Blog

Roma Hamamları, Birleşik Krallık’ın en popüler turistik mekanları arasında yer alıyor. (C: Hulki Okan Tabak/Unsplash)

The Microbe dergisinde yayınlanan bu araştırma, İngiltere’nin Bath kentindeki popüler turistik mekanın sularında bulunan arke ve bakteri populasyonlarının ayrıntılı bir incelemesini sunan ilk çalışma.

Bilim insanları, suların sıcaklığının yaklaşık 45°C’ye ulaştığı Kral Pınarı ve 30°C’ye yakın olduğu Büyük Hamam da dahil olmak üzere Roma Hamamları kompleksi içindeki yerlerden su, tortu ve biyofilm örnekleri topladı.

Örnekler daha sonra ileri dizileme teknolojisi kullanılarak analiz edildi ve antibiyotik aktivitesine sahip bakterileri izole etmek için geleneksel kültürleme teknikleri kullanıldı.

Roma Hamamları alanından yaklaşık 300 farklı bakteri türü izole edildi. Bunlar arasında antibiyotik üretimiyle bilinen Actinobacteria ve Myxococcota gibi önemli aday gruplar da vardı ve farklı örnekler değişen su sıcaklıklarında daha belirgin hale geliyordu.

İleri testler, Proteobacteria ve Firmicutes örnekleri de dahil olmak üzere bu izolatlardan 15’inin, E.coli, Staphylococcus aureus ve Shigella flexneri dahil olmak üzere insan patojenlerine karşı değişen seviyelerde inhibisyon (yavaşlatma) gösterdiğini ortaya çıkardı.

Yeni antibiyotik kaynaklarına duyulan ihtiyaç kritik önemde olduğundan, bu araştırma özellikle zamanlama açısından önemli. Bakterilerin mevcut ilaçlara karşı gösterdiği direncin, her yıl küresel olarak 1.25 milyondan fazla ölüme neden olduğu tahmin ediliyor.

Çalışmayı kaleme alan bilim insanları, Roma Hamamlarında bulunan mikroorganizmaların küresel çapta hastalık ve enfeksiyonla mücadelede kullanılabilmesi için önemli miktarda ek araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

Bununla birlikte, bu ön çalışmanın, kaplıcalarda bulunan yeni doğal ürünlerin bu amaç doğrultusunda daha fazla araştırılması için önemli bir potansiyele işaret ettiğini de belirtiyorlar.

Araştırma, Plymouth Üniversitesi Biyomedikal Bilimler Okulu ve Biyoloji ve Deniz Bilimleri Okulu öğrencileri ve akademisyenleri tarafından, Roma Hamamları personeliyle yakın işbirliği içinde yürütüldü.

Çalışmanın kıdemli yazarı olan Plymouth Üniversitesi Biyomedikal Bilimler Öğretim Görevlisi Dr. Lee Hutt, bunun gerçekten çok önemli ve heyecan verici bir araştırma olduğunu söylüyor. Antimikrobiyal direnç, küresel sağlığa yönelik en önemli tehditlerden biri olarak kabul ediliyor ve yeni antimikrobiyal doğal ürün arayışları hız kazanıyor.

Hutt, “Bu çalışma ilk kez Roma Hamamlarındaki bazı mikroorganizmaları tanımlayarak, hamamın yeni antimikrobiyal keşifler için potansiyel bir kaynak olduğunu ortaya koyuyor. Roma Hamamlarının suları yüzyıllardır tıbbi özellikleriyle tanınıyor ve modern bilimdeki gelişmeler sayesinde bu inancın doğruluğunu keşfetmenin eşiğinde olabiliriz.” diyor.

Roma Hamamları neredeyse iki bin yıldır ziyaretçilerini ağırlıyor. 2023 yılında bir milyondan fazla insan kaplıcalarını ve diğer koleksiyonlarını gezdi.

Roma Hamamları Koleksiyon Müdürü ve yeni çalışmanın yazarlarından Zofia Matyjaszkiewicz, insanların binlerce yıldır Bath’taki kaynakları ziyaret ettiğini, yüzyıllar boyunca bu sularda ibadet ettiklerini, yıkandıklarını ve sularını içtiklerini söylüyor ve ekliyor: “Viktorya döneminde bile Bath’taki Kaplıca Tedavi Merkezi, doğal kaynak sularını şifalı özellikleri nedeniyle her türlü duş, banyo ve bakımlarda kullanıyordu. Anlatılacak bu kadar çok hikayenin olduğu bir alanda, bunun gibi ileri düzey bilimsel araştırmaların yapıldığını görmek gerçekten heyecan verici.

Araştırma şu anda, Birleşik Krallık’taki bir termal kaplıcanın antimikrobiyal keşiflere odaklanan ilk kapsamlı çalışmasını temsil edecek bir doktora öğrencisi aracılığıyla genişletiliyor.

Ekim 2024’te başlaması planlanan programda, hangilerinin gelecekte klinik kullanım potansiyeline sahip olabileceğini belirlemek amacıyla, Roma Hamamlarında bulunan mikroorganizmaları antimikrobiyal aktivite açısından taramak için çeşitli teknikler uygulanacak.

University Of Plymouth. 31 Mayıs 2024.

Makale: Fina, E., Kiernan, M., Whatmough, B., Clark, N.J., Conway, J., Wieczorek, I. W., Carey, L, Matyjaszkiewicz, Z., Warburton, P.J., Upton M., Hutt, L.P. (2024).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >