri anlamak açısından yeni kapılar aralayacak.
Gökyüzünün Kayıp Krallığına Bir Bakış
Pterosaurlar, 150 milyon yıl boyunca gökyüzünün hâkimleriydi. Şimdi, Kuzey Afrika'nın kurumuş fosfat yataklarında bulunan birkaç kemik, onların son günlerine dair sessiz ama çarpıcı bir hikâye anlatıyor. Bu bulgular yalnızca bir türün sonunu değil, aynı zamanda dünyanın büyük dönüşümlerinin nasıl yaşandığını da gözler önüne seriyor.
Geçmişin uçan devlerini anlamak, bugünün değişen ikliminde yaşamın kırılganlığını kavramak için güçlü bir anahtar olabilir.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >