Blog

Tem1

Norveç’te ilginç bir keşif: 2.800 yıllık taş daireler çocuk mezarları çıktı

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Çocuk MezarlarıFredrickstad Guro FossumHåkon ReiersenOsloStavanger Üniversitesi



Norveç’te ilginç bir keşif: 2.800 yıllık taş daireler çocuk mezarları çıktı

Aralık 2023’te, Guro Fossum liderliğindeki arkeolog ekibi, mezar çemberleri olduğu ortaya çıkan taş oluşumları bulduklarında başlangıçta antik Taş Devri yerleşimlerini araştırıyordu.

 

www.arkeonews.com

 

Norveç’in güneydoğusundaki Fredrikstad yakınlarındaki bir taş ocağında bilinmeyen bir mezar alanı keşfedildi.

Oslo’daki Kültür Tarihi Müzesi’nden arkeologlar, bilinmeyen bu alanın çoğunlukla 2.000 yıldan daha uzun bir süre önce ölen çocuklara ait kalıntıları içerdiğini belirlediler. Kültür Tarihi Müzesi’ne göre, mezar alanı Avrupa bağlamında benzersizdir.

Aralık 2023’te, Guro Fossum liderliğindeki arkeolog ekibi, mezar çemberleri olduğu ortaya çıkan taş oluşumları bulduklarında başlangıçta antik Taş Devri yerleşimlerini araştırıyordu.

Öldüklerinde yaşları bebeklikten altı yaşına kadar değişen çocukların, kısmen yanmış kemikleri, ilgi çekici taş dairelerin hemen altına, uzun zaman önce parçalara ayrılmış zarif bir şekilde hazırlanmış seramik kaplara gömüldü. İskelet kalıntıları tarihlendirildikten sonra, çocukların neredeyse tamamının MÖ 800 ile 400 yılları arasında Norveç’in Bronz ve Demir Çağları sırasında gömüldüğü saptandı.

Guro Fossum, “Tarihleme sonucuna göre; çocuk mezarları uzun bir süre boyunca kullanılmış. Bu nedenle çocukların hepsinin doğal afette, hastalık veya salgında ölmüş olamaz” diyor.

Özenle inşa edilmiş taş daireler, 2023 yılında Norveç’in güneyindeki Fredrickstad kentine yakın kırsal bir alanda kazı yapılırken bulundu. Araştırılan orijinal alan olan bir Taş Devri yerleşimine yakın bir yerde bulunuyorlardı ve toprak yüzeyinin sadece 2-4 inç (5-10 cm) altındaydılar.

Taş oluşumlarının hepsi üç ila altı fit (bir ila iki metre) çapındaydı ve ya mükemmel yuvarlak ya da oval şekilliydi. Bazılarının ortasına veya kenarlarına yerleştirilmiş daha büyük taşlar vardı, bu da tasarımlarda biraz çeşitlilik veya yaratıcılığa işaret ediyordu.

 

Çocuk mezarları, çoğu MÖ 800 ila 400 yılları arasında gömülü olan Tunç ve Demir Çağları arasındaki geçişten kalmadır. Fotoğraf: Museum of Cultural History
 

Mezarlar, yakılan kalıntıların düzeninde farklılıklar gösterir, bazıları çömleklere, bazıları ise sadece taş dairelerin altına yerleştirilir. Kurtarılan kemik miktarı birçok durumda, mezar başına 0.1 ila 240 gram arasında çok azdı ve bu, çalışmaya katılan arkeologlar ve osteologlar için önemli bir zorluk teşkil ediyordu.

Çocuk mezarlarının yanı sıra, sitenin yakınında ateş çukurları ve mutfak çukurları ve içlerinde günlük nesneler keşfedildi. Bu, konumun, muhtemelen cenaze ile ilgili etkinlikler için bir mezarlığa ek olarak bir topluluk toplanma noktası olarak işlev görmüş olabileceği anlamına gelir.

Her yerde özel bir şey vardı. Mezarlar birbirine çok yakındır. Yakındaki iletişim yolları olan açık bir arazide olmalıydılar, bu yüzden herkes onları biliyordu. Üstelik tüm mezarlar çok güzeldi ve titizlikle işlenmişti. Her taş farklı bir yerden geldi ve formasyona tam olarak yerleştirildi. Kimin böyle bir çaba gösterdiğini merak ettik, diyor Fossum.

Avrupa bağlamında benzersiz olan mezar alanı, yalnızca nadirliği nedeniyle değil, aynı zamanda duygusal etkileri için de ilgi uyandırdı.

Stavanger Üniversitesi’nde arkeoloji doçenti olan Håkon Reiersen, bu bulgunun bizi çocukların kaybı ve tutulan yasları ile ilgili evrensel insan duygularıyla derinden ilişkilendirdiğini vurguluyor ve geçmişteki insanların ölülerini nasıl onurlandırdıkları konusunda bizden çok da farklı olmadıklarını gösteriyor.

Fossum, erkeklerin, kadınların ve özellikle çocukların kendi mezarlarına sahip olmalarını ve yüzyıllardır aynı muameleyi görmelerini ilginç buluyor.

“Mezarlar arasında pek bir fark olmadığı için sosyal yapı daha eşitlikçiydi. Aynı tip mezarlar, mezar eşyaları ve gömme yöntemleri kullanılmıştır. Bu, topluluğun önemli olduğu bir topluma işaret ediyor” dedi.

Alandaki mezarlardan sadece bir tanesi SIFIR yılından sonraya tarihlenmektedir. Bu noktadan sonra, mezar uygulamaları yavaş yavaş değişti, hiyerarşiler ve büyük mezar höyükleri yalnızca statü sahibi olanlar için ayrıldı.

ScienceNorway

Museum of Cultural History

Cover Photo: Museum of Cultural History

 By Leman Altuntaş

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için