Blog
Yemek Pişirmek Bizi Nasıl İnsan Yaptı?
Yemek pişirmek, atalarımız için bir yaşam tarzı değişikliğinden çok daha fazlasına işaret ediyordu.
Begüm Bozoğlu - www.arkeofili.com
Bilim insanları, erken atalarımızın, Homo sapiens ortaya çıkmadan çok önce yemeklerini pişirmek için ateş kullandığını tahmin ediyor.
Yemekleri pişirmek, insanlık tarihinde önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor.
Ve yakın zamanda yapılan bir araştırma, bu ilkel pişirmenin bilinen en eski kanıtının ne olabileceğini buldu: 780.000 yıl öncesine ait kızarmış sazan balığı yemeğinin artıkları.
Yemek pişirmek, atalarımız için bir yaşam tarzı değişikliğinden çok daha fazlasına işaret ediyordu. Bize daha büyük beyin verip evrimimizi körüklemesinin dışında, daha sonrasında toplulukları bir araya getiren şölen ritüellerinin merkezi haline gelecekti.
Boulder’daki Colorado Üniversitesi’nde erken insan atalarının diyetlerini inceleyen bir antropolog olan Matt Sponheimer’ın belirttiğine göre, insan evriminin hikayesi, ne yediğimizin hikayesi gibi görünüyor.
“Nature Ecology and Evolution” dergisinde yayınlanan yeni çalışma, İsrail’deki eski bir gölün kıyısındaki sulak bir alan olan Gesher Benot Ya’akov’dan alınan materyallere dayanıyor.
Tel Aviv Üniversitesi’nden araştırmanın başyazarı Irit Zohar, bölgeden elde edilen eserlerin, dik yürüyen ilk insan türlerinden soyu tükenmiş Homo erectus topluluğuna ev sahipliği yaptığını gösterdiğini öne sürüyor.
Kazıları yöneten Kudüs İbrani Üniversitesi’nden arkeolog Naama Goren-Inbar, bölgede yıllarca süren “çamurda kazma” çalışmaları sırasında, araştırmacıların balık kalıntılarını, özellikle de dişleri incelediklerini söylüyor.
Bu kalıntıların birçoğu birkaç büyük sazan türündendi ve araştırmacıların aynı zamanda ateş belirtileri de buldukları alandaki belirli noktalar etrafında kümelenmişlerdi.
Testler, dişlerin aşırı derecede sıcak olmasa da belli ölçüde sıcağa maruz kaldığını ortaya çıkardı. Zohar’ın açıkladığına göre bu durum, balığın ateşe atılmak yerine düşük ısıda ve yavaş pişirildiğini gösteriyor.
Tüm bu kanıtlarla birlikte yazarlar, bu insan kuzenlerinin, çeyrek milyon yıldan fazla bir süre önce yemek pişirmek için ateşten yararlandıkları sonucuna vardılar. Bu, Taş Devri insanlarının Güney Afrika’da kömürleşmiş kökler yediğini gösteren en eski yemek pişirme kanıtından çok daha erken bir tarih.
Araştırmacılar -çoğu meslektaşları gibi- fiziksel kanıt bulmak zor olsa da yemek pişirmenin bundan çok önce başladığına inanıyor.
Tel Aviv Üniversitesi’nden çalışma yazarı Israel Hershkovitz, yakın gelecekte daha da erken bir örneğin bulunacağından emin olduğunu söylüyor.
Yemek pişirmek için ateşi kullanmak, bir ölçüde insan evrimi için önemli bir adımdı.
Çalışmaya dahil olmayan George Washington Üniversitesi’nden bir arkeolog olan David Braun, yemek pişirmenin vücudun sindirimini ve besin alımını kolaylaştırdığını söylüyor. Böylece, ilk insanlar yemek yapmayı öğrendiklerinde, daha büyük beyinleri beslemek için kullanabilecekleri daha fazla enerjiye erişebilmişlerdi.
Bilim insanları, insan atalarının beyinlerinin ve bedenlerinin nasıl geliştiğine dayanarak, yemek pişirme becerilerinin yaklaşık 2 milyon yıl önce ortaya çıkmış olması gerektiğini tahmin ediyorlar. Braun’un söylediğine göre, “Eğer çiğ beslenmeye devam etseydik, büyük bedenli primatlar olarak bugüne ulaşmamız çok zor olurdu.”
İlk pişirilen yemekler, günümüzün yemeklerinden çok farklıydı. Ve aradan geçen uzun yıllar içinde, insanlar sadece enerji için değil, toplum için de yemeye başladılar.
2010 yılında yapılanbir çalışmada, araştırmacılar, 12.000 yıl önce İsrail’deki bir mağarada insanları bir araya getiren özel olarak hazırlanmış bir ziyafetin en eski kanıtını tanımladılar.
Çalışmayı yöneten Connecticut Üniversitesi’nden antropolog Natalie Munro, mezar alanı olarak hizmet veren mağaranın, topluluğu için bir şaman gibi görünen özel bir kadının kalıntılarını içerdiğini söylüyor.
Görünüşe göre halkı onun ölümünü onurlandırmak için bir ziyafet vermişti. Munro ve ekibi alanda çok sayıda hayvan kalıntısı da buldu; doyurucu bir ziyafet yaratmak için yeterli sayıda kaplumbağa ve vahşi sığır dahil.
Munro, bu “ilk şölen”in, avcı toplayıcıların daha kalıcı yaşam koşullarına yerleşmeye başlamasıyla birlikte, insanlık tarihindeki bir başka önemli geçiş noktasından geldiğini söylüyor. Özel yemekler için bir araya gelmek, topluluk oluşturmanın ve gerilimleri yumuşatmanın bir yolu olabilirdi.
Ve tipik bir ziyafet artık mezar mağaralarında kaplumbağa eti yemeyi içermese de Munro, modern toplanmalarda da bilgi alışverişi, bağlantı kurma, statü için rekabet etme gibi hala aynı rollerin gerçekleştiğini gördüğünü söylüyor. “Bu, özünde insan olan bir şey ve bunun ilk kanıtını görmek heyecan verici.”
AP News. 21 Kasım 2022.
Makale: Zohar, I., Alperson-Afil, N., Goren-Inbar, N.et al.(2022).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >