Blog
Mitolojik Hikayeler: Zeus ve Çapkınlıkları
Fakat “Zeus’un çapkınlıkları” aslında anlatıldığı kadar sığ hikayeler değildir. Aksine sembolik bir sürü anlamı beraberinde taşıyan ve birçok dönüşüm olayını gördüğümüz mitlerdir.
Çağatay Çeliktaş - artnokta.com
Antik Yunan Mitolojisi ve mitolojik hikayeler düşünüldüğünde, akla ilk gelen karakter elbette ki tanrıların kralı Zeus’tur. Aslında din tarihi için son derece önemli bir külte sahip olan Zeus, popüler kültürde daha çok yaptığı çapkınlıklarla bilinir. Fakat “Zeus’un çapkınlıkları” aslında anlatıldığı kadar sığ hikayeler değildir. Aksine sembolik bir sürü anlamı beraberinde taşıyan ve birçok dönüşüm olayını gördüğümüz mitlerdir. Konu mitoloji olunca olayın öyküsel veya magazinsel yönleri bir kenara bırakılıp anlatılmak istenen alt metine odaklanmak gerekir. Böylece yüzyıllar önce yaşamış olan toplumların bilinçdışlarında neler olduğunu ve aktarmak istedikleri mesajları anlayabiliriz.
Hera’nın Aldatılmasının Mitolojik Hikayelere Yansıması
Elbette hikayelerin temelinde sürekli aldatılan bir kadın olan Hera’yı da görmekteyiz. Birçok temsilinin yanında, “Kadının önemini” de temsil eden böyle bir tanrıçanın defalarca aldatıldığı mitolojik hikayelere rastlamak oldukça ironiktir. Ve açıkca ‘ideal kadın’ olan bir tanrıçanın bile, erk ve istekleri karşısında çaresiz kalacağı mesajı gün gibi ortadadır. Tabii Hera bu olanlarla hiçbir zaman tam anlamıyla boyun eğmemiş, kendi “kadınca” yöntemleriyle bu aldatılmalarının üstesinden gelmeye çalışmıştır.
Fakat bu “kabul etmeme” ve “boyun eğmeme” tutumu, onu nedense antipatik, zalim, kıskanç, huysuz ve entrikacı bir imaj içerisine sokmuştur(!). Yine de bütün bunlar sanki kadın olmanın bir parçasıymış gibi kabullenilerek, Hera’ya hep saygı duyulmuştur. Burada çok katmanlı ideal “kadınlık” ve “erkeklik” rolleri aktarılmaya çalışıldığı açıktır. Fakat bizim bugünkü konunumuz “Zeus’un çapkınlıkarı ve girdiği kılıklar”dır. Bunu başka bir yazımızda daha derinlemesine ele alma sözü vererek hikayelerimize geçelim.
Mitolojik hikayeler ve Zeus’un girdiği kılıklar
Zeus aslında bakılırsa sadece flört etmek için değil, kahramanlara yardım etmek için yada birilerini cezalandırmak gibi bir çok farklı sebepten dolayı sık sık şekil değiştirip, kılıktan kılığa girer.
Bu kılıklar da tıpkı flört etmekte olduğu gibi çeşitlilik gösterir. Örneğin bu bir insan, hayvan, karışık yaratık ya da bir eşya formunda olabilir. Genelde onu en sık kartal ve yaşlı bir adam formunda görürüz. Fakat yine de girdiği kılıklar oldukça çeşitlidir. Bunu bazen Hera’ya yakalanmamak, bazen de şartlar dolayısıyla sürdürmüştür.
Bu yazımızda sizi mitolojik hikayelere boğup sıkmak istemediğimiz için genel olarak hikayelerden çok altmetinlere odaklanacağız. Zaten hikayeleri merak edenleriniz konuyla ilgili çokça yayımlanmış kitaplardan kolaylıkla öğrenebilir. Gelin biz bu flörtlerden benzerlikler taşıyan 3 tanesini biraz daha detaylı inceleyelim.
Hera için guguk kuşu kılığında
Hera başta Zeus’a çok da yüz vermemektedir. Zeus “resmi” olarak evli olduğu eşi Hera’yı ,evlilikleri öncesinde baştan çıkarmak için oldukça uzun bir uğraş vermiştir. Hikayeden özetle bahsetmek gerekirse; önce şimşekli bir fırtına çıkarıp, guguk kuşu kılığına girerek Hera’nın penceresinin önüne konmuştur. Kuşun soğuktan titreyen, savunmasız haline üzülen Hera; ölmemesi için onu içeri alıp, ısıtmak için elbisesinin içine sokmuştur. Orada tekrar yarı insan haline dönüşen Zeus , Hera’yı baştan çıkarabilmiştir. Yukarıda bahsettiğimiz üzere mitin magazinsel boyutunu bırakıp, alt metnine odaklanırsak; burada Zeus’un açıkca merhamet ve şefkat duygularını kullandığını görmekteyiz. Aslında çok da erdemli bir davranış sayılamayacak bu hareket , konu iktidar olduğunda “her yol mübah” tavrını destekler niteliktedir. Fakat Zeus’un burada flört etmek için girdiği kuş kılığı, ne ilk ne de son olacaktır.
Leda için kuğu kılığında
Zeus, Sparta prensesi Leda’yı baştan çıkartmak için kuğu kılığına girmiştir. Yaygın olan anlatıya göre; sözde saldırgan bir kartaldan kaçan kuğuyu gören prenses onu korumak ister ve güvenliğini sağlamak için kucağını açar. Bu gerçekleşir gerçekleşmez, aslında Zeus olan kuğu prensese orada sahip olur (!).
Burada da Hera’da olduğu gibi şevkat ve merhamet duygularının istekler doğrultusunda kullanıldığı bir resim görüyoruz. Zeus bundan çok daha sinsi ve hilekâr vukuatlar da işlemiştir. Özellikle bunu seçmemizin sebebi burada da yine savunmasız bir kuş rolü içerisinde olmasıdır. Toplumun, baş tanrısı olarak gördüğü bir karakteri buna benzer hikayeler içerisinde hayal etmesi, gelişigüzel bir durum değildir. Ve elbette bu da ele aldığımız son kuş hikayesi değildir.
Semele için kartal kılığında
Zeus bu sefer Thebai prensesi Semele için “savunmasız kuş” imajını bir kenara bırakıp güçlü bir kartal formunda kızı ziyaret edip, onu baştan çıkartmıştır. Bu mitte olduğu gibi Zeus’un kılık değiştirme numaraları hep işe yaramaz.
Burada Hera durumu farkedip hemen duruma müdahale eder. Çevirdiği entrikalarla Semele’nin Zeus karşısında yanarak ölmesini sağlar.
Genelde bu hikayedeki suçlu Hera olarak görülür. “Masum” bir kızı öldürmüş ve bu ilişkiden doğacak olan Tanrı Dionysos’u öksüz bırakmıştır. Fakat bu olayın suçlusu acaba gerçekten Hera mıdır? Yukarıda da bahsettiğimiz üzere; Hera’nın bu kabul etmeme ve boyun eğmeme tutumu; onu zalim, kıskanç ve entrikacı bir hal içerisine sokmuştur. Kadın olmasıyla da tüm bunları yapabilecek potansiyeli normalleştirilmiştir. Bununla birlikte Zeus ve aldatmaları, çapkınlık hikayeleri hiçbir zaman onu suçlu konuma düşürmemiştir. Platon’un söylediği gibi “İnsanlar Zeus’u tanrıların en iyisi ve en adili olarak görmüyor mu?” sorusunda bunu net bir şekilde görüyoruz.
Dönemin kadından beklentisi ve toplumdaki kadının konumunu buradaki ipuçlarından bir kez daha çıkartmak mümkün. Bunlarla beraber kadın- erkek ilişkilerinin dinamiklerini de sezinleyebiliyoruz. Çünkü hep söylediğimiz gibi mitolojik hikayeler toplumun bilinçdışını da beraberinde taşır.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >