Blog

May21

Yassıada ve Sivriada’nın Tarih Katliamı Raporu Yayımlandı

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  adalar savunmasıistanbulraporsivriadasuçtahribatyassıadayıkım



Yassıada ve Sivriada’nın Tarih Katliamı Raporu Yayımlandı

 

 

Yazan:  Tarih: 21 Mayıs 2016
 

Adalar Savunması, Yassıada ve Sivriada’nın imara açıldıktan sonra yaşadığı doğa ve tarih katliamını ayrıntılı biçimde incelediği bir rapor yayımladı. “Bir Doğa, Tarih ve Kültür Katliamı: Yassıada ve Sivriada” başlıklı raporda, adaların tarihçesi, doğası, hukuksal süreci, arkeolojik değeri ve son zamanlarda uğradığı katliam detaylı bir şekilde incelendi.

Yassıada 1. derece doğal sit ve 3. derece arkeolojik sit alanı, Sivriada 2. derece doğal sit ve 3. derece arkeolojik sit alanı. Bizans Dönemi’nde inziva ve sürgün yeri olarak kullanılan her iki adada birer manastır olduğu kalıntılardan ve antik kaynaklardan biliniyor. Yassıada’yı 19. yy ortalarında İngiliz elçisi Sir Henry Bulwer satın alındı ve şato yapıları, seralar, hizmet yapıları inşa ettirildi. Ada daha sonra Hidiv’lerin ailesi tarafından satın alındı. Ayrıca, adada 1960 İhtilali’nde Yassıada yargılamalarının yapıldığı spor salonunun da arasında bulunduğu tescilli yapılar bulunuyor.

2016 Mayıs tarihli raporda, “Bu büyük doğa ve kent yağmasına karşı tüm Türkiye’nin dikkatini çekmek ve bu büyük talanı durdurmak isteyen Adalılar’ın, İstanbullular’ın, kent ve yaşam savunucularının görüşlerini derleyen, Yassıada ve Sivriada’nın neden ıssız kalması gerektiğini bir kez daha gösteren raporumuzu Adalar ve İstanbul halkının ve tüm kamuoyunun değerlendirmesine sunuyoruz.” sözlerine yer verildi.

1998 yılında yapılan, çok kısa bir yüzey araştırması dışında ciddi bir araştırma yapılmadığı için olası Antik çağ veya Antik çağ öncesi kalıntıların bilinemediğinin altı çizilen raporda Yassıada’nın uğradığı tarihi tahribatlar şu şekilde özetlendi:

  • 13 Ağustos 2015 tarihinde Yassıada’da gerçekleştirdiğimiz tespit çalışmalarında, Spor salonunun batısında dozerler ve delicilerle kazı yapılarak teraslamalar yapıldığı, adanın muhtelif yerlerinde kazı yada dolgu yapılarak zeminde düzlemeler yapıldığı görülmüştür. Proje müdürü Selim Rıdvan Güngör, tüm bu uygulamaların sadece şantiyenin mobilizasyonu için yapıldığı, ancak kuzey kıyıda ana kayanın parçalanabilmesi için dinamit kullanılan bölümün proje kapsamındaki seyir terasının inşaa sürecinin bir parçası olduğu ifade etmiştir
  • Ada’da 20.yy’a ait binaların önemli bir kısmının yıkıldığı görülmüştür. Adanın tepesinde Bulwer’in 19. yy yapısı, yapının çevresine 20.yy’da eklenen birimler ve yer altı hücre planlı yapısı bir bütün oluşturduğundan 20.yy eklentilerinin yıkımı esnasında 19.yy yapısı ve Bizans dönemi hücreli yapı için de riskli durumlar ortaya çıktığı, Bulwer yapısının etrafında
    moloz yığınları oluştuğu belgelenmiştir. Ayrıca, hücre planlı yapının eki havalandırma bacalarından birinin üst örtünün bir bölümüyle birlikte çöktüğü belgelenmiştir. Hücreli yapının zemininde ise bir defineci kazısı çukuru tespit
    edilmiştir. Uzun yıllardır definecilerin uğrak yeri haline gelmiş adada şu an da definecilik faliyetlerine karşı gerekli tedbirler alınmadığı gözlenmiştir
  • Adadaki varlığı bilinen Bizans yapılarının 19. ve 20.yy’daki yapılaşma nedeniyle tamamen tespit edilemediği düşünülmektedir. Bu nedenle, 20. yy yapılarının yıkımı da olası bir arkeolojik bulguya karşı “müze deneti”minde yapılmalıdır. Ayrıca 20 yy. yapılarında dahi yeryer devşirme malzeme kullanımı gözlenmektedir. Dolayısıyla 20.yy yapılarının denetimsizce yıkılması sadece kendi dönemleri için değil aynı zamanda adanın Bizans dönemi için de ciddi bir veri kaybına neden olacaktır.

Raporun tamamına buradan ulaşılabilir.

Arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için