Blog

May11

Tibetliler Binlerce Yıl Önce Süt Ürünleri Tüketiyorlardı

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  BeslemeSütTibet PlatosuTibet SığırıYak



Tibetliler Binlerce Yıl Önce Süt Ürünleri Tüketiyorlardı

Araştırmacılar, Tibet ve Batı Qinghai’deki ekolojik olarak çeşitli 15 bölgeden 40 insanın diş taşında bulunan eski süt proteinlerini incelemek için paleoproteomik teknikler kullandı.

Elifnur Bingöl - www.arkeofili.com

Tibet Platosunda yaşayan eski toplumlar üzerine yapılan yeni araştırma, mandıracılığın düşünülenden çok daha erken başladığını gösteriyor.


Araştırmada incelenen en yüksek rakımdaki bireyin kalıntıları (yaklaşık MS 601-758). C: Li Tang ve Zujun Chen. 2023.

Tibet Platosunda yaşayan eski toplumlar üzerine yapılan yeni araştırma, mandıracılığın düşünülenden çok daha erken uygulandığını ve bölgenin zorlu çevre koşullarının uzun vadeli yerleşiminin anahtarı olabileceğini buldu.

Griffith Üniversitesi Avustralya İnsan Evrimi Araştırma Merkezi Yöneticisi Profesör Michael Petraglia, tarih öncesi toplumların Tibet Platosunun geniş ve tarımsal açıdan verimsiz yaylalarına nasıl uyum sağladığını araştırmak için kolları sıvayan uluslararası araştırma ekibinin bir parçasıydı.

Science Advancesdergisinde yayımlanan araştırma, mandıracılığının yayla platosunda yaklaşık 3.500 yıl önce başladığını ortaya koydu.

Araştırma ekibi, Max Planck İnsan Tarihi Bilimi Enstitüsü’nden Profesör Nicole Boivin ve doktora adayı Li Tang, Tibet Kültürel Kalıntıları Koruma Enstitüsü’nden Profesör Shargan Wangdue ve Sichuan Üniversitesi Arkeoloji Bilimleri Merkezi’nden Profesör Hongliang Lu öncülüğünde yönetildi.

Araştırmacılar mandıracılığın, ilk çobanların bölgenin geniş ve ekilebilir olmayan yaylalarına genişlemesini sağlayan ve Tibet Platosunu geniş çapta ve uzun vadede insan iskanına açan önemli bir kültürel uyum olduğunu keşfetti.

Tibetli çobanlar kış merasında tereyağı ve peynir yapmak için tibet sığırı sütünü (yak) yayıkta çalkalıyordu. C: Li Tang, 2023.

Profesör Petraglia, “Dünyanın en büyük ve en yüksek yerlerinden biri olan ve genellikle ‘üçüncü kutup’ olarak adlandırılan Tibet Platosunun ekstrem çevre koşulları, insanın hayatta kalması için ciddi zorluklar barındırıyor ve yeni uyum sağlama yöntemleri gerektiriyor.” diyor.

Platonun erken insan iskanının önünü açan biyolojik ve tarımsal adaptasyonların rolü bir süredir tartışılıyordu.

Li Tang, “Bunlar içinde Tibetlilerin daha az miktarda oksijeni daha verimli kullanmalarını sağlayan genetik adaptasyonlar var.” diyor.

“Ancak çobanlığın Tibet’in yerleşimine katkısı, özellikle tarihsel olarak Tibet beslenme biçiminin merkezinde yer alan mandıracılık daha az biliniyor.”

Dağlık arazi Tibet Platosundaki modern meralar. C: Li Tang, 2023.

Araştırmacılar, Tibet ve Batı Qinghai’deki ekolojik olarak çeşitli 15 bölgeden 40 insanın diş taşında bulunan eski süt proteinlerini incelemek için paleoproteomik teknikler kullandı.

Diş taşı, bireyler hakkında doğrudan geçmişteki beslenme biçimleriyle ilgili bilgi sağlar çünkü gıda proteinleri ve diğer maddeler oluşumu sırasında sertleşen matriste sıkışır. Bu matris, eski biyomoleküllerin süt gibi belirli gıdalardan uzun süreli korunmasını destekleyerek çürüme sürecini önlemeye yardımcı olabilir.

Bazı süt proteinlerinin amino asit dizilişlerinin incelenmesiyle, bu eski insanların süt kaynaklarını koyun, keçi ve muhtemelen sığır ve tibet sığırından aldıkları keşfedildi.

Bu makalede çalışılan örneklerin haritası. C: Michelle O’rei̇lly ve Dovydas Jurken

Süt proteini geri kazanım biçimleri araştırmacılara, deniz seviyesinden 3.700 metreden daha yüksek tarımsal açıdan verimsiz bölgelerde yaşayan insanlar için süt ürünlerinin önemini vurguladı.

Profesör Boivin, “Önceki araştırmalarda, dona dayanıklı arpa tarımının, Tibet Platosunun daha sürdürülebilir bir şekilde yerleşmesini sağlayan ve yaklaşık 3.600 yıl önce kalıcı iskanı kolaylaştıran önemli uyum stratejilerden biri olduğunu öne sürülmüştü.” diyor.

“Ancak bu bulgu, yalnızca platonun deniz seviyesinden 3.500 metrenin altında bulunan ekilebilir bölgelerinden toplanan verileri yansıtıyor.

“Bulgularımız, mandıracılığın Tibet Platosunun iç kısımlarına en az 3.500 yıl önce, tarihi kaynaklarda kaydedilenden 2.000 yıl daha erken bir tarihte, getirildiğini gösteriyor.”

Araştırmada incelenen en yüksek rakımdaki bireyin diş taşı (yaklaşık MS 601-758). C: Li Tang, 2023.

Bu zamanlama, iç platodaki en eski arkeolojik olarak tanımlanan evcilleştirilmiş geviş getiren hayvan kemikleriyle çakışıyor, bu da muhtemelen bölgeye çobancılık yayılır yayılmaz mandıracılığın da bölgede benimsendiğini gösteriyor.

Li Tang, “Antik toplumların bu tarımsal açıdan sıra dışı yaylalarda hayatta kalmak için yeterli yiyeceği nasıl elde ettiklerini anlamak, Tibet Platosunun arazi kullanımının yanı sıra uzun vadeli ekonomik ve demografik gelişimini anlamanın da anahtarı.” diyor.


Griffith University. 12 Nisan 2023.

Makale: Li Tang et al. (2023).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için