Blog
Antik DNA’ya Göre Roma Sonrası Elitler Genetik Olarak Çeşitliydi
Araştırma ekibi, 6. ila 8. yüzyıllar arasında İtalya’nın Collegno kentinde bir mezarlığı kullanan topluluğa ışık tutmak için paleogenomik, arkeolojik ve izotop verilerini birleştirdi.
www.arkeofili.com
Antik DNA, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünün ardından kırsal toplulukların gelişimi ve sosyal yapıları hakkında yeni bilgiler sunuyor.
Collegno, mezar 143. Gümüş ve pirinç kakmalı demir kemer elemanları. C: Caterina Giostra
Stony Brook Üniversitesi’nden Krishna R. Veeramah liderliğindeki uluslararası bir araştırma ekibi tarafından gerçekleştirilen Antik DNA çalışması, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünün ardından Avrupa’daki kırsal toplulukların gelişimi ve sosyal yapıları hakkında yeni bilgiler sunuyor.
Yeni yayımlanan bulgular, erken Orta Çağ elitlerinin, yani daha yüksek sosyal statüye sahip olanların, başlangıçta farklı genetik kökenlere sahip birden fazla aileden oluştuğunu öne sürüyor. Ancak zamanla bu aileler birbirleriyle evlendi ve yerel topluluklar da çeşitli sosyal ve kültürel geçmişlere sahip genetik olarak çeşitli yeni gelenleri entegre etti.
Araştırma ekibi, 6. ila 8. yüzyıllar arasında İtalya’nın Collegno kentinde bir mezarlığı kullanan topluluğa ışık tutmak için paleogenomik, arkeolojik ve izotop verilerini birleştirdi. Araştırmacılar, mezarlıktan 28 bireyin genomlarını diziledi ve analiz etti ve daha önce yayımlanmış 24 genomdan elde edilen verileri de dahil ettiler. Ayrıca bireylerin sosyal hareketlilik, mezar düzenleri ve diyet kalıplarını incelediler.
“Roma İmparatorluğu çöktüğünde, yeni toplulukların nasıl oluştuğuna dair çok fazla bilgiye sahip değildik, fakat bu toplulukların birçoğu modern Avrupa ülkelerinin temeli olacaktı” diye açıklıyor, Ekoloji ve Evrim Bölümü’nde Doçent ve evrimsel genomik çalışmaları yürüten Veeramah.
“Çalışmamız, bu elitlerin genetik olarak şaşırtıcı derecede çeşitli olduğunu ve Orta Çağ döneminde yeni Avrupa topluluklarını oluşturma sürecinde, farklı genetik kökenlere sahip ailelerin bir araya gelerek yönetici grupları oluşturduğunu ortaya koyuyor.”
“2018’de, Collegno ve Macaristan’ın modern bir köyü olan Szólád arasındaki genetik ve kültürel benzerlikleri gösteren bir makale yayımlamıştık ve her iki bölgedeki bireyler arasında kuzey Avrupa kökenine sahip olanlar arasında önemli bir uyum olduğunu göstermiştik” diye ekliyor, Institute for Advanced Study’den Patrick Geary.
“Yeni çalışmamız, İtalya’daki bu topluluğun bir yüzyıl boyunca nasıl dönüştüğünü takip ediyor ve yeni grupların mevcut sakinlerle nasıl birleştiğini gösteriyor.”
Araştırmacılar, Collegno topluluğunun başlangıçta, muhtemelen birkaç elit aileden gelen yakından ilişkili bireyler ağı tarafından kurulduğunu ve organize edildiğini keşfettiler. Ancak zamanla, bu aileler en az beş nesli kapsayan geniş bir soy haline geldi.
Veeramah ve meslektaşları, bu soydan gelen bireylerin, daha zengin diyetleri ve gömüldükleri silahlar ve ayrıntılı kemerler gibi muhtemelen daha pahalıya mal edilen eşyalar göz önüne alındığında, toplumda daha yüksek bir sosyal statüye sahip olduklarına inanıyorlar.
Bulgular ayrıca, Collegno topluluğunun başlangıçta bu elit aileler tarafından kurulmuş olmasına rağmen, çoğunluğunu kuzey Avrupa’dan gelen bireylerin oluşturduğunu ve topluluğun daha sonra çevredeki yerel halk da dahil olmak üzere farklı kökenlerden ve genetik geçmişlerden bireyleri içine alarak bütünleştirdiğini gösteriyor.
Stony Brook University. 23 Ağustos 2024.
Makale: Tian, Y., Koncz, I., Defant, S., Giostra, C., Vyas, D. N., Soltysiak, A., … & Veeramah, K. R. (2024).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >