Blog
Megalodon, Katil Balina Boyundaki Avları Yiyebiliyordu
Dijital olarak yeniden canlandırılan megadolon (Otodus megalodon) 16 metre uzunluğunda ve 61 tonun üzerinde bir ağırlığa sahipti.
www.arkeofili.com
Megalodon, günümüzün katil balinaları büyüklüğündeki avları yiyebiliyordu ve ardından iki ay boyunca bir şey yemeden durabiliyordu.
Megalodon 16 metre uzunluğundaydı, yani büyük beyaz köpekbalığının iki katından daha büyüktü. C: JJ Giraldo
Gelmiş geçmiş en büyük köpekbalığı olan Megalodon, insan eli büyüklüğündeki devasa dişleriyle ünlü. Bununla birlikte, tüm vücuduna dair çok az fosil kanıtı var.
Uluslararası araştırmacılar şimdi, tüm vücudunun üç boyutlu bir bilgisayar modelini oluşturmak için istisnai bir şekilde korunmuş bir örnek kullandılar. Sonuçları, megalodonun günümüzün katil balinaları büyüklüğündeki avını tamamen tüketebileceğini ve ardından iki ay boyunca denizlerde daha fazla yiyecek aramadan dolaşabileceğini gösteriyor.
Dijital olarak yeniden canlandırılan megadolon (Otodus megalodon) 16 metre uzunluğunda ve 61 tonun üzerinde bir ağırlığa sahipti. Saniyede yaklaşık 1,4 metre hızla yüzebildiği, her gün 98.000 kilodan fazla kaloriye ihtiyaç duyduğu ve yaklaşık 10.000 litre mide hacmine sahip olduğu tahmin ediliyor.
Bu sonuçlar, megalodonun uzun mesafeler kat edebildiğini ve 8 metre uzunluğa kadar bütün bir avı yiyebildiğini gösteriyor. Bu, özellikle günümüzün en büyük okyanus avcısı olan modern katil balinaların boyutuna denk geliyor. Milyonlarca yıl önce karşılaştırılabilir boyuttaki büyük zirve yırtıcıları yeme yeteneği, megalodonu modern en iyi avcılardan daha yüksek bir beslenme seviyeye yerleştiriyor.
İyi korunmuş bir omurga, rekonstrüksiyonu mümkün kıldı
Bulgular, Zürih Üniversitesi ile işbirliği içinde yürütülen uluslararası bir çalışmanın sonuçlarına dayanıyor. Araştırma ancak 1860’larda keşfedilen tek bir megalodonun üç boyutlu modellemesi sayesinde mümkün oldu.
Tüm zorluklara rağmen, yaklaşık 18 milyon yıl önce, Belçika’nın Miyosen okyanuslarında 46 yaşında öldükten sonra, bu megaladonun omurgasının büyük bir kısmı fosil kayıtlarında kalmıştı.
Swansea Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan araştırmanın ilk yazarı Jack Cooper, “Köpekbalığı dişleri, iyi korunmuş olmalarını sağlayan sert bileşimleri nedeniyle yaygın fosiller.” diyor.
“Ancak iskeletleri kıkırdaktan yapılmıştır, dolayısıyla nadiren fosilleşirler. Belçika Kraliyet Doğa Bilimleri Enstitüsü’nün megalodon omurgası bu nedenle türünün tek örneği bir fosil.”
Tek omurdan tüm vücut kütlesine
Çeşitli ülkelerden araştırmacıları içeren araştırma ekibi, tüm omurgayı yeniden oluşturmadan önce ilk olarak her bir omuru ölçtü ve taradı.
Daha sonra bu omurgayı, Amerika Birleşik Devletleri’nden bir megalodonun diş yapısının üç boyutlu taramasına eklediler. Güney Afrika’dan gelen büyük bir beyaz köpekbalığının vücudunun üç boyutlu taramasını kullanarak iskeletin çevresine “vücut” ekleyerek modeli tamamladılar.
Royal Veterinary College’da profesör olan araştırmanın ortak yazarı John Hutchinson, “Ağırlık, herhangi bir hayvanın en önemli özelliklerinden biri. Nesli tükenmiş hayvanlar için modern üç boyutlu dijital modelleme yöntemleriyle vücut kütlesini tahmin edebiliyor ve ardından kütle ile hız ve enerji kullanımı gibi diğer biyolojik özellikler arasındaki ilişkiyi kurabiliyoruz.” diyor.
Okyanus ötesi bir süper bir zirve yırtıcı
Yüksek enerji talebi, daha önce fosil kayıtlarında megalodon ısırık izlerinin bulunduğu, kalori açısından zengin balina yağlarıyla beslenerek karşılanabilirdi.
Potansiyel megalodon av karşılaşmalarının optimal bir yiyecek arama modeli, 8 metre uzunluğundaki tek bir balinayı yemenin, köpekbalığının iki ay boyunca bir daha yemek yemeden okyanuslarda binlerce kilometre yüzmesine izin vermiş olabileceğini buldu.
Zürih Üniversitesi’nde Profesör ve çalışmanın kıdemli yazarı Catalina Pimiento, “Bu sonuçlar, bu dev köpekbalığının okyanus ötesi bir süper zirve yırtıcı olduğunu gösteriyor.” diyor.
“Bu ikonik dev köpekbalığının neslinin tükenmesi, muhtemelen küresel besin aktarımını etkiledi ve büyük deniz memelilerini güçlü bir yırtıcı baskıdan kurtardı.”
Tam model artık gelecekteki rekonstrüksiyonlar ve daha fazla araştırma için bir temel olarak kullanılabilir. Bu çalışmadan elde edilen yeni biyolojik çıkarımlar, bu tekil süper yırtıcıya ilişkin bilgimizde bir sıçramayı temsil ediyor ve megafaunal türlerin deniz ekosistemlerinde oynadığı ekolojik işlevi ve yok olmalarının büyük ölçekli sonuçlarını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
University of Zurich. 17 Ağustos 2022.
Makale: Cooper, J. A., Hutchinson, J. R., Bernvi, D. C., Cliff, G., Wilson, R. P., Dicken, M. L., … & Pimiento, C. (2022).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >