Blog
Antik Dünyanın Törensel Kapları: Riton Nedir?
Özellikle Yunan, Pers ve Roma kültürlerinde yaygın olarak kullanılan bu kaplar, törenlerde içki sunmak ve “libasyon” yani tanrılara sıvı sunu yapmak için kullanılıyordu.
Begüm Bozoğlu - www.arkeofili.com
Riton (“rhyton”), antik dünyada, genellikle törensel amaçlar için kullanılan, konik formda içki kaplarına verilen isimdi.
Dağ keçisi formundaki bu riton, lapis lazuli ve altından yapılmış. Akhamenid dönemine, yaklaşık MÖ 6.-5. yüzyıllara tarihlenen eser, İran’da bulundu ve günümüzde İsviçre’deki Abegg-Stiftung Müzesi’nde sergileniyor.
Özellikle Yunan, Pers ve Roma kültürlerinde yaygın olarak kullanılan bu kaplar, törenlerde içki sunmak ve “libasyon” yani tanrılara sıvı sunu yapmak için kullanılıyordu. Latince libare fiilinden türeyen libasyon, bayramlarda veya dini ritüellerde kurban töreni kapsamında şarap, su, kan gibi sıvıların yere dökülerek tanrılara sunulması anlamına geliyor.
Ritonların kökeni
Riton kelimesi, eski Yunanca’da “akmak” anlamına gelen ῥυτόν (rhy̆tón veya rhŭtón) kelimesinden geliyor. Genellikle hayvan başı şeklinde ve konik formda tasarımları bulunuyor.
Solda: Afganistan’da bulunan ve Sasani kültürüne ait bu gümüş riton MS 600’lü yıllara tarihleniyor ve Cleveland Sanat Müzesi’nde sergileniyor. Sağda: Vahşi kedi formunda, Partlardan kalma bu gümüş riton ise MÖ 1. yüzyıla tarihleniyor. Metropolitan Sanat Müzesi’nde sergileniyor.
Aslında hayvan biçimli kapların pişmiş topraktan yapılmış örnekleri Anadolu’da uzun bir geçmişe sahip. Bunların en eski örnekleri, Neolitik ve Erken Kalkolitik döneme tarihlenen Hacılar VI., Höyücek Tapınak Dönemi ve Kuruçay’ın I. Tabakalarında bulundu. Eski çağlarda yönetici sınıfının katıldığı dinsel törenlerin önemli bir yer tuttuğu, hayvan formundaki kapların kült amaçlı kullanıldıkları, değerli madenlerden yapılan varyasyonlarının ise armağan olarak sunuldukları biliniyor.
Ritonlar, MÖ 2. binyıldan itibaren, Persler gibi Yakın Doğu ve Ortadoğu’da ve çevresinde farklı dilleri ve dil gruplarını konuşan uygarlıkların kalıntıları arasında yer alıyor. Genellikle hayvan başı veya boynuzu formunda ve çok süslü olabilen ritonların, değerli metaller ve taşlarla birleştirildiği örnekleri de bulunuyor.
Ritonlar, “takuk” olarak adlandırıldıkları Pers kültüründe çok yaygındı. Yunanların Perslere karşı kazandığı zaferden sonra, çok sayıda gümüş ve altınla beraber riton da dahil olmak üzere diğer lüks eşyalar Atina’ya getirildiğinde, Pers ritonlarının Yunan sanatçılar tarafından taklit edildiği düşünülüyor.
Tasarımı ve yapısı
Ritonların yapısı üçe ayrılabilir: konik veya silindirik, boynuz formunda ve testi formunda. Ritonların şekli, ritonların yapımında örnek alınan hayvanın türüne ve hayvan vücudunun kaba bağlanma şekline bağlı.
Pişmiş topraktan yapılmış inek başı formundaki bu riton, Attika bölgesinde bulundu ve MÖ 460’lı yıllara tarihleniyor. Günümüzde Metropolitan Sanat Müzesi’nde sergileniyor.
Ritonların en dikkat çekici özelliklerinden biri, farklı malzemeler kullanılarak yapılan detaylı ve simgesel tasarımları. Ritonların yapımında en sık kullanılan malzeme, pişmiş toprak olsa da altın, gümüş, bronz, fildişi veya değerli taşlardan yapılmış örnekler de mevcut.
Ritonların tasarımları, döneminin sanat anlayışını ve dini inanışlarını yansıtıyor. Her bir riton, mitolojik hikayeleri, tanrıları, kahramanları veya doğal dünyanın unsurlarını betimleyebilir. Bu tasarımlar, o dönem insanlarının inançlarını, değerlerini ve estetik zevklerini anlamamıza yardımcı oluyor.
Kültürel ve törensel kullanım
Ritonlar, antik dünyada içki içmekten ziyade dini ve törensel amaçlar için kullanılıyordu. Ziyafetlerde ve kutsal ayinlerde önemli bir rol oynayan bu kaplar, özellikle Pers ve Yunan kültürlerinde, tanrılara adak olarak sıvı sunuların bir parçası olarak kullanılıyordu.
Hititlerden kalma boğa formundaki bu gümüş riton, yaklaşık MÖ 14.-13. yüzyıllara tarihleniyor ve Metropolitan Sanat Müzesi’nde sergileniyor.
Dönemin sanatsal beceri ve yaratıcılığını sergileyen ritonlara sıvı, kabın arkasındaki boşluktan konulur ve kabın önündeki genellikle hayvanın burnunda yer alan delikten akardı.
Ritonlar, arkeologlar ve tarihçiler için paha biçilemez bilgi kaynakları. Her bir riton, ait oldukları dönemlerin sosyal ve ekonomik yapısına dair ipuçları içeriyor. Ritonların kültürel ve törensel kullanımı, antik dünyanın karmaşık sosyal ve dini yapısını anlamamıza yardımcı oluyor. Bu eşsiz objeler, o dönemin inançları, gelenekleri ve sanat anlayışı hakkında önemli bilgiler sunarken, aynı zamanda tarih öncesi toplulukların günlük yaşamlarına ve dünya görüşlerini anlayabilmemiz için bir pencere açıyor.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >