Blog

Tem20

Orta Çağ İslami Mezarlar, Gizemli Bir Şemaya Göre Düzenlenmiş

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  İslamKassalaMezarMüslümanOrta ÇağSudan



Doğu Sudan’da saha araştırması yapan arkeologlar, Orta Çağ’dan kalma binlerce anıt mezarı kozmolojide kullanılan bir yönteme başvurarak incelediler. 

 

Yazar: Enes Gençtürk 

Doğu Sudan’daki Orta Çağ İslami mezarlarının, evrendeki küçük galaksileri andıran bir şemaya göre düzenlendikleri keşfedildi.

 

Jabal Mamman olarak bilinen bir yerdeki Arap-İslam mezarları (qubbalar). C: Stefano Costanzo

 

Doğu Sudan’da saha araştırması yapan arkeologlar, Orta Çağ’dan kalma binlerce anıt mezarı kozmolojide kullanılan bir yönteme başvurarak incelediler. İncelemeler sonucunda bu mezarların bir kutsal ana mezar etrafında kümelenmiş farklı mezarlar halinde, zor anlaşılan bir şemaya göre inşa edildiği fark edildi.

Ekip, Doğu Sudan’ın Kassala bölgesinde bulunan 10.000’den fazla mezarın yerini tespit etmek için uydu görüntülerini kullandı. Bir araştırma ekibinin PLOS One isimli dergide yayınladığı makaleye göre mezarların ev sahipliği yaptığı yapılar arasında Afrika tarihinde yaygın olarak görülen basit taş Tümülüsler ve Arap-İslam dünyasında görülen “qubba”lar bulunmakta.

Anıt mezarların yerlerini tespit eden ekip elde ettikleri verileri nasıl değerlendireceklerini bilemediler, zira şimdiye kadar kazılan mezar sayısı oldukça az.

Napoli L’Orientale Üniversitesi arkeoloji bölümünde doktora öğrencisi olan Stefano Costanzo “Elimizdeki veriler mezarların yapımı hakkında bir yorumda bulunmaya yetmese de, hem bölgesel hem de yerel açıdan karmaşık işlemlerin ürünü olduklarını tahmin etmeye yeter.” diye belirtiyor.

“İlk bakışta, mezarların kümeler halinde oluşunu çevresel sebeplere bağladık, ancak diziliş şekillerine bakarak daha derin anlamlar çıkarmak da mümkün.” diye belirtiyor Costanzo. Ekip, şemayı tespit etmek için ilk önce istatistiksel modelleme tekniklerine başvurdu. Sonuç alamayınca normalde yıldızların ve galaksilerin düzenini tespit etmek için geliştirilmiş olan “Neyman-Scott küme işlemi” olarak adlandırılan bir yönteme başvurdular. Ekip bu yönteme arkeoloji alanında daha önce hiç başvurulmadığını düşünüyor.

Costanzo, bu yöntemin en önemli özelliğinin çok fazla bileşenden oluşan ancak kazılardan yeterli veri elde edilemeyen ya da hakkında yeterli miktarda tarihi kayıt bulunmayan arkeolojik veri kümelerinin yorumlanmasında kullanılabilmesi olduğunu belirtiyor.

Constanzo’nun belirttiğine göre modelleme tekniği ile İslami mezarların bir çeşit çekim merkezi görevi gören ana mezarı çevreleyen kümelerden oluştuğu fark edildi. Bu şemanın günümüzde hala varlığını sürdüren göçer gruplar arasında kutsal sayılan sosyal konumlarla ilişkili olduğu tahmin ediliyor. Araştırmada yapıları inşa etmede kullanılan maddenin bulunduğu yerlerde daha çok mezar bulunduğu, bunun da topoğrafya veya arazi şekli gibi çevresel faktörlerin mezarların konumunu etkileyebildiğini gösterdiği belirtildi.

Ekibin yazdığı makalede, Kassala bölgesinde üyelerinin çoğu hala yarı göçer olan Beja halkının yaşadığı belirtiliyor. Ekip, makalede “Bu anıt mezarlar büyük ihtimalle Beja halkının kabile ya da aile mezarlıklarıydı.” diye ekliyor. Daha derin araştırmalar ile ana mezarların kesin konumları tespit edilebilir ve bu ana mezarlarda kimlerin yattığı, bu kimselerin neden bu kadar önemli olduğu ortaya çıkarılabilir.

Enteresan Bir Arkeolojik Metot

Ekibin kullandığı yöntemler ve elde ettikleri bulgular araştırmaya katılmayan bilim insanlarının da ilgisini çekti.

Kendisi de Sudan’da geniş kapsamlı arkeolojik araştırmalar yapmış olan, British Museum’dan Derek Welsby, “Yöntem geniş bir coğrafyaya yayılmış olan göçerleri incelemek için ideal.” diye söylüyor. Welsby araştırmanın gelecekte bölgede yapılacak olan araştırmaları kolaylaştıracağını da ekliyor.

Southampton Üniversitesi’nde arkeoloji profesörü olan David Wheatley ise ekibin kullandığı kozmolojik yöntemin ilgi çekici olduğunu ve arkeolojinin halihazırda geniş olan istatistiksel yöntemler yelpazesine dahil edilerek Kassala gibi bölgelerin incelenmesinde kullanılabileceğini belirtti.

Fairfield Üniversitesi’nden tarih profesörü Giovanni Ruffini, yöntemin Beja halkının tarihi hakkında geniş bilgiler sunarak bölgede yaşayan insanların tarihini anlamaya da yardımcı olacağını söyledi. Kendisi de Orta Çağ Sudan’ı hakkında geniş çapta araştırmalar yapmış olan Ruffini, “Modern bilim insanları Beja tarihini yazmak için edebi metinlerde yer alan bölük pörçük bilgilerden faydalandılar, tatmin edici sonuçlara ulaşamadılar.” diye belirtiyor.

Ancak bir bilim insanı araştırmadaki bir pürüze dikkat çekiyor. Bournemouth Üniversitesi’nde arkeolojik ve paleo-çevre modelleme alanında akademisyen olan Philip Riris, ekibin inceledikleri modele farklı zaman aralıklarında inşa edilmiş mezarları da dahil ettiğini, bu yüzden farklı defin geleneklerinin bir arada inceleneceği için riskli olduğunu belirtti.

 

Live Science. 7 Temmuz 2021.

Makale: Costanzo, S., Brandolini, F., Idriss Ahmed, H., Zerboni, A., & Manzo, A. (2021). Creating the funerary landscape of Eastern Sudan. Plos one, 16(7), e0253511.

 

www.arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için