Blog
Madagaskar’daki Gizemli Yapıları Zerdüştler İnşa Etmiş Olabilir
Yeni bir çalışmaya göre, bu gizemli insanlar yaklaşık 1.000 yıl önce Madagaskar’da yaşayan bir Zerdüşt topluluğu olabilir.
www.arkeofili.com
Madagaskar’daki bu arkeolojik alanın mimarisi, Pers ve başka yerlerdeki Zerdüşt yapılarıyla şaşırtıcı derecede benzerlik taşıyor.
Madagaskar kayalıklarındaki bu oyukları daha önce bilinmeyen bir Zerdüşt topluluğu mu oluşturdu? C: Schreurs et al, 2024
MS birinci binyıl civarında, Madagaskar’ın güneyinde yaşayan gizemli bir grup insan, bir kayalık yüzeyine büyük odalar ve boşluklar oydu. On yıllar boyunca, bu sitedeki teraslar ve mimari, ne Madagaskar’da ne de Doğu Afrika kıyılarında benzeri bulunmadığı için arkeologları şaşırttı. Bu kaya nişlerini kim yaptı ve adaya ne zaman geldiler?
Yeni bir çalışmaya göre, bu gizemli insanlar yaklaşık 1.000 yıl önce Madagaskar’da yaşayan bir Zerdüşt topluluğu olabilir.
Garip bir alan
Kaya terasları, Madagaskar’ın merkez-güneyinde yer alan Isalo Ulusal Parkı’ndaki Teniky (aynı zamanda “Tenika” olarak da bilinir) adlı bir iç bölgede bulunuyor. Bu kaya yapıları 100 yılı aşkın bir süredir biliniyor, fakat bu süre zarfında üzerinde çok az arkeolojik araştırma yapıldı.
Bu durum kısmen alanın uzak konumundan kaynaklanıyor. Kazı ekipleri, bu bölgeye ulaşmak için sarp kanyonlardan geçerek 20 km’lik zorlu bir yürüyüş yapmak zorunda. Çalışma yazarı Profesör Guido Schreurs: “Tüm ekipman ve yiyecekler bölgeye taşınmak zorunda. Ayrıca, Madagaskar’da arkeolojik araştırmalar her zaman yerel kurumlarla işbirliği ve çeşitli bakanlıklardan alınan izinler gerektiriyor (ki bu bazen zorlu olabiliyor)” diyor.
20. yüzyılın başlarında, Fransız doğa bilimciler Alfred ve Guillaume Grandidier, Teniky’deki kaya nişlerinin 16. yüzyılda adada mahsur kalan Portekizli denizciler tarafından oyulmuş olabileceğini öne sürdüler. Bu denizcilerin, yaşanabilir bir liman arayışına girerken kayalıklara barınaklar oymuş olabilecekleri düşünülüyor. Bu fikir, bölgenin “Portekiz Mağarası (Grotte des Portugais)” olarak adlandırılmasına neden oldu.
Ancak 1963’te arkeologlar Ginter ve Hébert bu fikri reddetti, çünkü nişlerin oyulması çok fazla çaba gerektiriyordu. Alanın çevresinde bir hendek kazısı yaptılar. Herhangi bir eser bulamasalar da, Çin’e ait 16. yüzyıla tarihlenen bir çömlek parçası ortaya çıkardılar.
2019’da, yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri kullanılarak yapılan araştırmalar, arkeolojik alanın daha önce düşünülenden çok daha büyük olduğunu ortaya çıkardı. Bu görüntüler, gözden kaçan birçok teras ve yapıyı ortaya çıkardı. Bu yeni bulgular, Schreurs ve ekibinin daha fazla araştırma yapmasını teşvik etti.
Kumtaşı kayaya oyulmuş küçük oyuklar. C: Schreurs et al, 2024
Arazi araştırması ve kazısı, duvarlarına taş banklar oyulmuş büyük taş sütunlarla desteklenen iki kaya odası olan Grande Grotte ve Petit Grotte olarak bilinen yerlerdeki yapılar için yürütüldü.
Ekip, Teniky’nin geri kalanında düzinelerce dairesel ve dikdörtgen taş niş buldu, bunlardan bazılarında ahşap veya taş levhalarla kapatılmış olabilecek dairesel girintiler vardı. Ayrıca 30 hektardan fazla insan yapımı teraslar, taş havuzlar, dairesel ve dikdörtgen taş yapılar, oyulmuş kayalar ve seramik parçaları keşfettiler.
Gizemli halk
Kazı sırasında bulunan kömür ve çömlek parçalarının analizi, bölgenin MS 10. ve 12. yüzyıllar arasında iskan edildiğini ortaya çıkardı. Çömlek parçaları yerel olarak üretilmemişti, bu da orada yaşayanların Hint Okyanusu ticaret ağıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Ayrıca, çanak çömlek parçalarının bir kısmı 11. ve 13. yüzyıllara tarihlenen Güneydoğu Asya kökenliydi, diğerleri ise 11. ve 14. yüzyıllarda Çin’den gelmişti.
Bu bulgu, yapıların Portekizli denizciler tarafından inşa edilmediğini kesinleştirdi, çünkü Portekiz’in Hint Okyanusu’na ilk gelişi 1498’de gerçekleşti.
Peki bunları kim inşa etti? Schreurs ve meslektaşları analitik ağlarını biraz daha genişletti. Madagaskar nüfusunun Avustronezya, Hindistan, Arabistan ve Pers ile genetik, dilsel ve kültürel bağları olduğu düşünülüyor, bu yüzden başlamak için iyi bir yer gibi görünüyordu.
Schreurs, “Literatürleri incelerken, Fars bölgesi de dahil olmak üzere İran’ın birçok bölgesinde çeşitli şekil ve boyutlarda kaya oyma nişlerden bahsedilmesi dikkatimi çekti” diyor.
“Bu nişlerin fotoğraflarını birkaç yayında buldum ve Teniky’deki gibi girintili nişler vardı; bu da başlangıçta muhtemelen ahşap veya taş bir levha ile kapatılmış olduklarını gösteriyordu; bu nişler büyük ihtimalle kemik saklama yeri olarak kullanılıyordu.”
Bu, Schreurs’un Tenkiy’deki gizemli nüfusun Zerdüşt kökenli olabileceği hipotezini ortaya atmasına yol açtı.
“Çoğu arkeolog İran’daki nişleri Zerdüşt cenaze törenleriyle ilişkilendirir. Yani, Zerdüşt uygulamalarıyla ilk olası bağlantı böyle ortaya çıktı. Aynı zamanda, birincil tarihsel kaynaklardan, İran’ın kıyı bölgesinin (örneğin, Siraf liman kenti) Sasaniler döneminden beri deniz ticaretiyle uğraştığını ve Siraf’tan gelen gemilerin Çin ve Doğu Afrika’ya kadar okyanuslarda yelken açtığını biliyoruz.”
Ticaret bağlantıları, Arapların Persleri fethettiği ve İslam’ın dayatıldığı 7. yüzyıla kadar devam etti. Tarihsel kaynaklardan, 10. yüzyıla kadar Müslüman, Yahudi, Hıristiyan ve Zerdüşt topluluklarının bu İran limanlarında bir arada yaşadığı iyi biliniyor. Bu fikir şu anda yalnızca bir hipotez olsa da, Teniky’deki taş havuzların ve masaların Zerdüşt ritüelleri için olanlara olan üslup benzerlikleri oldukça ikna edici.
Teniky sahasında bulunan iki adet kaya oyması. C: Schreurs et al, 2024
Kemiklerin yokluğu bir problem
Teniky’de bir Zerdüşt topluluğunun varlığına dair güçlü kanıtlar olsa da, bir sorun var: Zerdüştler, bedenin kirletici olarak görüldüğü için ölülerin hemen gömülmemesi gerektiğine inanırlardı. Bu nedenle cesetler, Pers Pahlavi dilinde “dakhmas” olarak adlandırılan taş nişlerde, yerin üstünde sergilenirdi. Zamanla doğal unsurlar ve hayvanlar, bedeni kemiklere indirgerdi ve bu kemikler, “astodans” adı verilen küçük dairesel nişlere taşınır ve kapatılırdı.
Ancak bugüne kadar Teniky’den hiç kemik çıkarılmadı. Eğer kayalıklardaki daha küçük delikler kemiklerin saklandığı yerlerse, sitede özellikle dişler olmak üzere kemik kalıntılarına dair bir kanıt bulunması beklenirdi. Ancak bu, hipotezi tamamen çürüten bir durum değil; çünkü bu deliklerde kalan kalıntıların daha sonra bölgede yaşayan insanlar tarafından çıkarılmış olması muhtemel.
Bu nedenle Zerdüşt hipotezi hâlâ geçerli. Tarihsel ve arkeolojik kanıtlar, bu dine mensup bir topluluğun birinci binyılda Madagaskar’a gelmiş olabileceğini gösteriyor. Ancak bu doğruysa, neden bu bölgeyi terk ettiler?
Schreurs ve meslektaşları, 2025’te siteye geri dönerek daha fazla kazı yapacaklar. Şu ana kadar gözden kaçan yapıları bulmak için LiDAR teknolojisi kullanmayı planlıyorlar. Belki de bu, bin yıl önce burada yaşayan gizemli insanlara dair daha fazla yanıt bulmalarını sağlayacak.
IFL Science. 24 Eylül 2024.
Makale: Schreurs, G., Allegro, T., Rouvinez, M., Radimilahy, C., Raharinoro, J., Fanny Sabe, N., … Szidat, S. (2024).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >