Blog
Yeni Keşfedilen Yırtıcı, Kutup Ayısından Daha Büyük
Yeni Keşfedilen Yırtıcı, Kutup Ayısından Daha Büyük
Yaklaşık 22 milyon yıl önce Afrika ormanlarına hükmeden bu avcı, su aygırı ve fil gibi hayvanların atalarıyla besleniyordu.
Bir avuç gizemli fosil, onlarca yıl boyunca çalışılmadan Kenya’daki Nairobi Ulusal Müzesi’ndeki bir çekmecede güvenle saklandı. Ancak şimdi, antik kalıntılara yapılan analizler, bu fosillerin bir kutup ayısından daha büyük, dev bir et yiyici memeliye ait olduklarını ortaya koydu.
Yeni tanımlanan bu tür, Simbakubwa kutokaafrika olarak adlandırıldı. Bu güçlü yırtıcı, yaklaşık 22 milyon yıl önce dünya üzerinde dolaşıyordu.
Simbakubwa, Swahili dilinde “büyük aslan” anlamına gelse de, bu dev yaratık aslında büyük bir kedi değildi.
Bu yaratıklar, hyaenodont adı verilen soyu tükenmiş bir grup memelinin bilinen en eski üyesiydi. Bu memeli grubuna verilen Hyaenodont ismi, her ne kadar ilişkisiz olsalar da, bu hayvanların dişleri sırtlanlara (ing. Hyena) benzediği için verilmişti.
Söz konusu keşif, aynı Afrika ekosistemindeki besin zincirinin zirvesine yakın olan bu büyük et yiyici grup için evrimsel noktalardan bazılarının birbirine bağlanmasına yardımcı oluyor. Ayrıca fosil, bu yırtıcıların nihayetinde neden hayatta kalamadıklarının daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilir.
Evrimsel bir biyolog ve omurgalı paleontologu Jack Tseng, “Bu az bilinen diğer etçil avcıları gün yüzüne çıkarmamız bizim için iyi bir fırsat. Aslanlar, sırtlanlar, kurtlar gibi çok aşina olduğumuz modern yırtıcıların öncüllerinin evrimleşinden önce, avcıların küresel dünyasında esasen bu hyaenodontlar egemendi.” diyor.
Birçok kesici diş
Paleontolog Matthew Borths 2013 yılında Nairobi müzesinde hyaenodontlar konusundaki teziyle ilgili araştırma yaptı ve örneklere bakıp bakamayacağını bir küratöre sordu. Orada, “sırtlan” olarak etiketlenmiş bir koleksiyonun parçası olan bir kabinde sıradışı fosiller buldu.
Fosiller, 1978 ve 1980 yılları arasında Kenya’nın batısındaki Meswa Köprüsü adındaki bir alanda bulunmuştu. Borths daha sonra, Tanzanya’da sadece birkaç milyon yıl daha eski olan önemli bir fosil alanı keşfeden Ohio Üniversitesi paleontoloğu Nancy Stevens’a ulaştı. Stevens, Borths’a Nairobi’de çalışırken aynı çekmeceyi açtığını ve o fosillerin içeriğini merak ettiğini söylediğinde kaderleri birleşti.
Stevens daha sonra Borths’tan laboratuvarına doktora sonrası araştırmacı olarak katılmasını istedi ve ikisi birlikte 2017 yılında Nairobi Ulusal Müzesi’ne geri döndü, hayvanın çenesinin yanı sıra iskelet, kafatası, dişler ve kemik parçalarının çoğunu içeren örnekleri analiz etmeye ve açıklamaya başladılar.
Etçil hayvanlar avlarını yakalamaya yardımcı olan ön köpek dişleri ile sıkça tanımlanırlar ancak arka dişleri de önemlidir.
Kediler, köpekler, rakunlar, kurtlar ve ayılar dahil olmak üzere tüm modern etçiller, bir çift et dilimleyici dişlere sahiptir. Ancak Hyaenodonların üç çifti vardı.
Dişler, araştırmacıların soyu tükenmiş bir türün tam resmini kavrayabilmesi için kilit öneme sahipti. Çalışmak için korunmuş dişlere sahip olmayan Borths, “Yapbozun farklı yönlerinden parçalara sahip olmak gibi, ayrıca parçaları birbirine bağlayacak hiçbir şey yok.” diyor.
“Simbakubwa, etrafta dolaşmakta olan bu malzemenin birçoğunu birleştirmek için diş bilgisini, biraz kafatası bilgisini ve biraz iskelet bilgisini bir araya getiriyor.”
Adapte ol ya da öl
Araştırmanın hedeflerinden biri de Simbakubwa’nın soy ağacındaki yerini bulmak.
Borths, “Bu hayvanlar arasındaki ilişkileri çözdükten sonra, bu canlıların ortak atalarının ne kadar büyük olduğunu düşünüyorsunuz, bu teorik ortak ataların hayatta olabileceği dünya nasıldı? Bu büyük evrimsel değişimlerin iklim değişikliği ve kıta kayması gibi diğer değişikliklerle nasıl eşleştiğini anlamak için verilerle biraz deney yapabilirsiniz.”
Afrika 20 milyon yıl önce Avrasya’ya yaklaştığında hayvanlar kıtalar arasında karışmaya başladı ve bu ekolojik bir değişim yarattı. Kıtalar değiştikçe ve doğu Afrika yarığı yükselmeye başladığında, okyanus akıntıları da değişti.
“Bu parçaların hepsi, farklı grupların nasıl uyum sağladığı konusunda gerçekten büyüleyici doğal deneylerdi.”
Büyük ve lider olmasına rağmen Simbakubwa bunu başaramadı ve hatta akrabalarının bile yaklaşık beş milyon yıl önce Miyosen dönemde nesli tükendi. Ama neden?
Bu hayvan, başarısızlık için yaratılmamıştı ve hyaenodontlar Afrika’da evrimleştikten ve Asya ve Avrupa’ya yayıldıktan sonra uzun bir süre daha hayatta kalmıştı.
Ancak bir hiper-etobur olarak (kalorisinin %70’inden fazlasını etten sağlayan hayvan), bu avcı büyük olasılıkla hızlı çevresel değişimin bir zayiatı olmuştu.
Borths, “Aslanlar, sırtlanlar, kaplanlar ve kurtlar gibi modern hiper-etoburlar, en çok nesli tükenmekte olan memeliler arasında ve bunun nedeninin bir kısmı çevresel bozulmaya karşı çok hassas olmaları.” diyor.
Hiper-etoburlar popülasyonları diğer organizmalara kıyasla nispeten küçük olduğundan, gıda zinciri kararsızlaşmaya başladığında en çok zarar görenler oluyor.
National Geographic. 18 Nisan 2019.
Arkeofili
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >