Blog
Trabzon’da Konuşulan Eski Yunan Lehçesi Yakında Yok Olabilir
Söz konusu dil, Yunanistan’ın antik çağlarda ve Orta Çağ’ın başlarında Karadeniz üzerinde bir varlığa sahip olduğu zamandan kalma yaşayan bir kalıntı.
www.arkeofili.com
Trabzon’un bazı bölgelerinde Yunan dilinin binlerce yıllık bir lehçesi bugüne kadar hayatta kaldı, ancak artık yok olma tehlikesi altında.
Trabzon’un bazı yerleri, Romeyka’nın konuşulduğu son alanlardan biri. C: Burcu/UnSplash
Her şeye rağmen, Yunan dilinin binlerce yıllık bir lehçesi 21. yüzyıla kadar hayatta kalmayı başardı. Ancak araştırmacılar artık bunun bu “dilsel altın madenini” yok olmaktan kurtarmak için son şans olabileceği konusunda uyarıyorlar.
Romeyka (Müslüman Pontuscası olarak da biliniyor), Trabzon’un Karadeniz kıyısındaki dağlık köylerde yaşayan sadece birkaç bin kişi tarafından konuşuluyor. Yazılı bir sistemi olmadığı için nesilden nesile sözlü olarak aktarılıyor.
Söz konusu dil, Yunanistan’ın antik çağlarda ve Orta Çağ’ın başlarında Karadeniz üzerinde bir varlığa sahip olduğu zamandan kalma yaşayan bir kalıntı. Bölge İslam’dan ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan giderek daha fazla etkilenmeye başlayınca çoğu insan en nihayetinde Türkçe konuşmaya yöneldi. Ancak Trabzon çevresindeki ıssız tepelerde, bazı Müslüman topluluklar arasında eski Yunancanın küçük parçaları yaşamayı başardı.
Cambridge Üniversitesi İspanyolca ve Tarihsel Dilbilim Profesörü Ioanna Sitaridou, “Küçük Asya’da İslam’a geçişe genellikle dilin Türkçeye geçişi eşlik ediyordu, ancak vadilerdeki topluluklar Romeyka’yı korudu. Ve Hıristiyan kalan Yunanca konuşan topluluklar, özellikle 19. ve 20. yüzyılın başlarında Yunanca yoğun eğitim nedeniyle modern Yunancaya yakınlaşırken, bazı arkaik özellikleri korudular.” diyor.
Romeyka, Modern Yunancadan bazı önemli farklılıklara sahip olmakla birlikte, kökleri doğrudan Hellenistik Dönem’de (MÖ 323 – MS 32) kullanılan arkaik Yunan diline kadar uzanan bazı özellikler taşıyor.
Profesör Ioanna Sitaridou (sağda) Trabzon’da 100 yaşında Romeyka konuşan biriyle birlikte. C: Ioanna Sitaridou
Romeyka’nın dilsel özelliklerinden biri de fiilin isim, sıfat veya zarf olarak kullanılabilen bir biçimi olan mastarların kullanılması. Örneğin, Modern Yunanca konuşan biri “Gitmek istiyorum” yerine “Gitmeyi istiyorum” der. Romeyka hariç, bugün kullanılan tüm Yunan lehçeleri ve türleri, eski Yunancada bulunan bu mastarı kullanmayı bıraktı. Bu ince bir fark gibi görünebilir, ancak örnek, Modern Yunancanın doğrudan atası olan Orta Çağ Yunancasının aksine, Romeyka’nın nasıl Hellenistik Yunancanın doğrudan atası olduğunu gösteriyor.
Profesör Sitaridou, “Romeyka, Modern Yunancanın kızı olmaktan ziyade kız kardeşi” diyor.
Profesör Sitaridou, son 16 yılını Romeyka’yı inceleyerek, dil hakkında daha derin bir anlayış kazanmayı ve potansiyel olarak onu unutulmaktan kurtarmayı umarak geçirdi. Bu sürenin bir kısmını anadili Romeyka olan kişilerle birlikte Trabzon bölgesinde yaşayarak geçti.
Dil yüzyıllardır varlığını sürdürmeyi başarsa da, yakında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağına dair korkular var. Trabzon’da bu dili konuşanların çoğu 65 yaşın üzerinde ve daha az sayıda genç bu dili öğreniyor, bu da dilin nesiller arası aktarımın bir sonraki turunda hayatta kalıp kalamayacağı konusunda belirsizliğe yol açıyor.
Romeyka aynı zamanda azınlık dillerinde sıklıkla olduğu gibi sosyo-kültürel damgalanmanın da kurbanı oluyor. Türk milliyetçiliği, Yunancanın ülke sınırları içerisinde konuşulmasının sonunu görmeyi tercih ediyor. Benzer şekilde, Yunanistan’daki muhafazakarlar Romeyka’yı ana dillerinin “kirlenmiş” bir formu olarak görüyorlar.
Sitaridou, dili yok olmaktan kurtarma çabasının bir parçası olarak, halkın Romeyka’nın konuşulduğu ses kayıtlarını yüklemesine olanak tanıyan yeni bir Kitle Kaynaklı Romeyka platformunu yayınladı.
Sitaridou, “Kitle kaynaklı konuşma, bu dili konuşanların nesli tükenmekte olan diller için konuşulan verilerden oluşan bir havuz oluşturmasına yardımcı olurken, araştırmacıların bu dilleri belgelemelerine olanak tanıyan, aynı zamanda bu kişilerin kendi dil miraslarını takdir etmeye motive eden yeni bir araç. Aynı zamanda, dillerinin kalıcı bir anıtını oluşturarak, kişilerin kendi dil topluluklarının dışındaki kişiler tarafından kimliklerinin tanınmasına yardımcı olabilir.” diyor.
IFL Science. 4 Nisan 2024.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >