Blog

Williams, Arizona’daki müze, şimdiye kadar bulunan en büyüklerden biri de dahil olmak üzere binlerce fosilleşmiş dışkıya ev sahipliği yapmasıyla övünüyor.

Müzenin kurucusu George Frandsen, müzelerde koprolit (fosilleşmiş dışkı) temsilinin göze çarpan eksikliğinin kendisini motive ettiğini söylüyor.

Kaka Müzesi (Poozeum) ilk olarak 2014 yılında sanal bir kaynak merkezi olarak kuruldu ancak geçen ay kapılarını kalıcı bir konumda açtı.

Çocukluğunda zaten fosillere hayran olan biri olan Frandsen’in koprolit avcılığına girişimi, gençliğinde Utah’taki bir kaya ve fosil dükkanında bunlardan birini ilk kez görmesiyle ortaya çıktı.

“Bir anda bunu hem komik hem de büyüleyici buldum” diyen Frandsen, bunun da onlar hakkında öğrenebileceği her şeyi öğrenmeye yönelik merakını ateşlediğini söylüyor.

Bilinen en büyük yırtıcı koproliti, 67,5 cm boyunda. C: Poozeum

Koleksiyoncu, Guinness Dünya Rekorları’na verdiği bir röportajda, bu fosillerin eski canlıların hayatlarına giren “tarihöncesi zaman kapsülleri” olduğunu fark ettiğini belirtiyor.

Frandsen, koprolit koleksiyonunun resmi sayısının 1.277 olduğu 2015 yılından bu yana rekoru elinde tutuyor. Aradan geçen yaklaşık on yıl sonra koleksiyonu 8.000 parçadan oluşuyor ve bunlar dinozor koprolitlerini de içeriyor.

Sergilenenlerin eksikliğini fark eden Frandsen, gezici bir sergi oluşturdu ve bunu ülke çapındaki müzelere bağışladı. Frandsen, geçici sergilerin “coşkulu bir tepkiyle” karşılandığını ve sergilenebilecekleri özel bir alana duyulan ihtiyacın altını çizdiğini söylüyor.

“Bu farkındalık, koleksiyon için kalıcı bir yuva kurma kararlılığımı ateşledi ve Kaka Müzesi vizyonumun tam anlamıyla gerçekleşmesine ve herkes tarafından takdir edilmesine olanak sağladı.”

Sanatçının Barnum adlı dışkının ortaya çıkışına dair yorumu. C: James Hilston

Bu yılın başlarında 45 yaşındaki Frandsen, kaka müzesi açma hayalinin meyvelerini verdiğini görmek için 14 yıldır çalıştığı sağlık şirketindeki işinden ayrıldı. Yıllar boyunca örnekleri biriktiren Frandsen, şimdi “dünyanın en inanılmaz parçalarını” bulmaya odaklanıyor.

Fosilleşmiş dışkılar arasında etoburlara ait bulunan en büyük koprolit olan 67,5 cm boyuyla “Barnum” yer alıyor.

Frandsen, Kaka Müzesinin “türünün tek örneği” olduğunu ve mali kısıtlamaların hiç kimsenin içerideki tecrübeyi deneyimlemesini engellememesi gerektiğine inandığı için ücretsiz olduğunu söylüyor.

“Başlangıçta birçok kişi Kaka Müzesini ilk duyduğunda ‘iğrenç’ bir yüzle veya kahkahayla tepki veriyor, koleksiyona tanık olduktan sonra tepkileri şoka dönüşüyor.”

BBC News. 2 Haziran 2024.

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >