Blog
Antik İskitler’in Kültürel Kökleri Sibirya’ya Dayanıyor!
Güney Sibirya’da yaklaşık 2.800 yıllık bir kurganda bulunan en az bir insan ve 18 atın kalıntıları, orada gömülen bir kral ya da diğer bir seçkin kişi için yapılan İskit tarzı bir kurban törenine ait olabilir.
Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com
Sibirya’da ortaya çıkarılan ve kurbanların gömülü olduğu 2.800 yıllık kurgan, İskit mezarlarına son derecede benziyor!
Kurganda, bazıları hala ağızlarında gemlerle on sekiz at bulundu. C: Trevor Wallace
Yaklaşık 2.500 yıl önce Orta Asya ve Doğu Avrupa’da yaşayan atlı İskit çobanları ve savaşçılarının, birkaç bin kilometre doğudaki Sibirya’da kültürel köklere sahip olabileceğini öne süren yeni bir çalışma yayımlandı.
Güney Sibirya’da yaklaşık 2.800 yıllık bir kurganda bulunan en az bir insan ve 18 atın kalıntıları, orada gömülen bir kral ya da diğer bir seçkin kişi için yapılan İskit tarzı bir kurban törenine ait olabilir. At iskeletlerinin bazılarının dişlerinin arasında hala gem parçaları vardı; büyük ihtimalle kurban edilen bir kadının kalıntıları da bulundu.
Söz konusu kurgan, Tunç ve Demir çağları arasındaki geçişe tarihleniyor ve İskit cenaze uygulamalarını gösteren türünün bilinen en eski örneklerinden biri.
Tunnug 1 olarak bilinen bu kurganda bulunan eserler arasında, stilize hayvan figürleriyle süslenmiş iki bronz kemer tokası, at binme donanımları ve metal ile kemik ok uçları yer alıyor.
Güney Sibirya’da bulunan İskit benzeri kurganın MÖ dokuzuncu yüzyılın sonlarına tarihlendiği ortaya çıktı. Bu da onu türünün şimdiye kadar bulunan en eskilerinden biri haline getiriyor. C: Trevor Wallace
Almanya’daki Max Planck Jeoantropoloji Enstitüsü’nden Gino Caspari, Tunnug 1’deki insanların kimliği belirlenemeyen bir çoban topluluğuna ait olduğunu söylüyor. “Bu erken döneme ait mezarda bulunan kültürel özellikler, daha batıda yaşayan İskit kültürü için kilit unsurlar haline geldi.”
Araştırmacılar, bu bulguların, Sibirya’daki atlı insanların birkaç yüz yıl içinde Asya’nın büyük bir kısmında batıya doğru yol aldığını ve bu süreçte İskitlerin sanatsal ve ölü gömme uygulamalarını etkilediğini öne sürüyorlar.
İskitler, at yetiştirme, hayvan sanatı ve ritüel kurban etme gibi canlı bir kültüre sahip olsalar da, kendilerine dair yazılı kayıt bırakmadılar. Bunun yerine, mirasları, MÖ 5. yüzyılda “İskit kraliyet ailesi” için ayrıntılı kurban cenaze ritüelleri hakkında yazan Yunan tarihçi Herodotos (yaklaşık MÖ 484-420) gibi, öncelikle onlarla karşılaşan insanlar tarafından tanımlandı.
At kemikleri kümeleri arasından buluntular.
Sibirya’daki keşifler, Yunan tarihçi Herodotos tarafından Avrasya’da ölen İskit kralları için yapılan cenaze ritüelinin kalıntılarını temsil ediyor olabilir.
Herodotos’un yazılı anlatımına göre, ölen kralın 50 hizmetkarı ve 50 at kurban edilirdi. Öldürüldükten sonra atlar temizlenir ve doldurulurdu. Hem kurban edilen insanlar hem de atlar, hükümdarın kurganının üstüne dikilen kazıklarla sabitlenir ve böylece bir grup “hayalet binici” yaratılırdı.
Herodotos ayrıca İskitlerin düşman bir grup tarafından kovulduktan sonra Orta Asya’dan batıya göç ettiğini yazmıştı, ancak diğer çağdaş yazarlar atlıların kökenleri hakkında farklı açıklamalarda bulunmuştu. Modern genetik çalışmalar, MÖ birinci binyıldaki İskitlerin Sibirya, Doğu Asya ve Avrasya kökenli çeşitli bir kültürel grup olduğunu gösterdi. Ancak bu grupların İskit kültürünü oluşturmak için nasıl ve nerede bir araya geldiklerinin tam hikayesi hâlâ tartışılıyor.
Sibirya’daki sit alanında kemiklerin iyi korunmamış olması, kurganın üst yüzeyinde bulunan insan ve at sayısının tam olarak tespit edilmesini engelliyor. Ancak Caspari, Tunnug 1’de bulunan huş ağacı kazıkları ile kemik ve eser kalıntılarının, hayalet biniciler senaryosuyla uyumlu olduğunu söylüyor.
Caspari, “Benzersiz bir kültürel olgunun en eski kanıtlarından birini ortaya çıkarmak bir ayrıcalık ve çocukluk hayalimin gerçekleştiği anlamına geliyor” diyor.
Science News. 8 Ekim 2024.
Makale: Sadykov, T., et al. 2024.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >