Blog
Kurşun Kirliliği Antik Roma’da IQ Düşüşlerine Yol Açmış Olabilir
Atmosferik hareketin ileri düzey bilgisayar modellemeleri kullanılarak Avrupa genelinde atmosferik kurşun kirliliği seviyelerinin haritaları oluşturuldu.
www.arkeofili.com
Roma döneminde gümüş madenciliği nedeniyle artan kurşun kirliliği, Avrupa nüfusunda 2-3 puanlık bir IQ düşüşüne neden olmuş olabilir.
Otlarla kaplı höyükler, Birleşik Krallık’taki Mendip’teki Charterhouse’da bulunan Roma dönemine ait kurşun madeninin yerini işaret ediyor. C: Andrew Wilson
Kurşun maruziyeti, çocukların bilişsel gelişimi de dahil olmak üzere insan sağlığı üzerinde geniş çapta etkiler yaratır. Daha önce DRI (Desert Research Institute) bilim insanları, Kuzey Kutbu’ndaki buz çekirdeklerinde korunan atmosferik kirlilik kayıtlarını kullanarak Roma İmparatorluğu boyunca yaşanan kurşun kirliliği dönemlerini tespit etmişti. Şimdi ise yeni bir araştırma, bu kirliliğin Avrupa nüfusunu nasıl etkilemiş olabileceğini belirlemek için bu bulguları genişletiyor.
Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan çalışma, MÖ 500 ile MS 600 yılları arasında Kuzey Kutbu’ndaki kurşun kirliliği seviyelerini belirlemek için üç farklı buz çekirdeği kaydını inceledi. Bu dönem, Roma Cumhuriyeti’nin yükselişinden Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne kadar uzanıyor ve araştırma, yaklaşık 200 yıl süren Pax Romana adlı imparatorluğun zirve dönemine odaklanıyor.
Kurşun izotopları, araştırma ekibinin bu dönemde Avrupa genelinde kurşun madenciliği ve işleme faaliyetlerini kirliliğin olası kaynağı olarak tanımlamasını sağladı. Atmosferik hareketin ileri düzey bilgisayar modellemeleri kullanılarak Avrupa genelinde atmosferik kurşun kirliliği seviyelerinin haritaları oluşturuldu. Kurşun maruziyetinin bilişsel gerilemeye yol açtığını gösteren araştırmalarla birleştirildiğinde, Avrupa nüfusunda IQ seviyelerinde en az 2 ila 3 puanlık düşüşler olduğu belirlendi.
Grönland buz tabakasında sondaj yaparken çıkarılan buz. C: Joseph McConnell
Çalışmanın baş yazarı ve DRI’da hidroloji araştırma profesörü olan Joe McConnell, “Bir buz çekirdeğinden bir kirlilik kaydı alıp bunu atmosferik kirlilik konsantrasyonlarına dönüştürmek ve ardından insan üzerindeki etkilerini değerlendirmek için yapılan ilk çalışma bu” diyor. “2.000 yıl öncesi için bunu yapabilmek oldukça yenilikçi ve heyecan verici bir fikir.”
Buzda Saklanan Geçmişin Kayıtları
McConnell’ın DRI’daki Buz Çekirdeği Laboratuvarı, Grönland ve Antarktika gibi yerlerden elde edilen buz çekirdeklerini incelemeye onlarca yılını harcadı. Bu bölgelerde, buz tabakaları binlerce yıl boyunca katman katman birikmiş durumda.
Devasa matkaplar kullanılarak, her bir santimiyle Dünya’nın daha eski tarihine ulaşan, 3.400 metre uzunluğunda buz sütunları dikkatle çıkarılıyor. McConnell’in ekibi, buz kayıtlarını geçmişten “kartpostallar” gibi mühürleyen volkanik patlamaların iyi tarihlenmiş kayıtlarını kullanarak hassas zaman çizelgeleri oluşturuyor.
Buzda hapsolmuş gaz kabarcıkları, geçmiş çağların atmosferine dair bilgi sunarken, kurşun gibi kirleticiler ise madencilik ve sanayi faaliyetlerini yorumlamak için kullanılıyor.
Çöl Araştırma Enstitüsü’ndeki sürekli buz çekirdeği kimyasal analizleri sırasında eritici üzerindeki buz örneği. C: Sylvain Masclin
McConnell, yirmi yıldan uzun bir süre önce buzda son derece ayrıntılı kurşun kayıtları oluşturma yöntemleri geliştirmeye başlamıştı ve bu yöntemleri daha yakın tarihlere uyguladı. Arkeologlar ve tarihçiler bu çalışmaları öğrendiğinde, bu yeni teknikleri Roma dönemine uygulamak ve tarihsel sorulara yanıt aramak için kendisine başvurdular.
Oxford Üniversitesi’nden çalışmanın ortak yazarı Andrew Wilson, “Bu araştırma, kurşun kirliliği kayıtları ile nüfus düşüşleri gibi tarihsel olaylar –örneğin dönemsel veba ve pandemiler– arasında kesin bağlantılar bulmasıyla döneme dair anlayışımızı değiştirdi” diyor.
Kurşun Kirliliğinin Zararlarına Dair Artan Anlayış
Antik dönemde kurşun kirliliği büyük ölçüde gümüş madenciliğinden kaynaklanıyordu. Bu süreçte, kurşun açısından zengin bir mineral olan galen eritilerek gümüş elde ediliyordu. Ancak, elde edilen her bir ons gümüş için, binlerce ons kurşun açığa çıkıyor ve bunların büyük bir kısmı atmosfere salınıyordu.
20. yüzyılda ise kurşun kirliliği çoğunlukla kurşunlu benzin yakan araçların salınımlarından kaynaklandı. ABD’de 1970 yılında yürürlüğe giren Temiz Hava Yasası (Clean Air Act), kurşunlu benzinin kullanımını kısıtladıktan sonra, insan kanındaki kurşun seviyelerindeki keskin düşüş izlenebildi. Ancak, özellikle 1950 ile 1985 yılları arasında doğan çocukların maruz kaldığı ulusal düzeydeki kurşun kirliliği, bilim insanlarının kurşunun sağlık ve bilişsel gelişim üzerindeki etkilerini takip etmelerine olanak sağladı.
“Son 30 yılda kurşun kirliliği azalırken, epidemiyologlar ve tıp uzmanları kurşunun insan gelişimi için ne kadar zararlı olduğunu giderek daha iyi anlamaya başladılar” diyor McConnell.
Yüksek çözünürlüklü kurşun ölçümleri için uzunlamasına buz çekirdeği örneklerinin dikkatlice hazırlanması. C: Jessi LeMay/DRI
Yetişkinlerde yüksek seviyede kurşun maruziyeti; kısırlık, anemi, hafıza kaybı, kardiyovasküler hastalıklar, kanser ve zayıflamış bağışıklık tepkisi gibi birçok sağlık sorunuyla ilişkilendiriliyor. Çocuklarda ise düşük seviyelerde bile kurşuna maruz kalma; IQ düşüşü, konsantrasyon sorunları ve akademik başarıda azalma gibi etkilerle bağlantılı.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), çocuklar için 3.5 µg/dl seviyesindeki kan kurşun seviyesini tıbbi müdahale için eşik değer olarak kabul ediyor, ancak kurşun maruziyeti için risksiz bir düzey olmadığını belirtiyor.
“Kurşunun insan sağlığı üzerindeki geniş etkileri biliniyor, ancak biz özellikle bilişsel gerilemeyi inceledik çünkü bu etkileri sayısal olarak ifade edebiliyoruz” diyor çalışmanın ortak yazarı ve DRI’da kar ve buz hidrolojisi yardımcı araştırma profesörü Nathan Chellman.
“Bir IQ düşüşünün 2 ila 3 puan olması önemsiz gibi görünebilir, ancak bunu neredeyse tüm Avrupa nüfusuna uyguladığınızda bu oldukça büyük bir mesele haline geliyor.”
Araştırma, atmosferik kurşun kirliliğinin Demir Çağı’nda başladığını ve Roma Cumhuriyeti’nin zirve döneminde, MÖ 2. yüzyılın sonlarında, zirveye ulaştığını ortaya koydu. Bu kirlilik, Roma Cumhuriyeti’nin kriz dönemi olan MÖ 1. yüzyılda keskin bir şekilde azalırken, Roma İmparatorluğu’nun yükselişiyle MÖ 15 civarında yeniden artış gösterdi.
Kurşun kirliliği, MS 165 ile 180’ler arasında Roma İmparatorluğu’nu ciddi şekilde etkileyen Antonin Salgını’na kadar yüksek seviyelerde kaldı. Kutup bölgesindeki kurşun kirliliği, Roma İmparatorluğu’nun sürdürülebilir yüksek seviyelerini ancak 2. binyılın başlarındaki Yüksek Orta Çağ’da geçti. Araştırmaya göre, Roma İmparatorluğu’nun yaklaşık 200 yıllık zirve dönemi boyunca atmosfere 500 kilotondan fazla kurşun salındı.
Buz çekirdeği kayıtları, kutuplardaki kurşun kirliliğinin 1970’lerin başlarında 40 kat daha yüksek olduğunu gösterse de, bu çalışmanın sağladığı bilgiler, “insanların binlerce yıldır sanayi faaliyetleri yoluyla kendi sağlıklarını etkilediklerini” ortaya koyuyor, diyor McConnell.
Desert Research Institute. 6 Ocak 2025.
Makale: McConnell, J. R., Chellman, N. J., Plach, A., Wensman, S. M., Plunkett, G., Stohl, A., … & Wilson, A. I. (2025).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >