Blog

Şuu25

Neandertallerin Göz, Saç ve Ten Rengi Neydi?

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik DNAGenetikGenomGöz RengiNeandertalSaçTen Rengi



Neandertallerin Göz, Saç ve Ten Rengi Neydi?

“Tek bir genomu alıp bir bilgisayara yükleyerek, doğrudan hangi fenotipe sahip olduğunu öğrenemeyiz. Bunun yerine, bu genleri taşıyan birçok insanı gözlemlememiz gerekir. Ve bunu Neandertaller için yapma şansımız yok.”

 

Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com

 

Neandertallerin tam olarak nasıl göründüğüne dair kesin bilgilere sahip olmasak da, genetik analizler bazı önemli ipuçları sunuyor.

 

 

Pigmentasyon genlerimizi Neandertallerden almıyoruz. C: Wikimedia Commons

2010 yılında ilk tam Neandertal genomu dizilendiğinde, içindeki 3 milyar baz çifti, türümüzün eski tarihindeki bazı boşlukları doldurmaya yardımcı oldu. Bu keşif, soyu tükenmiş akrabalarımızla tarihöncesi “aşk ilişkileriyle” renklendirilmiş bir geçmişi ortaya çıkardı. Sonuç olarak, günümüzde Afrika dışındaki tüm insan popülasyonları, bağışıklık sistemimizden günlük alışkanlıklarımıza ve zihinsel sağlığımıza kadar her şeyi etkileyen yaklaşık yüzde 2 Neandertal DNA’sı taşımaya devam ediyor.

Bu Neandertal genlerinden bazıları fiziksel görünümümüzü şekillendirmeye de yardımcı oluyor olabilir, ancak Antik DNA’nın bedensel özelliklere nasıl dönüştüğünü tam olarak anlamak, göründüğünden çok daha karmaşık bir süreç.

Neandertal Kodunu Çözmek

Lise biyolojisinde çoğumuz Mendel genetiğini öğreniriz; burada belirli bir genetik varyant (genotip), belirli bir fiziksel özellik (fenotip) ile doğrudan ilişkilidir. Eğer işler gerçekten bu kadar basit olsaydı, Neandertal DNA’sına bakarak onları yeniden inşa etmek, adeta bir boyama kitabını doldurmak gibi olurdu: Her gen belirli bir renk veya şekille eşleşirdi.

Ancak gerçekte, çoğu fiziksel özellik poligenetiktir, yani nihai görünüm, birden fazla genin karmaşık ve ince etkileşimleri sonucu ortaya çıkar. Bu nedenle, bir geni başka bir varyanta (alel) değiştirmenin nasıl bir fiziksel farklılık yaratacağını tahmin etmek çoğu zaman mümkün değil – hatta modern insanlar için bile.

 “Bu tür şeyleri yalnızca gen dizisine bakarak anlamamız zor. Bunun yerine, çok sayıda insanı inceleyerek belirli bir aleli taşıyan kişilerle taşımayanları karşılaştırırız” diyor Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden antropoloji profesörü John Hawks.

“Tek bir genomu alıp bir bilgisayara yükleyerek, doğrudan hangi fenotipe sahip olduğunu öğrenemeyiz. Bunun yerine, bu genleri taşıyan birçok insanı gözlemlememiz gerekir. Ve bunu Neandertaller için yapma şansımız yok.”

Son 40.000 yıl içinde hiç kimse yaşayan bir Neandertali gözlemleyemediği için, onların genomunu fiziksel görünümleriyle doğrudan ilişkilendirmek mümkün değil.

Ancak yapabileceğimiz şey, modern insanlardaki Neandertal DNA dizilerini inceleyerek, bunların fiziksel özelliklerimizle nasıl ilişkili olduğunu anlamaya çalışmak.

Örneğin ten, saç ve göz rengi, günümüz insanlarında yüzlerce gen varyantının karmaşık etkileşimleri tarafından belirlenir. Ne yazık ki, bu varyantların hiçbiri doğrudan Neandertallerden miras alınmadı. Bu da, kendimizi bir model olarak kullanarak eski akrabalarımızın nasıl göründüğünü tahmin etmenin mümkün olmadığı anlamına geliyor.

Neandertaller Kızıl Saçlı mıydı?

Neandertallerin kızıl saçlı olabileceği uzun süredir tartışılan bir konu. Günümüzde insanlarda kızıl saç, MC1R adlı bir genin etkinliğini azaltan bir mutasyon sonucu ortaya çıkar. Bu gen, melanin üretimini kontrol eder ve işlevi zayıfladığında, koyu pigmentlerin yerini daha açık tonlar alır.

2007 yılında yapılan bir araştırmada, iki farklı Neandertal bireyinde MC1R geninin işlevini benzer şekilde engelleyen farklı bir varyant keşfedildi. Bu keşif, Neandertallerin de kızıl saçlı olabileceği fikrini doğurdu ve yaygın bir yanlış kanıya yol açtı: “Tüm Neandertaller kızıldı.”

Ancak, ironik bir şekilde, o çalışmadan bu yana dizilenen hiçbir Neandertal genomunda bu varyant tespit edilmedi. Eğer gerçekten böyle bir varyant vardıysa, bu oldukça nadir olmalıydı.

Daha yakın zamanda, Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar, modern insan genomundaki  tüm Neandertal DNA’sını analiz etti.

. Araştırma, saç, göz ve ten rengi ile ilişkili Neandertal genlerinin etkisini anlamayı amaçlıyordu.

“Modern insanlarda kızıl saç ile ilişkili olan varyantları inceledik ve bunların Neandertallerden gelip gelmediğini sorduk” diyor çalışmanın yazarı Michael Dannemann. “Ve tek bir tane bile bulamadık.”

Bugün insanlarda saç rengini etkileyen 20’den fazla MC1R varyantı bulunuyor, ancak hiçbiri Neandertal genomlarında tespit edilmedi. Bu da, Neandertallerin modern insanlardaki kızıl saç genine sahip olmadığını gösteriyor. Elbette, onların da kendilerine özgü bir kızıl saç genine sahip olma ihtimali var, ancak bu konudaki ilk heyecanın biraz abartılmış olduğu artık daha net görünüyor.

“Neandertallerin kızıl saçlı olduğuna dair güçlü bir tahminde bulunmam artık pek mümkün değil” diyor Dannemann.

Benzer şekilde, modern insanlarda mavi veya kahverengi gözlere neden olabilen OCA2 geni, Neandertal genomunda farklı varyantlar halinde bulundu. Bu durum, Neandertallerin mavi gözlü olabileceğine dair spekülasyonlara yol açtı. Ancak, modern insanlarda en güçlü şekilde mavi gözle ilişkilendirilen varyantın Neandertallerde bulunmadığı ortaya çıktı.

“Neandertallerin mavi gözlü olması mümkün mü? Hayır, bence pek olası değil” diyor John Hawks.

2012 yılında bir çalışmada, araştırmacılar üç Neandertal bireyin genotiplerine dayanarak görünüşlerini tahmin etmeye çalıştı. Sonuç olarak, üç bireyin de kahverengi gözlü olduğu belirlendi. İlginç bir şekilde, bu üç kişiden biri kızıl saçlı olarak tahmin edildi. Ancak araştırmacılar, bu bulgulara duydukları güvenin düşük olduğunu belirtti, çünkü genom analizleriyle yaşayan insanların bile saç ve göz renklerini güvenilir şekilde tahmin edememişlerdi.

Çeşitlilik Hayatın Baharatıdır

“Günümüz Avrupalılarında farklı lokuslardaki birden fazla Neandertal aleli, hem açık hem de koyu ten rengi ve saç rengine katkıda bulunuyor. Bu da Neandertallerin kendilerinin de muhtemelen bu özellikler açısından büyük çeşitlilik gösterdiğini düşündürüyor” diye yazmıştı Michael Dannemann ve çalışma arkadaşı Janet Kelso, 2017 tarihli çalışmalarında.

Yani, tıpkı modern insanlar gibi, Neandertaller de tek bir renkte değildi; genetik yapıları ve dış görünümleri oldukça değişkendi.

“Neandertal DNA’sının bizi daha açık ya da koyu tenli yaptığına dair yönlendirici bir kanıtımız yok, çünkü Neandertal DNA’sının ten rengiyle bağlantılı olduğunu görüyoruz ama bu bağlantılar bazen zıt yönlerde çalışıyor” diyor Dannemann. “Biri sizi ortalama olarak biraz daha açık tenli yaparken, diğeri daha koyu tenli yapabiliyor.”

İlk bakışta, bu bulgu Neandertallerin nasıl göründüğünü anlamaya yönelik çabalarımız için bir çıkmaz sokak gibi görünebilir. Ancak bu verileri dikkatlice incelersek, aslında onların fiziksel çeşitliliği hakkında heyecan verici ipuçları sunduğunu fark edebiliriz.

Sonuçta, bizim türümüz Afrika’dan çıkıp yeni ve soğuk çevrelere uyum sağladıkça farklı cilt, saç ve göz renkleri geliştirdi. Özellikle ekvatordan uzaklaşan Homo sapiens popülasyonlarında, melanin üretiminin azalması sayesinde vücudun daha fazla D vitamini üretmesi sağlandı.

Bu model, genetik olarak çok az ilişkili topluluklarda bile benzer şekilde işledi. Örneğin, Batı Avrupalılar ve Doğu Asyalılar, yüksek enlemlerde yaşadıkça bağımsız olarak açık ten genlerini geliştirdi.

“Bu, paralel evrim” diye açıklıyor John Hawks. “Çin’de açık tenle ilişkilendirilen genler, Avrupa’dakilerden farklı.”

Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş bir çalışmaya göre, bu özelliklerin evrimleşmesi binlerce yıl aldı ve bazı Kuzey Avrupalı topluluklarda açık tenin ortaya çıkışı Demir Çağı’na kadar uzanıyor.

Tıpkı bizim gibi, Neandertaller de geniş bir coğrafi alana yayıldı; hem kuzey hem de güney bölgelerde yaşadılar. Bizden çok daha uzun bir süre varlıklarını sürdürdüler, yani cilt tonları da büyük olasılıkla bölgeye göre çeşitlenmiş olmalı.

Modern insanlarla olan genetik farkları nedeniyle onların tam olarak hangi renkte olduğunu bilemiyoruz, ancak kuzeyde yaşayan Neandertallerin daha açık tenli, ekvatora yakın olanların ise daha koyu tenli olması ihtimali mantıklı görünüyor.

Örneğin, farklı bölgelerde yaşayan Neandertaller, çevrelerine genetik olarak uyum sağlamışlardı. Daha yüksek enlemlerde yaşayanlar, sabahları daha erken uyanmalarını sağlayan uyku düzenleri geliştirmişti. Bu nedenle, ten renkleri de muhtemelen D vitamini üretimini optimize edecek şekilde uyarlanmış olabilir – ancak bu süreç, bizimkinden farklı veya paralel bir genetik mekanizma üzerinden gerçekleşmiş olabilir.

Ne yazık ki, bu varsayımı test etmemizi engelleyen büyük bir boşluk var.

“Güneyde yaşayan Neandertallerden elimizde hiçbir genom yok” diyor Hawks. “İsrail, Suriye ve Irak Neandertallerinden elimizde genetik veri bulunmuyor. Bu yüzden, en büyük pigmentasyon çeşitliliği burada bulunuyor olabilir ama bunu inceleme şansımız yok.”

Eğer bu veriler elimizde olsaydı bile, Neandertallerin dış görünümleriyle ilgili yanıtlanmamış sorular hâlâ çok fazla olurdu.

Çünkü, modern insanlara aktarılan pigmentasyon genlerinin büyük çoğunluğu Neandertallerde yoktu. Yani onların genetik özelliklerini canlı bir model üzerinden gözlemleme şansımız yok.

“Eğer gerçekten Neandertaller hakkında bir şey bilip bilmediğimizi konuşmak istiyorsanız, onların gözlerinin koyu olup olmadığını bile bilmiyoruz” diyor Hawks. “Belki de gözlerinin tamamen koyu olduğu ve beyaz kısımlarının olmadığı bir yapıdaydılar – tıpkı gorillere benzer şekilde.”

Sonuç olarak, yüksek kaliteli Neandertal genomlarını dizilemeyi başarmış olsak bile, DNA’larının gerçekte nasıl bir fiziksel görünüme dönüştüğünü henüz net olarak anlayabilmiş değiliz.

“Belki de Neandertallerin saçları bizimkinden tamamen farklı bir şekilde beyazlıyordu. Belki de farklı bir kellik modeli vardı” diye spekülasyon yapıyor Hawks.


IFL Science. 5 Şubat 2025.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için