Blog

Eyl2

Antik Mısır Mumyasında Kullanılan Merhemler Yeniden Yaratıldı

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik MısırKokuMerhemMumyaParfüm



Antik Mısır Mumyasında Kullanılan Merhemler Yeniden Yaratıldı

Müze ziyaretçileri, soylu kadın Senetnay’in mumyaladığı yağlar, reçineler ve balmumu kokularıyla MÖ 1450’ye geri götürülecek.

www.arkeofili.com

Bir araştırma ekibi, 3.500 yıl önce önemli bir Mısırlı kadının mumyalanmasında kullanılan kokulardan birini yeniden yarattı.


Antik Mısırlı soylu kadın Senetnay’in mumyasından kanopik kavanoz. Araştırmacılar kavanozlardaki kalıntıları analiz ederek merhemleri yeniden yarattı. C: Museum August Kestner, Hannover/Christian Tepper

Müze ziyaretçileri, soylu kadın Senetnay’in mumyaladığı yağlar, reçineler ve balmumu kokularıyla MÖ 1450’ye geri götürülecek.

Araştırmacıların eski bir Mısırlı soylu kadının mumyalanmasında kullanılan merhemlerin kokusunu tanımlayıp yeniden yaratmasının ardından, müzeye gidenler bir nefeste 3.500 yıl öncesine gidecek.

Mumyalama, bandaj ve kavanozlardan oluşan sahneleri akla getirse de süreç, vücudun ve organların ölümden sonraki yaşam için korunması amacıyla mumyalandığı hoş kokulu bir olaydı.

Bununla birlikte, eski Mısır’dan gelen ve kullanılan içerik maddelerini tam olarak ortaya koyan metinlerin azlığı nedeniyle, bilim insanları, ilgili maddeleri ortaya çıkarmak için modern analizler kullanıyorlar.

Şimdi, Senetnay adındaki soylu bir kadının mumyalanmasında kullanılan merhem kalıntılarını inceleyen araştırmacılar, yalnızca içeriklerinin çoğunun Mısır dışından geldiğini değil, aynı zamanda parfümlerinin de çoğaltıldığını ortaya çıkardı.

Max Planck Jeoantropoloji Enstitüsü’nden araştırmanın ilk yazarı Barbara Huber, “Senetnay’ın mumyalama merhemi o dönemin en karmaşık merhemlerinden biri olarak öne çıkıyor.” diyor.

Scientific Reports dergisinde yazan ekip, Senetnay’ın MÖ 1450 civarında yaşadığını ve Firavun II. Amenhotep’in sütannesi olduğunu söylüyor.

Senetnay’in kanopik kavanozları (ölünün mumyalanmış organlarının saklandığı kaplar) 1900 yılında Krallar Vadisi’ndeki bir mezarda, daha sonra Tutankamon’un mezarını keşfetmedeki rolüyle ünlü olacak İngiliz arkeolog Howard Carter tarafından keşfedildi.

Huber ve meslektaşları, hiyeroglif yazıtlarla belirtildiği gibi, bir zamanlar Senetnay’in akciğerlerini ve karaciğerini içeren iki kavanozun içindeki mumyalama merheminin kalıntılarından oluşan altı numuneyi analiz etti.

Ekip, merhemlerin katı ve sıvı yağlar, balmumu, bitüm, çam familyasından ağaçlardan elde edilen reçineler ve vanilya benzeri bir kokuya sahip kumarin adı verilen bir madde ve tarçın ve karanfil gibi birçok bitki kaynağında bulunabilen benzoik asit de dahil olmak üzere karmaşık bir karışımı içerdiğini buldu.

Bu malzemelerin çoğunun Mısır’a ithal edilmesi gerekiyordu.

Huber, “Örneğin, karaçam ağacı reçinesi gibi bazı reçineler muhtemelen kuzey Akdeniz’den ve orta Avrupa’dan geliyordu.” diyor.

“Diğer bir madde, güneydoğu Asya tropik ormanlarına özel olan dammar adı verilen bir reçineye veya Pistacia ağacı reçinesini olmalıydı. Eğer bu Dammar ise, Mısırlıların MÖ 2. binyılın ortalarında, malzemeleri uzaktan getiren geniş ticaret ağlarını vurgulayabilir.

Ancak belirlenen bileşenlerin tümü her iki kavanozda da mevcut değildi. Bu bulgu, merhemlerin organa özgü olduğunu düşündürebilir. Ancak ekip, bunların orijinal olarak aynı olduklarını, ancak yeterli karıştırılmamış veya farklı şekilde bozunmuş olabileceğini de belirtiyor.

Araştırmacılar, çok az sayıda mumyanın Senetnay’e uygulanan özenli muameleyi gördüğünü, bunun da birçok malzemenin yerel olmayan menşei ile birlikte yüksek bir sosyal statüye sahip olduğu görüşünü desteklediğini söylüyor. Bu durumu, onun gömüldüğü yer ve Kral Süsü unvanı da destekliyor.

Huber, ekibin bir parfümcüyle birlikte çalışarak, bu sonbaharda Danimarka’daki Moesgaard Müzesi’ndeki bir sergide kullanılacak olan merhemin kokusunu yeniden yarattığını söylüyor.

Merhemin kokusu “sonsuzluğun kokusu” olarak etiketlendi.

Çalışmada yer almayan, York Üniversitesi’nden duyusal tarih uzmanı Dr. William Tullett, tarihten gelen kokuları yeniden yaratmanın geçmişle günümüz arasındaki ilişkiyi anlamak açısından çok önemli olduğunu söylüyor.

“Karaçamın sıcak, reçineli, çam kokusu burunlarımıza daha çok temizlik ürünlerini, bitümün kükürtlü kokusu ise asfaltı hatırlatabilir. Ancak Mısırlılar için bu kokuların maneviyat ve sosyal statüyle ilgili başka anlamları da vardı.”


The Guardian. 31 Ağustos 2023.

Makale: Huber, B., Hammann, S., Loeben, C.E.et al.(2023).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için