Blog
Matematik ile Astronomiyi Birleştiren Pisagor Kimdi?
Pisagor, bir antik Yunan telli çalgısı olan lirini çalarken, tel uzunluklarının tam sayı olduğunda, titreşen tellerin hoş bir ses çıkarttığını ve bunun diğer enstrümanlar için de geçerli olduğunu keşfetti.
Güzin Akyıl - www.arkeofili.com
MÖ 570 civarında Sisam Adasında dünyaya gelen Pisagor’un (Pythagoras), her şeyin bir sayı olduğunu öne süren ilk matematikçi olduğu söylenir.
Pisagor, en çok matematiksel teoremiyle tanınmasına rağmen, astronomi ve geometride de sıradışı gelişmelere imza attı. Ayrıca bir müzik teorisi de geliştirdi ve İtalya, Croton’da bir felsefe ve din okulu kurdu. St. Andrews Üniversitesi’ne göre, burada “tüm kainatın bir ölçek ve sayı olduğunu” öğretti.
Pisagor, bir antik Yunan telli çalgısı olan lirini çalarken, tel uzunluklarının tam sayı olduğunda, titreşen tellerin hoş bir ses çıkarttığını ve bunun diğer enstrümanlar için de geçerli olduğunu keşfetti. Bu keşfini gezegenler üzerine anlayışıyla birleştirdi ve gezegenler uyum içindeyken, insanın duyamayacağı kadar güzel bir müzik yarattığı teorisini tasarladı.
Connecticut Üniversitesi’ne göre Pisagor, matematik ve müziğin bağlantılı olduğunu ve bir alanın diğer alanın anlaşılmasına ışık tuttuğu sonucuna vardı. Ayrıca müziğin iyileştirici özelliğine de vurgu yapıyor ve lirini sıklıkla hasta ve ölmek üzere olanlar için çalıyordu.
Günümüzde Pisagor’un hayatı hakkında çok az şey biliniyor ve bu sebeple de pek çok tuhaf söylence ortaya çıkıyor.
Diğer şeylerin yanı sıra, Pisagor’un olimpiyatlara katıldığı ve gençken boksörlük için defne kazandığı iddia edildi. Ayrıca önceki yaşamında Troya Savaşlarına katıldığı söylendi.
Stanford Üniversite’sine göre bu son efsane, tüm ruhların ebedi olduğunu ve fiziksel beden öldüğünde ruhun uçup gittiğini, içinde yaşayacak başka bir beden bulduğunu savunan Pisagor’un metapsikoza yani ruh göçüne olan gerçek inancını yansıtıyordu. Daha sonraki raporlar, onun önceki dört yaşamını açıkça hatırlayabildiğini ifade ediyordu.
Astronomiye olan hayranlığı, sayıları derinlemesine anlamasıyla birleştiğinde, Dünya’nın aslında küre olduğu fikrini doğrulamasına yol açtı ve sabırlı bir çalışma sonucunda Sabah ve Akşam Yıldızı’nın aynı gezegen yani Venüs olduğunu keşfetti.
Pisagor’un hayatı gizemle dolu olduğu için aşağıdaki tarihler de tahminden ileri gitmez.
Pisagor Teoremi
Pisagor Teoremi, dik açılı bir üçgende hipotenüsün karesinin, diğer iki kenarın karelerinin toplamına eşit olduğunu ifade eder. Başka bir deyişle, bir üçgen dik açıya sahip olduğunda ve üç kenarın her birinden kareler yapıldığı zaman en büyük kare, diğer iki karenin birleşimiyle aynı alana sahip olur. Denklem, yalnızca iki ölçüm verilirse, üçüncü bir kenarın uzunluğunu hesaplamak için kullanılabilir.
Babiller, bu matematiksel fenomeni MÖ yaklaşık 1900-1600 civarında keşfetti, ancak Pisagor onu ilk kanıtlayan kişi olabilir. Pisagor Teoremi bugün hala her sınıfta öğretilmesine rağmen, matematik öğretilerini din ve felsefe ile birleştirdiği için onun orijinal düşünce tarzını kimse bilemiyor. Encyclopaedia Britannica’ya göre, onun takipçileri Pisagorcular, tuhaf kurallar ve düzenlemeler ile dolu gizli bir komün yaratmışlardı.
Pisagor’un yazılı çalışmalarının büyük bir kısmı Büyük İskenderiye Kütüphanesi’nde saklandı. Stanford Üniversitesi’ne göre, bugün düşündüğümüz uzman matematikçi olmaktan uzak olan Pisagor, reenkarnasyona, dini ritüellere ve büyülü güçlere olan inancıyla biliniyordu. Buna bir kişinin aynı zamanda ayrı iki yerde olabileceği örneği verilebilir. Bugün bu mistik unsurlar unutuldu ve Pisagor bilimin ve matematiğin kurucu babası olarak kabul görüyor.
Pisagor’un İzinde
Platon
Filozof Platon, antik dönem Atina’sında Platon’un Akademisi olarak bilinen dünyanın ilk üniversitesini kurdu. Akademi, bugünün bilinen üniversitelerinden farklı olmasına rağmen, insanların buluşup akademik inançlarını paylaştıkları bir yerdi. Stanford Üniversitesi’ne göre, Platon öğretilerinin büyük bir bölümünü Pisagor ve onun öğrencilerinin düşüncelerine dayandırdı.
Aristotales
Washington Üniversitesi’ne göre, Pisagor gibi, Aristotales de ruh kavramı ile ilgileniyordu. O, ilkeleri bugün bile psikologlar tarafından referans alınan ve insan psikolojisini incelemek için yola çıkan “Ruh Üzerine” adlı bir kitap yazdı. Aristotales, tıpkı Pisagor’un sayılar teorisi ve metafizik ile başardığı gibi, metafiziği bilimsel araştırmayla birleştirdi. Ayrıca Pisagor’un astronomiye olan ilgisinden ilham aldı ve nihayetinde göklerin fiziksel modelini geliştirdi.
Live Science. 23 Mart 2022.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >