Blog
Roma İmparatorluğu’nun en azılı 10 düşmanı
Roma İmparatorluğu’nun en azılı 10 düşmanı
Epirli Pyrrhus
M.Ö. 280 yılında, Roma İtalya’nın güneyini feth ederken, Yunan şehri Taras (günümüzde Taranto), günümüzde Kuzeybatı Yunanistan’daki Epirus şehrinin Yunan komutanı ve kralı olan Pirus’u yardıma çağırdı.
Pirus, Taras’ın yardım talebine olumlu cevap vererek, ordusuyla birlikte Adriyatik denizini geçti. Askeri yeteneği sayesinde, Romalıları iki savaşta mağlup etti. Bunu yaparken, yüksek bir bedel ödedi ve askeri kaynaklarını tüketti.
Pirus, M.Ö. 275 yılında, görünürde bitmez tükenmez insangücü kaynağına erişimi olan bir düşmana karşı savaşa devam etmenin anlamsız olduğunun farkına vardı. Onun evine geri dönmesiyle, Roma Güney İtalya’nın kontrolünü eline geçirdi. O tarihten bu yana, oldukça yüksek bir bedel ödeyerek kazanılmış bir başarıya atıfta bulunmak için ‘’Pirus Zaferi’’ ifadesi kullanılmaktadır.
Hannibal
Polybius (Tarihler, 3.11), bize Hamilcar’ın oğlu Hannibali (MÖ 247 ile MÖ 183) ‘’eliyle çağırarak, hiçbir zaman Romalıların arkadaşı olmayacağına dair ona yemin etmesini emrettiği sunağa götürdüğünü’’ anlatır. Hamilcar, I. Pön Savaşı’nda savaşan Kartacalı bir komutandı. Kartacalılar, o savaşı kaybetmelerine rağmen, imparatorluklarını yeniden kurmaya kararlıydılar.
II. Pön Savaşı’nda Kartaca’nın Roma’ya karşı olan intikamına Hannibal liderlik etti. Pek çok savaş filine sahip olmasıyla ünlü ordusuyla, Carthago Nova’dan (günümüzde Cartagena) kuzeydeki Pireneler’e doğru yürüyüşe geçti. Daha sonra Alpleri aşarak, önüne çıkan herşeyi silip süpürdü ve Roma topraklarına girdi. Birçok savaşın ardından, efsanevi askeri seferi, büyümekte olan Roma Cumhuriyetini tehdit etmeye başladı. Ancak, MÖ 202 yılında Romalı general Scipio Africanus tarafından Zama’da (Kuzey Afrika) uğradığı yenilgi, Hannibal’ın misillemesinin sonunu getirdi.
Hannibal, Kartaca’ya geri döndü. MÖ 195 yılında sürgüne gitti ve takriben MÖ 183 yıllarında hayatını kaybetti. Eski kaynaklar, ölümünün zamanı ve nedenleri konusunda çelişkili bilgiler vermektedir.
Mithridates VI
Mithridates VI (MÖ 132–63 ), günümüz Türkiyesi’ndeki Kara Deniz’de küçük ancak zengin bir krallığa hükümdarlık etti. Babası suikaste uğradı ve kendi annesi onun hayatına tehdit oluşturdu. Sürgüne gitti, ancak birkaç yıl sonra yetişkin bir adam olarak geri döndü. Birçok kabilenin desteğiyle, tahtı geri kazandı ve daha önceden kendisine karşı entrikalar düzenleyen aile üyelerinin çoğunu öldürdü.
Yaklaşık MÖ 115 ile MÖ 63 yılları arasında, krallığın topraklarını üçe katladı. Roma ve Mithridates arasında, diplomasi, propaganda ve siyasi komplolar aracılığıyla dolaysız yoldan karşı karşıya geldikleri ‘’soğuk bir savaş’’ vardı. Romalı konsül Manius Aquillis, Mithridates’e karşı savaş başlattı. Mithridates, ertesi yıl, hemen hemen bir düzine Asya şehrinde yaklaşık 80,000 Romalı erkeği, kadını ve çocuğu öldürttü. Savaş, Mithridates’in hem savaşı hem de hayatını kaybettiği MÖ 63 yılına dek sürdü. Ölümü kılıçla değil, kendi oğlu olan Pharnaces’in ihanetiyle gerçekleşti.
Iugurtha
Iugurtha (MÖ 160 ile MÖ 104), Numidya (Kuzey Afrika) kralı olan Masinissa’nın gayrimeşru oğlu olarak, tahta giden yolu kendi çizmek zorunda kaldı. MÖ 118 yılında, tahtın varislerinden birinin kellesini vurdurdu. Tahtın diğer varisi olan Adherbal, Senato’nun yardımını istemek için Roma’ya kaçtı.
Iugurtha, verebildiği herkese rüşvet vererek ve alabildiği kadar çok zamanı satın alarak Romalıların sistemiyle oynadı. MÖ 112 yılında Cirta şehrini ele geçirdi. Roma, MÖ 109 yılında, dürüst, Iugurtha’nın altınına karşı kayıtsız ve aynı zamanda da iyi bir komutan olan Metellus’un liderliğinde bir ordu gönderdi. Romalılar, altı yıl süren savaşın ardından, Moritanya kralının yardımıyla, Iugurtha’yı en sonunda mağlub etti ve onu ele geçirdi.
Plutarch (Marius’un Hayatı,12) , Iugurtha’nın daha önceden su sarnıcı olan kuyuya benzer bir zindana çıplak vaziyette atıldığını yazmaktadır. Bazıları onun boğularak öldürüldüğünü söylerken, bazıları da açlıktan öldüğünü söylemektedir.
Spartaküs
Spartaküs (MÖ 111 ile MÖ 71), MÖ 73 yılında gladyatör eğitim kampından kaçmış Trakya kökenine sahip Romalı bir köleydi. Yanına 78 köle aldı ve Roma toplumunun bozulmuş adaletsizliğinden faydalanarak etrafına binlerce köle ve yoksul köylü topladı. Frontinus (Savaş Hileleri: 1.5.22), sayılarının eskisinden daha fazla olduğunu göstermek ve daha iyi organize oldukları etkisini vermek için Spartaküs’ün ordusunun kamplarının dışındaki kazıklara cansız bedenleri bağladığını ve onları silahlarla donattığını belirtmektedir.
Spartaküs’ün isyanı iki yıl sürdü ve Romalı general Crassus tarafından bastırıldı. Plutarch (Crassus’un Hayatı, 11), Spartaküs’ün son saldırısında, Crassus’a doğru hamleye kalktığını ve onu öldürmesine ramak kaldığını belirtmektedir. ‘’O (Spartaküs), silahların ve yaralıların içinden geçti, onu (Crassus) elinden kaçırdı ancak birlikte ona saldıran iki bölük komutanını öldürdü.’’
Spartaküs öldürüldü, fakat eylemleri onu bir efsaneye dönüştürdü. Yenilginin ardından, adamlarının yaklaşık 5000’i kuzeye kaçtı, 6000’den fazlası çarmıha gerildi.
Vercingetorix
Julius Caesar’ın Galya’da yıllarca uyguladığı vahşetin ardından, Vercingetorix (takriben MÖ 82 ile MÖ 46) Galyalı kavimlerin Roma’ya karşı ya birlik olmak ya da bunu denerken ölmek zorunda oldukları kanısına vardı. Anayurdunun konseyini, Romalılara karşı savaşmak için ikna etmeye çalıştı; ancak sürgüne gönderildi. Kırsal kesimlere giderek, Gergovia’ya karşı kuvvet topladı ve iktidarı ele geçirdi.
Vincengetorix, MÖ 52 yılında, pek çok Romalıyı katlettiği ve bütün erzaklara el koyduğu Cenabun’u (günümüzde Orleans) aldı. Galyalı kavimlerin çoğu ona katılsa da, üst seviye de bir düzene sahip Roma ordusunun üstesinden gelebilecek durumda değillerdi. Vercingetorix, bu yüzden, Romalılarla her zaman üstün bir arazi konumundayken savaşma emri verdi. Bunun mümkün olmadığı durumlarda, ordusu geri çekilecek, bütün araziyi yakacak, arkalarında hiçbir şey bırakmayacak ve Romalıları ikmal malzemelrinden mahrum edeceklerdi.
Roma’ya karşı son çırpınışı Alesia kuşatması oldu. Vercingetorix, aman dilemek ve daha fazla Galyalının ölmesine engel olmak için Caesar’ın yanına gitti. Bazı Galyalı kavimlerin gitmesine izin verilse de, birçok asker köle yapıldı. Vercingetorix, Roma hapishanesinde altı yıl tutsak kaldı ve en sonunda idam edildi.
Boudicca
Boudicca (MS 33 ile MS 60), Doğu Britanyalı bir kavim olan Iceni’nin kraliçesiydi. Kral öldüğünde, Romalılar krallığı ele geçirmeye çalıştı. Iceni halkı kraliçelerine katılarak isyan çıkardı. Bazı komşu kabilelerin de onlara katılmasıyla birlikte, birçok Romalının katledilği Colchester şehrine karşı bir saldırı başlattılar.
Oradan Roma’nın Britanya’daki ticaret merkezi konumundaki Londra’ya yürüdüler ve her yeri yakıp küle çevirdiler. Cassius Dio (Tarih 62.7) Boudicca’nın korkunç intikamını şöyle tasvir eder;
‘’Birçok seçkin kadın çıplak halde asıldı, göğüsleri kesildi ve kurbanları sanki onları yiyorlarmış gibi göstermek için ağızlarına dikildi.’’
Boudicca’nın isyanı, Watling Sokağı Savaşı’nda, Romalı General Suetonius tarafından sonlandırıldı. Suetonius asi güçleri dar bir alana sıkıştırarak, Boudicca’nın sayısal üstünlüğünü etkisiz hale getirdi. Boudicca anayurdunda inzivaya çekildi ve zehir içerek hayatına son verdi.
I.Şapur
I.Şapur (MS 240 ile MS 270), Persli atalarının kaybettiği ve çoğunluğu Roma’nın kontrolü altında bulunan toprakları yeniden kazanmaya kararlı olan bir Sasani şahıydı. Şapur, Suriye’yi ve Roma tarafından kontrol edilen en büyük şehirlerden biri durumundaki başkenti Antakya’yı ele geçirdi. Romalılar karşısaldırıya geçip kaybedilen toprakların bir kısmını yeniden ele geçirdi. Bunu yaparken, diğer cepheleri açık bıraktılar.
İmparator Valerian, yanına askeri erkanını da alarak, Şapur’a bizzat anlaşma önerdi. Şapur hepsini tutsak aldı. Sasani kaynakları, Şapur’un atına binerken Valerian’ı binek taşı olarak kullandığını, sonra da öldürdüğünü iddia eder. Derisi samanla doldurulup halka bir ödül olarak sergilendi.
Her iki tarafın da güçleri hemen hemen eşit olduğu için, Şapur’un Roma’ya karşı yürüttüğü savaş sonuçsuz kaldı. Roma Valerian’ın öcünü alamadan takriben 270 yılında, Şapur hastalıktan öldü.
I.Alarik
I.Alarik (MS 370 ile MS 410), 395 yılında, eski Roma eyaleti Dacia’da (günümüzde Macaristan, Romanya ve Slovenya) kurulmuş güçlü bir kavim olan Vizigotların kralı olarak ilan edildi. Vizigotlar önceleri Roma’nın müttefikiydi, ancak bunun karşılığında Romalıların onlara sergilediği tavır onları konumlarını yeniden gözden geçirmeye zorladı. Alarik, Vizigotlara Roma’ya karşı önderlik etti ve yollarına çıkan pek çok şehri yağmaladılar. 408 yılında, bizzat Roma’yı kuşatma altına aldılar.
Romalılar, Alarik’e saldırmaya çalışsa da, ardından iki kuşatma daha yaşadılar. Üçüncü kuşatma esnasında birileri şehrin kapılarını açtı. 24 Ağustos 410 yılında, Vizigotlar Roma’yı talan etti. Bu bir şiddet gösterisi değildi; Vizigotlar sadece yağma peşindeydi.
Alarik, Romalıların çok güvendiği tahıl ikmalinin kaynağı durumundaki Afrika’yı işgal etme amacıyla güneydeki Calabria’ya doğru yürüyüşe geçti. Ancak aniden yakalandığı hastalık hayatının sonunu getirdi. Busento Nehri’nin bir kolunun yatağı değiştirldi. Alarik nehir yatağına gömüldü. Mezarını korumak için nehrin yatağı tekrar eski haline getirildi.
Attila (Hun)
Attila (MS 406 ile MS 453) Hun halkının hükümdarı olduğunda, Roma’nın Hunlara ödediği vergiyi iki katına çıkardı ve bir anlaşmadan daha çok zorbalığa benzeyen bir takım ek koşullar empoze etti. 447 yılında, Attila imparatorluğun doğu bölgesindeki bazı yerleri istila etti. Roma, Attila’nın yardımcılarından birine onu öldürmesi için rüşvet verdi. Bu komplo başarızlığa uğradı ve bunu hiç unutmayacak ve affetmeyecek olan Attila’yı çok kızdırdı.
Theodosius, MS 450 yılında ölünce Attila’ya bundan sonra Roma’dan tek bir peni bile alamayacağına dair haber ulaştırıldı. Attila, imparatorluğun batı kesimindeki birkaç şehri istila etti. Vizigotların desteğiyle, Romalı bir general olan Aetius, 451 yılında, Attila ile Chalons Muharebesi’nde (ya da Catalaunum Muharebesi) çatıştı. Her iki tarafında güçleri hemen hemen eşitti: Attila ve kuvvetleri oradan ayrılarak Roma’ya doğru yürüyüşe geçti.
Attila’nın beklenenden daha erken sonu iki yıl sonra oldu: Düğününü kutladıktan sonra kendi kanıyla boğulmuş bir halde ölü bulundu.
(http://www.milliyet.com.tr)
Kaynak: http://arkeokultur.com/roma-imparatorlugunun-en-azili-10-dusmani/
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >