Blog
Kuşların Dinozor Olduğunu Nereden Biliyoruz?
Şüphesiz ki kuşlar tam anlamıyla birer dinozor; yani onları yalnızca sıradan bir evrimsel dal olarak adlandırmak mümkün değil.
Yazar: Yaren Kırdök
Genel olarak tahmin edildiği gibi kuşlar dinozorların soyundan gelmiyor. Onlar dinozorların ta kendisi!
Korkunç tyrannosaurlar (tiranozorlar) ve kule gibi sauropodlar uzun süre önce yok oldu fakat dinozorlar aramızda dolaşmaya devam ediyor. Tabii ki kuşlardan bahsediyoruz ama kuşları neden dinozorlar olarak görmemiz gerektiği çok da açık değil. Bu yazıda, bu soruyu aydınlatacak nedenler üzerinde duracağız.
Şüphesiz ki kuşlar tam anlamıyla birer dinozor; yani onları yalnızca sıradan bir evrimsel dal olarak adlandırmak mümkün değil. Kuş olmayan tüm dinozorlar 66 milyon yıl önce gerçekleşen asteroit kaynaklı kitlesel yok oluşta yeryüzünden silindi fakat bazı kuş türleri -muhtemelen yerde yaşayan kuşlar- hayatta kalmayı başardı ve akrabaları öldükten sonra zaman kaybetmeden yönetimi ele geçirdi.
Clemson Üniversitesi Campbell Jeoloji Müzesi Küratörü Adam Smith, “Pencerenizin dışında cıvıldayan o küçük kuşlar aslında geçmişten günümüze kalan dinozorlar.” diyor. “Kuşlar dinozorların yalnızca bir türü. Kuşların dinozorların soyundan geldiğini söylemek, insanların memelerin soyundan geldiğini söylemekle hemen hemen aynı şey. Basitçe söylemek gerekirse tüm kuşlar dinozordur ama tüm dinozorlar kuş değildir.”
Kuşların dinozorlarla bir şekilde bağlantılı olduğu aslında yakın zamanda keşfedilen bir şey değil. 19. yüzyıl sonlarında İngiliz Biyolog Thomas Henry Huxley, kuşların dinozorlardan evrildiği fikrini ileri sürmeye cesaret etti. Bilim Yazarı Riley Black’in 2010 yılında yazdığına göre Huxley’in kuşların kökenine dair fikirleri, “mevcut bilgimizin mükemmel bir öngörüsü” değildi fakat uzman bir anatomist olan Huxley, açıkça bir şeyin üzerindeydi.
Gerçekten de bilim insanları o zamandan bu yana filogenetik ağaçta kuşları dinozorlar olarak konumlandıran bir sürü özellik tespit ettiler. Nebraska Üniversitesi Lincoln Biyolojik Bilimler Fakültesi’nde yardımcı doçent olan Kate Lyons, “Paleontologların kuşların dinozor olduğunu söylemelerini sağlayacak kesin delil yalnızca bir tane değil. Bu fikre varmayı sağlayacak birçok kanıt var.” diyor.
Edinburgh Üniversitesi’nden Paleontolog Steven Brussatte, bize yarasaların memeli olduğunu söyleyen mantığı kullanarak kuşların dinozor olduğunu öğrendiğimizi belirtiyor.
“Evet, kuşlar küçük, tüyleri ve kanatları var, uçuyorlar; tüm bunlar, alıştığımız dinozor kavramından oldukça farklı özellikler.” diyor. “Yarasalarda da memeli olmaları bakımından bu durum paralellik gösteriyor: Küçükler, kanatları var, uçabiliyorlar ve ne bir köpeğe ne de bir file ya da primata benziyorlar ama yine de memeliler.”
“Aslında yarasalar, memelilere özgü birçok özelliğe sahip: kıllar, azı dişleri, üç minik kulak kemiği, yavruyu sütle besleme yeteneği. Aynı şekilde kuşlar da yalnızca teropod dinozorlarda görülen özelliklere sahip.” diye açıklıyor Brussatte.
Bu özelliklerden biri de tüyler.
Yine belirtmek gerekiyor ki kuşları dinozor olarak nitelendiren kanıtların sayısı birden fazla. Fakat bunların arasındaki muhtemelen en ikna edici delil, tüylerin varlığı. Fosil kaydı, kuş olmayan tüylü dinozor örnekleri ile dolu ve tüyler kuşlara özgü olduğu için bilim insanları bu ikisini dinozor olmaları bakımından birbirleri ile ilişkilendirebiliyorlar.
Şüpheciler, hem kuşlarda hem de kuş olmayan dinozorlarda görülen tüylerin varlığının, -benzer özelliklerin birbiriyle bağlantısı olmayan türlerde tamamen bağımsız şekilde geliştiği- yakınsak evrimin bir tesadüfü olduğunu söyleyebilirler. Fakat Smith, bu durumda yakınsak evrimin pek mümkün görünmediğini belirtiyor ve ekliyor: “Velociraptor ve Sinosauropteryx gibi tüyleri korunmuş şekilde bulunan kuş olmayan dinozorların kuşların yakın akrabaları olduklarına dair hipotez daha önce bağımsız bir şekilde ortaya atılmıştı ve daha sonra bu hipotezin doğru olduğu anlaşıldı.”
Smith, sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Tüyler komik bir şekilde karmaşık yapılardır; yakınsak evrim çoğu zaman benzer yapılarda kendinini gösterir fakat bu yapıların benzerliği sadece yüzeyseldir. Yakınsak evrimin bu boyuttaki yapıları iki ayrı canlıda bu kadar benzer şekilde biçimlendirdiğine dair hiçbir örnek yok.”
Bristol Üniversitesi Yer Bilimleri Fakültesi’nde doktora öğrencisi olan Andre Rowe, “Türler arasındaki evrimsel bağlantıları inceleyen filogenetik, kuşların dinozor olduğu hakkında ileri düzey kanıtlar sağlıyor.” diyor. T. rex, Allosaurus ve Compsognathus gibi dinozorlara atıfta bulunan Rowe, “Jurassic Park filmine saygı duyduğumu belirtmek isterim fakat paleontologlar -bu filmde olduğu gibi- dinozorların kemiklerinden DNA’larını çıkarıp analiz edemezler; bunun yerine, dinozorların iskeletleri ve anatomilerinde görüldüğü üzere türler arasında paylaşılan önemli özellikleri tespit edebilirler. Bilim insanları bu önemli özelliklere dayanarak kuşların teropod dinozorların soyuna ait olduğunu neredeyse kesin olarak söyleyebilirler.” şeklinde açıklıyor. “Daha da önemlisi, teropodların ve kuşların iskeletleri, evrimsel ilişkilerinde herhangi bir ani değişiklik olmadığını, daha ziyade milyonlarca yıla yayılan yavaş bir geçiş olduğunu gösteriyor.”
Minnesota Macalaster Üniversitesi’nden Omurgalı Paleontoloğu Kristi Curry, “Zamanda yolculuğa çıkarsak temel kuş vücudu planının izlerini en erken dinozorlara dek takip edebiliriz.” diye not ediyor. “Tıpkı dinozorlar gibi kuşlar da vücutlarının direkt altında yer alan bacaklarıyla yürür ve dinozorlar popülasyonlarının artışı bakımından kuşlara küçük bir destek sağlamıştır.”
Oklahoma Üniversitesi’nden Paleontoloji ve Anatomi Yardımcı Doçenti Holly Woodward Ballard, şöyle ifade ediyor: “Kuşların dinozor olduğunu biliyoruz çünkü yaşayan diğer tüm hayvanlardansa dinozorlarla daha fazla özellik paylaşıyorlar.”
Brussatte’ye göre gerçekten de dikkate alınması gereken birçok özellik var: furcula kemiği (lades kemiği), hava keseleri tarafından oyulmuş kemikler ve dinozorların kollarını vücutları üzerine katlayabilmelerini sağlayan dönebilir bilekler.
Calgary Üniversitesi’nden Paleontolog ve Evrimsel Biyolog Jessica Theodor bunlarla birlikte dinozorlara özgü diğer özellikleri tarif ediyor. “Örneğin kuşların kanatlarını katlamak amacıyla ellerini bilek kısmından arkaya doğru bükmelerini sağlayan yapı, kanatsız coelurosaurlarda da görülür ve biyologlar bu yapının modifikasyonuna dair izleri teropod evrimi boyunca takip edebilirler.”
New Mexico Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nde doktora öğrencisi olan Kat Schroeder, belirli omurların synsacrum ve pygostyle (iskeletsel iki yapı) ile kaynaşmasının, kuşlarda görülen en önemli evrimsel adaptasyonlardan biri olduğunu söylüyor.
“Synsacrum, omurların kalça üzerinde birleşmesidir; bu durum sırtı güçlendirir ve uçmaya yardımcı olur. Pygostyle ise kuyruk tüylerini destekleyen son kuyruk omurlarının kaynaşmasıdır; bu, Oviraptorosaurs ve Ornithomimosaurs gibi bazı kuş olmayan dinozorlarda bulunur. Bahsi geçen dinozorlar alıştığımız uzun kuyruğun aksine muhtemelen tüyden yelpaze benzeri kuyruklara ya da kuyruklarının ucunda savurabilecekleri tüylere sahiplerdi.”
“Kuşların kaburgalarında çengelsi çıkıntı (uncinate process) adı verilen ve göğüs kafesindeki solunum kaslarına bazı mekanik avantajlar sağlayan küçük çıkıntılar bulunur; bunlar, oviraptorlar ve dromaeosaurslarda da görülür.” diye açıklıyor Theodor. “Dahası kuş iskeletlerinde dinozor iskeletlerindekilere benzeyen birçok yapısal özellik bulunur.Tüm bu özellikler, kuşlar ile dinozorları filogenetik analizlerde bir araya getirmektedir.”
Rowe, bazı dinozorlarda görülen ve hayvanların yumurtalarını sıcak tutmak ve korumak için yuvalarında yatmalarını gerektiren kuluçkaya yatma davranışının modern kuşlarda görülen bir davranış olduğunu hatırlatıyor. “Ayrıca dinozorlar da daha önce yedikleri besinleri öğütebilsinler diye kuşlar gibi mide taşı (sindirime yardımcı olması için yutulan taşlar) kullanıyordu.”
Daha önce bahsettiğimiz üzere bilim insanları antik dinozor DNA’sı hakkında çalışma yapamıyorlar fakat bu, modern dinozor DNA’sı üzerinde çalışmalarına engel değil.
“Kuşların uçmayı öğrenmiş minik dinozorlar olduğuna dair kanıtlar, dinozor fosil kaydından elde edildiği gibi günümüzde yaşayan kuşların vücutlarından ve genomlarından da anlaşılabiliyor.” diyor Curry Rogers. “Modern kuşlara baktığımızda, genlerinin derinliklerinde korkunç geçmişlerine ait anıların hapsolduğunu görebiliyoruz: daha uzun kuyruklar ve dişler oluşturabilmeye yarayan, işlevini yitirmiş geliştirme programları.”
“Aradığımız her şey orada, hem soyu tükenmiş hem de günümüzde yaşayan dinozorların kemiklerinde ve vücutlarında yazılı.”
Gelecek sefer bir sinek kuşu yem kabınıza geldiğinde onu, sizi ziyaret eden bir dinozor gibi karşılamaktan çekinmeyin. Aynı zamanda yediğiniz onca tavuk kanadından sonra dinozorların tadına baktığınızı söyleyebilirsiniz ya da bir kaz sizi yuvasından uzak tutmaya çalıştığında bir dinozor tarafından saldırıya uğradığınızı anlatabilirsiniz. Ve Toronto Blue Jays ile Baltimore Orioles (Bu beyzbol takımlarının ikisinin de takım ambleminde kuş yer alıyor.) ile karşı karşıya geldiğinde bu eşleşmeyi “dinozorların savaşı” olarak adlandırabilirsiniz. Bunlar kulağa garip gelebilir fakat ne de olsa sırtınızı bilime yaslıyorsunuz!
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >