Blog
Haz14
Romalılar İskoçya Boyunca Uzanan Duvara Korkunç Uyarılar Çizmişti
Yeni araştırmaya göre Antik Romalılar, İskoçya’daki isyancı kabileleri kendi sınırlarından ayırmak için inşa ettikleri duvara korkutucu uyarılar çizmek için kan kırmızı, parlak sarı ve beyaz boyalar kullandı.
Romalıların yaptığı Antonine Duvarı’nın, bir zamanlar parlak kırmızı, sarı ve beyaz uyarılarla boyanmış batı ucundaki Summerston mesafe levhası. C: Hunterian Museum/University of Glasgow
Çizilen bu uyarıların arasında, gagalarında kan bulunan Roma kartalları ve savaşı kazanmış Roma lejyonlarının düşmanlarının başı kesilmiş ölü bedenlerinin tasvirleri de vardı. Çizimler, İskoçya’da bulunan Roma surlarına oyulmuş taş levhalar üzerinde Latince yazıtların yanında bulunuyordu.
Glasgow Üniversitesi’nden Arkeolog Louisa Campbell, oymalı ve boyalı taş levhaların Antonine Duvarı’nın kuzeyindeki yerel kabilelere “Roma propagandası” amacı gütmüş olabileceğini söylüyor. Antonine Duvarı, MS 2. yüzyılda imparator Antoninus Pius döneminde, Roma lejyonları tarafından İskoçya’da inşa edilmişti.
Taş levhalar bugün gri görünse de Campbell’in araştırması bir zamanlar levhaların, kırmızı renginin kök boya ve kükürtlü arsenik olarak bilinen kırmızı bir mineralden, sarı renginin ise orpiman adlı mineralden, beyazın ise beyaz kurşundan elde edilen doğal ve parlak renklere boyandığını gösteriyor.
Romalı askerlerin pelerinleri gibi detayların özellikle kırmızıyla boyandığı ve kırmızının Roma İmparatorluğu’nun düşmanlarını bekleyen kanlı sonu temsil ettiği görünüyor. Campbell şöyle aktarıyor: “İkonografinin tasvir ettiği sahneler, Roma’nın gücünü ve kudretini oldukça çarpıcı bir şekilde gösteriyor.”
Campbell, Antonine Duvarı’na belli mesafelerle yerleştirilmiş taş levhaların, hem Roma ordularına ve ziyaretçilerine, hem de duvarın kuzeyinde yaşayan yerlilere bölgenin Roma hakimiyetinde olduğunu hatırlattığını söylüyor.
Campbell’a göre taş levhalar “Bölgenin yerli halkına Romalıların kendi otoritelerine kafa tutan hiçbir olaya müsamaha göstermeyeceklerini açık bir şekilde gösteren bir mesajdı.”
Uyarı taşları
Campbell, İmparator Hadrian döneminde MS 122’nin ardından yaklaşık 96 kilometre kadar güneyde inşa edilmiş Hadrian Duvarı’nın kuzeyindeki kontrolünü genişletmek için Roma ordusu tarafından inşa edilen bir sur olan Antonine Duvarı boyunca bilinen Roma “mesafe taşlarının” 19’unu inceledi.
Hadrian Duvarı (135 km) kadar uzun olmasa da, doğudan batıya, iki derin nehir ağzı arasından İskoçya’nın öteki ucuna kadar uzanan yaklaşık 64 kilometre uzunluğundaki Antonine Duvarı yine de önemliydi. İskoçya’nın iki uç tarafına, bugünkü Edinburgh şehrinin hemen kuzeyindeki Firth of Forth’dan, Glasgow’un sadece birkaç kilometre batısındaki Firth of Clyde’a kadar uzanıyordu.
Campbell’in araştırmasına Antonine Duvarı’nın en ünlü iki taşı da dahildi: 1694 civarlarında Glasgow yakınlarındaki bir çiftlikte bulunmuş Summerston levhası ve 1868’te Antonine Duvarı’nın doğu ucundaki Falkirk yerleşimi yakınlarında bulunmuş Bridgeness levhası.
Campbell, iki levhanın üzerine de Romalı süvarilerin yerli Kuzeyli kabilelere saldırdığı ürkütücü sahnelerin ve zaten yakalanmış ve bağlanmış olan kabilelerin korunduğu sahnelerin oyulduğunu söyledi.
Bridgeness levhası muharebenin ortasında başı kesik bir askeri de gösteriyordu. Campbell’in araştırması kesilen boynun iki ucunun da bir zamanlar kanı temsilen parlak kırmızıya boyandığını gösteriyor. Campbell, antik dönem sanatçılarının, Summerston levhası üzerine oyulmuş bir Roma kartalını da kan kırmızı boya ile renklendirmiş olabileceğini söylüyor.
Campbell şöyle diyor: “Roma ve lejyonlarının sembolü olan kartalın gagasındaki kırmızının da düşmanlarının etinden ziyafet çeken Roma’yı temsil ettiğini söyleyebilirim.”
Summerston levhasındaki Roma kartalı ayrıca mitolojik bir oğlağın üstünde duruyor. Campbell, taşı İmparator Antoninus Pius’a adayan Roma’daki İkinci Lejyon’un bu bölgedeki duvarı savunduğunu ve oğlağın onların sembolü olduğunu da ekliyor.
Roma’nın son sınırı
Güçlü propaganda mesajlarına rağmen, Antonine Duvarı, Roma’nın savunucuları tarafından, Marcus Aurelius’un imparator olduğu MS 161 yılına kadar ve kaybedilişinin ardından Septimius Severus saltanatı sırasında MS 208’den 211’e kadar birkaç yıl boyunca, Roma kontrolünde tutulabildi.
Arkeologlar, Romalıların neden imparatorluğun en kuzey sınırı olarak Antonine Duvarı’nı tutmayı başaramadıkları konusunda hemfikir değiller, ancak 3. yüzyılın başlarında Romalılar Antonine Duvarı’nı terk ettiler ve Hadrian Duvarı’na çekildiler.
Hadrian Duvarı boyunca hala birçok taş kalıntısı görülse bile toprak kalıntıları ve Antonine Duvarı’nın ahşap surlarından dolayı Antonine Duvarı’nın kalıntılarının çevredeki kırsal alandan ayırt edilmesi artık zor görünüyor.
Ancak yeni arkeolojik araştırmalar, bilim insanlarının antik duvarı haritalandırmasına yardımcı oluyor. Historic Environment Scotland(HES)’dan bir arkeolog olan Patricia Weeks yaptığı açıklamada, Antonine Duvarı’nın tamamı boyunca yerdeki neredeyse görünmez hale gelen izleri haritalamak için lazer ışığı kullanan lidar teknolojiyle bir araştırma yapıldığını söyledi.
Bu araştırmadan elde edilen veriler, İngiltere’deki Canterbury Christ Church Üniversitesi’nden bir arkeolog olan Nick Hannon tarafından Antonine Duvarı üzerine yapılan başka bir araştırmada kullanıldı. Weeks, attığı e-postada bu araştırmanın amacının duvardaki farklı yerleşimler arasındaki ilişkileri araştırmak ve ek küçük kaleler gibi göz ardı edilen unsurları tanımlamaya çalışmak olduğunu söyledi. İlk araştırmanın verileri ve arkeologlar tarafından yapılan diğer çalışmalar halka açıklanıyor. Antonine Duvarı’nı kalıntılarının detaylı 3D taramaları, Campbell tarafından incelenen bazı mesafe levhaları dahil, Sketchfab 3D adlı internet sitesinde HES tarafından halka açıklandı.
Weeks “Araştırma verileri ve 3D eser taramaları, aynı zamanda, duvarın yanındaki bir Roma kalesi hakkında eğitici bir oyuna ve Antonine Duvarı’nın interaktif bir gerçeklik turuna, bölgeye gelen ziyaretçilerin antik yapıları daha iyi anlamalarına ve görselleştirmelerine yardımcı olmak için dahil edildi.” dedi.
Live Science. 9 Mayıs 2018.
Kaynak: Arkeofili
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >